Sıkıntıdan ard arda yazıyorum bölümleri. İnternet yoğğ🤧 bir sürü bölüm taslak olarak bekliyor. Tam diğer gizle beraber 6 bölüm bekliyor...
İyi okumalar
Jimin*
Hala inanamıyordu. Şimdi kendisi ile görüşen kişi Prens miydi? Kendisine verdiği kolye, sorduğu sorular.
'Baba, gidebilir miyiz?'
'Tabii ki oğlum, Anna sen de bundan sonra Jimin ile ilgilenirsin. Şimdi odasına götür' Anna denen kişi Jimin'in koluna girince Jimin kardeşine döndü
'Mary, gelsene' Mary tuttuğu eli daha sıkı kavrayıp abisine baktı sevimlice
'Abi, ben Tavşan Prensin yanında kalsam olur mu?' Jimin gülmemek için büyük mücadele verirken büyük salon olduğunu öğrendiği yerden çıkan Tae'ye baktı
'Aslında benimle kalabilir, odalarımız yan yana istediği zaman getiririm.'
'Peki' diyip koluna girmiş olan Anna ile beraber salondan çıktılar. Üst kata çıkan merdivende ilerlerken Anna aralarında ki sessizliği bozmuştu
'Anna ben, seninle ilgileneceğim kralın dediği gibi. Ne ihtiyacın olursa olsun benden isteyebilirsin.' konuşan kadına hayranlıkla bakıyordu. Çok güçlü ama bi o kadar da cana yakın birine benziyordu
'Jimin zaten biliyorsun. Peki konuşmak istersem? Benimle konuşur musun?'
'Tabii ki. Ben senin arkadaşın sayılırım. Zaten istemesek de öyle olacağız zamanla' diyip gülen Anna'ya eşlik edip güldü.
'Olsak benim için iyi olur, yalnız olmak istemiyorum kocaman sarayda' Anna kendisine gülümseyip önüne geldikleri kapıyı açtı
'Gel hadi, güzel bir duş al. Güzelce giyin dola-' kapıda beliren bedeni görünce susan Anna'ya baktı. Ardından kapıda durup kendisine bakan Tae'ye baktı
Oturduğu yatakta biraz daha yana kayıp ayaklarına baktı
'Anna ben Jimin ile ilgilenirim'
'Peki prensim' eğilip çıkan Anna'ya baktı yalvarır gözlerle. Ama Anna odadan çıkmış kapıyı da kapatmıştı. Kapının yanında ki beden kendisine yaklaşınca biraz daha kaydı.
Yatakta yanına oturunca bakışları onun ayaklarına kaymış, ardından tekrar kendi ayaklarına odaklandı.
'Jimin nasılsın' Bişey dememiş sadece biraz daha küçülmüştü. Çenesini kavrayan ellerle başı kalkmıştı ve kendisine bakmaya zorlanmıştı.
'Gerçek adım Taehyung, Kim Taehyung. O gün öyle çıkıştığım için üzgünüm. Sadece prens olduğumu bilip hareketlerini değiştirmeni istemedim. Kendin olarak benimle vakit geçirmeni istedim' gözleri dolmuştu. Çenesinde ki eli çekip ayaklandı ve odanın içinde ki iki kapıdan birine doğru gitti.
'Duş alacağım müsaadenizle' diyerek açtığı lavabo kapısını kapatıp diğer kapıyı açtı. Arkasına bakmadan içeri girdi. Ama Anna'nın kullanması için verdiği havluyu orada unutmuştu.
Umursamadan suyu açtı ve ayarladı. Herhalde duştan çıkana kadar odadan gider diye düşündü ve suyu başından aşağı döktü. Oturmak için yapılan mermere oturup temizlendi.
10 dakika sonra banyoyu da düzeltip kapıya ilerledi. Kapıyı hiç düşünmeden açtı. Yatağın ucunda oturan bedeni görünce çığlık atıp tekrar içeri girdi.
Bedenini kapattığı kapıya dayayıp nefes aldı. Kapı çalınca endişe ile kapıdan uzaklaştı.
'Havlunu unutmuşsun, al' başta tereddüt etse de kapının arkasına geçip kafası görünecek şekilde araladı kapıyı. Kendisine uzatılan havluyu alıp teşekkür ettikten sonra kapıyı kapattı
![](https://img.wattpad.com/cover/272819731-288-k126185.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vmin~Touch, Kiss and Smell
FanficKim Taehyung eşine dokunmayı, koklamayı ve öpmeyi çok sever. Eşi Park Jimin ise Kim Taehyung sevmediği gibi bu yaptıklarını da sevmez ama Prense karşı da koyamaz