Çalan telefon ile sarışın genç gözlerini aralamıştı.
Sarışın olan sarıldığı şeyden kollarını çekerek telefonunu çıkardı cebinden.Direkt olarak telefonu açarak kulağına götürdü.Gözleri hâla açılmıyordu yorgunluktan.
"Efendim?"
"Günaydın canım kardeşim,nerdesin sen?Koruman da etrafta yok."
"Ben çalışma odamdayım o da yanımda."
"Babam çok endişelendi varya."
"Üfff tamam Woo.Kapat şunu."
Telefon kapandığında sırıttı.Wooyoungu görmemezlikten gelip onu sinir etmek hoşuna gitmiyor değildi.Gözlerini ovalayarak yan tarafına döndü.Ama gördüğü manzara ile ağzından ufak bir çığlık kaçmıştı.
Jongho hızla gözlerini açıp etrafa baktı. Yeosang'ı gördüğünde yataktan kalkarak sarışın çocuğu inceledi.
"Bir yerinize bir şey mi oldu efendim,iyi misiniz?"
Yeosang yataktan kalkarak projesini dosyaya koyup çalışma odasından çıktı ve asıl odasına gitti.Dosyayı masaya bırakıp banyoya girdi ve kısa bir duş alarak banyodan çıktı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Giydiği kan kırmızısı kadife takımının üzerine bir kaç altın zincir kolye taktı.Gözlerine hafif bir kırmızı far ile gölge yaptı ve kirazlı lipbalmını da sürdükten sonra en son olarak erkeksi parfümünden bir kaç fıs sıktı.
Şimdi ise şirkete gidip projeyi daha düzgün bir hale getirecekti.
Projenin olduğu dosyayı ve telefonunu alarak odasından çıktı.Eş zamanla Jongho'da odasından çıktı ve merdivenleri inmeye başladılar.Jongho önünde yürüyen afete bakmamak için resmen iç savaş veriyordu.
Giydiği kıyafet resmen üzerine tam oturmuştu. Aslında giydiği her kıyafeti güzelce taşıyordu zaten o.
Evin asıl kapısından çıkarak bekleyen arabaya binip şirkete doğru yol aldılar.
