4. MTV Oᴅᴜʟʟᴇʀɪ

115 17 10
                                    


   lukescurlsenthusiast ...

  Günler paparazzilerin Chris ve beni her dışarı gördüklerinde çıkıyorlar mı sorularıyla beni delirterek geçti. Onunla birkaç randevuya daha çıkmaya ve sonra ne olacağını görmeye karar vermiştim.

  Yani o gün MTV Film ve TV Ödülleri günüydü... Ödüller saat 18:00'de başladığından menajerim Chris'i ve beni 17:00 civarında bir limuzinle evimden almayı kabul etti.  Chris'i ilk randevumuzdan beri görüyordum, bu yüzden onu tekrar görmek oldukça heyecan vericiydi. Terzilerimden biri elbisemi bir mankenin üzerine sermişti ve o gidince ona hayranlıkla baktım.

  Harry ve Tom'a elbiseden bir snap gönderdim ve gerçekten çok beğendiler... Beğeneceklerini hiç düşünmemiştim, özellikle Harry beni çok fazla teni(?) ya da başka bir şeyi açığa vuran küçük kız kardeşi olarak düşünürken...

  "Seni gördüğünde Chris'in gözleri yerinden fırlayacak!" Tom hemen geri dönmüştü.

  "Iyi gidiyorsun canım. Sana orada iyi şanslar." Harry yazmıştı.

  Hepimiz deli gibi koşuşturduğumuz için ben de kimseyle fazla konuşamamıştım. Ben farkına varmadan saat 16:00 olmuştu ki Chris giyinmek için aşağı inecekti. Tam duştan çıktığımda, kapının çalındığını duydum. Bu yüzden bornozu üzerime geçirdim ve açmak için aşağı koştum. Chris'in sırıtarak bana baktığını gördüm.

  "Merhaba!" Kollarımı ona dolayarak gülümsedim.

  "Merhaba aşkım" dedi bana sarılıp yanağımı öptü.

  Onu evime çektim ve müdürlerimizin tuttuğu bir sürü asistanla üstümü değiştirmek için yukarı odama çıktık.

  Banyoya girdim ve üzerimi değiştirmeme, makyajımı yapmama ve saçımı yapmama yardım ettiler. Sonunda işleri bittiğinde, uzun elbiseyi dikip düzleştirdim ve yukarıya baktım, Chris vardı. Orada durmuş, beni izliyor, siyah takım elbise ve uyumlu pantolon giymiş, altında düğmeli beyaz bir gömlekle son derece yakışıklı görünüyordu. Bir şey söylemek için ağzını açtı ama telefonu çaldı ve bir hışımla cebinden çıkardı.

  "Kim o?" diye sordum gülerek numaraya şok olmuş bir yüzle bakarken.

  "Ee kimse" diye cevapladı tekrar cebine koydu ve gülümsedi. "Gerçekten iyi görünüyorsun."
 
  "Teşekkür ederim...ama telefonda kim vardı?" diye fısıldadım endişeli yüzüne bakarak.

  "Elsa" içini çekti ve benim gözlerim şoktan fal taşı gibi açıldı.

  "Numarasını aldın mı?" Kaşımı kaldırdım. En ufak bir şekilde bile sinirlenmedi ama dürüst olmak gerekirse çok şüpheliydi.

  "Hayır sildim ama bazı rakamları hatırlayabiliyorum" dedi dürüstçe ve başımı salladım "Ama onunla bir daha konuşmamın imkanı yok" dedi bana gülümseyerek.  "Bizi soracaklar mı?" "Eminim isteyeceklerdir."

  "Biliyorum... Şey, sanırım daha yeni çıkmaya başladığımızı ve bunun ne kadar ileri gideceğini görmek istediklerini söyleyecekler." Omuz silktim ve düşünceli bir şekilde başını salladı.

  "Sanırım birlikte geldiğimizi gördüklerinde yakında öğrenecekler ama evet yine de onlara söyleyelim" diye sırıttı. Topuklarımı bağlamak için oturdum ama bütün bunları düşünmeden edemedim...

  Bu çok hızlı oluyordu ama kendimi baskı altında hissetmediğime şaşırdım. Çünkü ikimiz de ilgi odağı olmaktan birbirimiz hakkında çok şey öğrenmiştik ve o çok rahattı ki bu da bana yardımcı oldu.

Oɴʟʏ Mɪɴᴇ //  𝐶ℎ𝑟𝑖𝑠 𝐻𝑒𝑚𝑠𝑤𝑜𝑟𝑡ℎ  ᵗʳᵃⁿˢˡᵃᵗⁱᵒⁿ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin