Sarışın olan araba durduğunda başını biraz ovalayıp arabadan çıktı.Kapıya geldiğinde hizmetlilerden biri kapıyı açmıştı.Yavaş adımlarla odasına çıktı ve kendini yatağa attı.
Her zaman insanlarla arası iyi olmuştu.Fazla samimi birisiydi ve her zaman insanlara sıcak davranırdı.Çalışanı da olsa Jongho ile yakın olmak istiyordu.Yanlış anlaşılmasın sadece insanlardan birisi bile olsa kimse ile arasının açık olmasına dayanamaz.
Gözleri yavaşça kapanırken kendini uykuya bıraktı.
Jongho çalan telefonu ile cebindeki metal kutuyu çıkardı ve açtı.
"Evet efendim?"
"Yeosang şuan ne yapıyor?"
"Odasında efendim,fazla halsizdi.Uyumuş olmalı."
"Tamam,gözün üzerinde olsun."
"Tabii efendim."
Telefon kapandığında Jongho telefonu cebine koyup sarışın çocuğun odasın ilerledi.Kapıyı yavaşça araladı.Yatağında minicik kalan sarışın ile gülümsedi diğeri.Içeriye girdi ve etrafa baktı.Zevki gerçekten çok güzelmiş diye düşündü.Gülümseyerek sarışın çocuğun üzerini örttü.Minik bedeni daha da kaybolurken Jongho yavaşça odadan çıktı.Karşısında kendine pişkince sırıtan genci gördüğünde korkmuştu.
"Yeosang'ın odasına ne işin vardı?"
"Bu sizi ilgilendirmez."
"Kimsin sen niye Yeosang'ın odasındasın?"
"Ben onun korumasıyım.Bay Kang sürekli ona göz kulak olmamı söyledi,uzun bir süre ses duymayınca endişelenip bakmak istedim o kadar."
"Hmm anladım,napim?"
Sinirlendiğini hissederken derin bir nefes verip kendisine verilen odaya geçti.Hemen Yeosang'ın odasının karşısında...