Bölüm 2

807 41 2
                                    

İyi okumalarr :)

" Maria ! Kalk hadi geç kalacağız. Uyan şu pislik uykudan " diye bağıran Bella'nın cırtlak sesiyle uyanmak zorunda kaldım.

Malesef artık o güzel annemin sesi yerine bunun sesini çekecektim.

Ailemden ayrılalı daha 1 hafta olmuştu ve ben onları çok özlemiştim.

Onlar İngiltere'de ben ise İspanya'da Barcelona'da bir Üniversite'ye gidiyorum suan. Tabiki Bella'yla.

Hemen yataktan kalktım. Okulun ilk günü olmasıyla birlikte Üniversiteninde ilk günü.

Hazırlıklarımı ve makyajımı yaptım. Hiç makyaj yapmam ama bu gün farklı.

Yeni Üniversite, yeni bir ülke, yeni bir şehir ve yeni insanlar. Ve tabiki yakışıklı çocuklar yakışıklı çocuklar ve yakışıklı çocuklar...

Aşağıya indim. Bella çoktan hazırlıklarını yapmış oturuyordu. Beni görünce ;

- Oo Maria Prenses uyanmış. Hatta giyinmiş bile. Ve inanamıyorum ki makyaj yapmış.

-Sende boya kutusuna düşmüşsün galiba. Bu ne böyle. Okul sonuçta abartılacak çok da bişey yok.

-Maria böyle bakma artık hayata. Yanlız ve başka bir ülkede yaşıyoruz. Üniversiteliyiz ve en önemlisi Barcelona gibi bir ülkedeyiz.

Binlerce yabancı insan ve bize farklı gelecek kişiler olacak. Lütfen artık kendine düzen ver. 20 yaşındayız.

Haksızdı. Bende öyle düşünüyordum zaten. Sadece fazla önemsemiyordum.

Konuyu fazla uzatmamak için "Peki " dedim. Çünkü Bella'nın uzatmaya meyilli olduğunu biliyordum.

Okula erken gitmemiz gerekiyordu. Çünkü okul evraklarını alacaktık. Bu yüzden hemen evden çıktık. Yorucu bir gün olacaktı. Özellikle de Bella'yla.

*****

- Bella bu okul çok güzel yaa. Nasıl bir yer burasıı?

-" Evet evet güzel ama şu çocuklar kadar değil " dedi ağaçların altında duran 2 çocuğu göstererek.

" Off bırak şimdi onları. Önemli olan evrakları nereden alacağız. Çünkü fazlasıyla heyecan bastı bana. "derken Bella yanımda yoktu.

Tanrım ! Çocukların yanına gitmişti ve galiba onlara sorular soruyordu.

Aralarından biri dikatimi çekti. Kahverengi saçlı, ela gözlüydü. Fakat elanın en güzel tonu olan yeşildi. Ve gülüşü mükemmeldi.

Beni fark etmişmiydi bilmem ama ben onu baya süzmüştüm .

Bi ara bu tarafa baktı ve direk kafamı çevirdim. Havalı bir tipe benziyordu. Gözlerimi alamıyordum ondan.

"Maria Maria ! Heyy... Koptun gittin kızım. Bırak şu çocukları diyen kimdi ? " dedi ve çok gıcık bir şekilde güldü.

- E..Evet ama sadece bakıyordum. Hem s.. sanane ya ?

- Hoşlandın mı yoksa ?

-Yok ya ne hoşlanıcam. Daha tanımıyorum bile. Sadece gözüm dalmış o kadar. H..hem onun peşinde bir sürü kız vardır bana bile bakmaz. Ben onun peşinden de koşmam.

" Bence çok emin olma. Erkekler öyle kızları çok kolay elde edebildiklerini bildiği için zoru seçerler. Zor her zaman dah çekicidir. Yani seni beğenebilir. Bu kadar güzellikle "dedi ve bana öğüt verirmiş halinden çıktı.

Evet belki olabilirdi. Ben zor bir kızdım. O rahat kızlardan değil. Ama o nasıl isterdi ?

Of Maria şuan kendi kendine hayal kuruyorsun. Gerçek hayata dön. Daha öyle bişey olmadı bile.

- N..neyse. Bella şimdi nereye ?

- Evrakları sınıfın önünden alıcakmışız. Gidiyoruz hadi.

****

Sınıfın önünde ne evrakları veren vardı ne de öğretmen gibi bişey. Bütün herkes kapının önündeydi. Koridor o kadar kalabalıktı ki. Binlerce ses, gürültü ve insan.

Gözüm hep o'nu arada. Ne olmuştu bana bir anda böyle ? Aklım niye onda kaldı?

O an Bella'nın beni sert ve heyecanlı bir şekilde dürtmesiyle kalabalıkta o'nu arayan gözlerimi Bella'ya çevirdim.

-Maria öküz gibi bakmadan sağına bak. Çünkü çok sevineceksin.

Neydi şimdi bu? Kafamı çevirdim ve...

Aman Tanrım ! Yeşil gözler bana mı bakıyordu?

Arkadaşlar ilk bölüm diye olayları aynı bölüme yazmak istemedim. Umarım beğenirsiniz.
Vote eksik etmezseniz sevinirim. Sizi seviyorumm...

Born and Bred ||Neymar Da Silva Santos Junior||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin