18. Bölüm

2.8K 164 151
                                    

-R-
"Jeon!" diye bağırdığım. Karşı kaldırımda kendi kendine konuştuğu için beni duymamıştı.

"Piç Jeon! Önüne dön, burdayım." diye tekrar bağırdım. Kafasını azcık yerden kaldırsa da, benim olduğum tarafa bakmadı ve konuşmaya devam etti. Kendi kendine konuşacak kadar ne yaşadı acaba?

"Dur bekle, gör bak ben sana ne yapıyorum." dedim içimden ve araba geliyor mu diye kontrol edip karşı kaldırıma geçtim.

"Beni duymuyor musun, göt!" dedim ve ensesine bir şaplak indirdim. Hafif öne doğru düştü ve sinirli şekilde bana baktı.

"Sen kimsin lan oros-" beni gördü ve  "Ha sen miydin evleneceğim ka- pardon, hoşgeldin hayatımın aşkı." dedi ve burnuma küçük bir öpücük kondurdu.

"Yarım saattir burada seni bekliyorum," dedi öpmeye devam ederken. "Nerede kaldın?"

"Nereye gideceğimizi söylemediğin için hazırlanmam biraz uzun sürdü. Aynı zamanda karşı kaldırımdan kaç kere sana bağırdım, sağır mısın?" dedim sinirle. Sokak ortasında deli gibi bağırmıştım. "Hem sen kendi kendine ne konuşuyordun?" dedim. Kısaca "hiç," dedi ve konuyu kapadı.

"Hadi, saat 2. Bugün gece olana kadar çok güzel planlarım var. Arabaya bin." dedi ve kapımı açtı.

"Ah, centilmen sevgilim." dedim ve yanağını öptüm. Arabanın koltukları çok rahattı.

Kendisi de binince, hiç vakit kaybeden arabayı çalıştırdı ve bilmediğim bir müzik açtı.

"Şarkı güzelmiş, adı ne?" diye sordum.

"The Last Night. Şarkının hem gidişatı hem de anlamı çok güzel." dedi gözünü yoldan ayırmadan.

"Hep bu tür şarkılar mı dinlersin?"

"Daha çok aşk acısı olan şarkıları dinlerim. Hiçbir aşk mutlu sonla bitmez çünkü." dedi. Biraz üzülmüştüm açıkcası.

"Neden böyle düşünüyorsun? Bence iki taraf da doğru şeyler yaptığı sürece bütün aşklar mutlu biter. Tabii sevgi bitmezse. Ben seni seviyorum ama. Benimkisi asla bitmez. " Dedim ve bugün onu öpmek çok keyifli geldiği için bir öpücük daha kondurdum. Gülümsedi.

"Ben de seni seviyorum. Yemek yemedin, değil mi?" diye sordu. Hayır anlamında kafamı salladım.

"Tamam, şimdi kafanı yan tarafa çevir." diyince sola tarafa doğru baktım.

"Sağ tarafa, salak"

"Oh.."

Bir anlık afallamadan sonra sağıma baktım ve yeşillikler arasına kurulmuş, vintage görünümlü bir kahvaltı yeri vardı.

"Lan burası çok güzel gözüküyor!" diye arabanın içinde bağırdığım.

"Senin kadar olmasa da, idare eder." Arabayı kenara çekti ve ikimizde indik. "Hadi, geç." dedi. "Buraya en son 2 sene önce annemle gelmiştim. Krepleri aşırı iyiydi." dedi sanki daha yeni yemiş gibi.

İçeri girmemle burnuma hafif bir çilek kokusu geldi. Ardından ise fazla yüksek olmayan bir şarkı tınısı... Galiba birisi Taylor Swift'in 'Love Story' şarkısını çalıyordu.

"Bu şarkı artık baydı. Nereye gitsem duyuyorum." dedim kendi kendime.

"Bence güzel ya. Sen niye sevmiyorsun?"

"Sence Safe and Sound gibi bir şaheser varken, bunun yüzüne bakar mıyım?" Dedim.

"Bu Taylor Swift için bir hakaret." dedi masaya otururken. Ben de karşısına geçtim.

Nude ✘ RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin