1.bölüm

73 2 0
                                    

güneş 24 yaşında bir genç kız olmuş okuyup hemşire olmuş annesiyle babası kızlarıyla gurur duyuyordu güneş bugün hakariye gidecekti odasına çıkıp valizini toplayıp eline geçen herşeyi valize koyar akşam a karşı evden çıkıp otogara gider hakarinin bir köyünde sağlık ocağonda çalışacak güneş otobüse binip başını cama yaslar gözlerini kapatır yeni hayatını düşünür onu neler bekliyordu yeni bir yer şehirden uzak bir köy tanımadığı insanlar o bunları göze alarak buralara kadar geldi otobüs sarsılarak durduğunda güneş gözlerini açar etrafına bakar otobüs ten iner valizini alıp köye gidecek olan minibüse biner köye gelir minibüs onu muhtarın evinin önünde indirir muhtar dışarda olduğu için güneşin yanına gider hemşire olduğunu anlar muhtar :hoş heldin kızım güneş : hoş buldum ben yeni hemşire muhtar: gel kızım bi çayımızı iç seni kalacağın eve götürürüm güneş:çok sağolun ben gidip yerleşeyim sonrada sağlık ocağına gidicem muhtar başını salar önden gider güneşte onu takip eder evin önünde durur muhtar:bak kızım kalacağın ev diyip ahantarı verir güneş : teşekkür ederim kapıyı açap içeri girer evin içine bakar temiz bi evdi düşenmiş güzel di güneş yatağa uzanıp derin bi oh çeker bir süre dinlenip valizini boşaltır annesiyle babasına sarılı olduğu çerçeveyi göre bilecek biryere koyar güneş :canım annem ah aşkım babam ve birde erkek kardeşi vardı 20 yaşında güneş eşyalarını yerleştirip kısa bi duş alıp üstünü giyip yatağa uzanır yorgun olduğu için bi süre sonra uykuya dalar güneş gözlerini açar esner dışarı çıkıp etrafı inceler çok güzel bi köydü her taraf ağaçlarla doluydu yemyeşil ağaçlar efrafta koşuşan çoçuklar kahkahaları güneş çocukların yanına gider güneş : ne oynuyorsunuz araların daki küçük çocuk konuşur abla biz yakalamaca oynuyoruz güneş :senin adın ne baran : benim adım baran abla tüm çoçuklarla tanışır onların yanından ayrılır eve girip üstünü değiştirip sağlık ocağına gider içeri girer güneş gibi buraya yeni gelmiş bi doktor vardı güneş: meraba ben güneş kadın tebesüm edip mehtap: bende mehtap bi süre konuşur lar

karargah
askerler yeni bir operasyon a gideceklerdi son hazırlıklarını yapıyorlardı musa: komutanım valla ben bu sefer o mağaraya girecem kimse beni tutamaz demir komutan :aslanım şimdi beni delendirme ben seni oraya bi sokarım dünyanın kaç bucak olduğunu görürsün aslanım diğer askerler kahkaha atar komutan demir : kesin lan gülmeyi hadi çıkalım hepsi birlikte çıkarlar askeri araca binerler yola çıkarlar demir :telsizniz hep açık olacak askerler: emerdersin komutanım demir :allah yardımcınız olsun askerler: amin askeri araç onları bi noktada indirir araçtan inerler dağlarda taşların ağaçların arasından ilerlerler demir : ali bak şurda bak nasılda avlanmak için bekliyor diğer itlerde etrafta dikkat edin ha musa : komutanım valla arkamda bekleyenimde yok ben seve seve şehadet şerbetini içerim demir : lan musa üç kağıtçı musa kısık bi kahkaha atar musa: komutanım nerde üç kağıtçılığımı gördün demir : sabret aslanım dünüşte sana hepsini göstericem salih :desene şenlik var demir:kesin lan eğlencenin sırası değil şunları bi indirelim musa: karaşimşek delendi demir askerlere sert bi bakış atar herkes yerine geçip komutanın hareketini bekler demir: ben şimdi şu aşağıdan dolanıcam musa: komutanım ben gideyim siz hiç kendinizi demir lafını keser demir : kes lan ali kaç kişiler ali keskin nişancı ali: komutan valla avlanmak için bekleyen on tana av var demir :tamam işini biliyorsun bulduğun an yapıştır ali: emredersin komutanım demir dediğini yapıp onlara yaklaşmaya çalışır adamlardan biri askerleri fark eder bağırır adam:asker birden silah lar patlar musa hata yapıp yerinden çıkar birden omzundan aldığı kurşunla dizlerinin üstüne düşer demir birden kükrer demir:lan musa ben sana demedimi beni dinle demir musayı bi kayanın yanına çeker demir:salih musanın yarasına bak demirle askerleri adamların hepsinin işini bitirir salih : komutanım sıyırmış musa : salih oğlum ben gidiyorum beyaz ışığı görüyorum salih : oğlum varya vuruldun hala akılanmadın diyip musanın omzuna vurur musa: lan oğlum senin şerefini si kendini düzeltir vuruldum demir:lan senin gibi çenesi susmayan adam görmedim diyip ayağa kalkar demir : hadi gidelim kaldırın musayı birlikte oradan ayrılıp giderler köydeki sağlık ocağına


sağlık ocağı
sağlık ocağına doğru mehtap : güneş hazırlığını yap buraya yarali bi asker getirecekler güneş başını salayıp malzemeleri hazırlar hemşire ünlüğünü giyer askeri araç sağlık ocağnın önünde durur musayı indirip üçeri taşılar güneş: şuraya yatırın lütfen dışarı çıkın askerler dışarı çıkar doktor mehtap yarasına bakar mehtap: çok şükür yarası çok derin değil aradan bi saat geçer mehtap dışarı çıkar demir:askerim nasıl mehtap: iyi serum takılı demir başını salar içeri girer demir: geçmiş olsun musa :sağolun komutanım bakın ahh demir: uzan lan yerine toparlan gel keyif süreceğini düşünme hemi aslanım musa : ah komutanım çok kötüyüm ali: oğlum kurşun yanlış yerine gelmiş çenene gelmeliydi lan iki dakika sus güneş kapıyı açıp içeri girer musanın serumu na bakar güneş: kendinizi nasıl hisediyorsunuz musa: çok kötüyüm galiba öleceğim güneş şaşkın bi şekilde musayı dinliyordu güneş: ağrınız çokmu var musa: çok sanırım dayanamıyacam demir : oğlum yeter lan onun hiç bir şeyi yok güneş demir konuşurken demirin gözlerinin içine bakıyordu iri bi adamdı uzun boyu kaslı vucudu Allah var yakışıklı adamdı güneş kendine gelir içinden ay bana ne demir : iyimisiniz güneş : iyiyim bir kişi yanına durabilir yarası derin olmadığı için yarına kadar toparlanır demir: salih yanında kal salih: komutanım ben bunun yanında kalmam bu varya sabaha kadar benim beynimi si demir: höst lan salih : şey özür dilerim sizin unutum güneş başını salar çıkar başka bi odaya girer dışarıyı izler demirle askerleri dışarı çıkar güneş te onlara bakar güneşin uzaktan oynayan çocuklara bakar güneş: ne kadar masumlar haketmedikleri şartlarda hayat mücadelesi veriyor lar hayat işte kimine nankör kimine bonkör akşam olur güneş le mehtap hanım sağlık ocağında geç saatlere kadar kalırlar mehtap hanım evine gider güneşte sağlık ocağında kalır kolarını masaya koyup başını da üstüne koyar bi süre sonra uyuya kalır sabah olur güneş gözlerini yeni güne açar vucudunun tutulmasıyla güneş: Allahım heryerim tutulmuş mehtap : ben geldin sen git dinlen güneş: çok iyi olur size kolay gelsin güneş gece iki defa musanın yarasını kontrol etmiş evine doğru gider yolda demir komutanla karşılaşır güneş: günaydın demir başını salayıp demir: günaydın musa nasıl güneş: çok iyi demir: yeni siniz burada değilmi güneş: evet dün geldim demir başını salar demir : iyi günler diyip uzaklaşır güneş:askeri forma bi insana bu kadar mu yakışır Allahım bana neler oluyor böyle elini anlına vurup gider evine girip duş alır geceliğini giyip mutfağa gider ekmek arası yapıp yer sonrada kendini yatağa atar uykuya dalar gözlerini açar her yerin karanlık olduğunu görür yavaşça kalkar üstünü değiştirip kapının önüne çıkar köy deki insanların hepsinin dışarda olduğunu görür çok sıkıldığı için uzaktan oturmuş iki tane kızın yanına gider güneş : meraba kızlar utangaç bi şekilde meraba der güneş: şey ben güneş yeni hemşire ben ayşe bende zeynep oturup sobet ederler kızlar güneşle sohbet etikçe ona ısınırlar güneş : lütfen arada gelin bakın şu evde kalıyorum tek başıma sıkılıyorum zeynep : geliriz dimi ayşe : geliriz sende bizim eve gelirsin güneş : gelirim görüşürüz kızlar güneşe el salayıp evine gider telefonda anne babasıyla konuşur kendine kahve yapıp içer odasına çıkıp uyur
sabah erkenden kalkıp duş alıp sağlık ocağına gider güneş : kendinizi nasıl hisediyor sunuz
musa : çok iyiyim şimdi çıkabilir miyim güneş : yaranıza bakayım çıkabilirsiniz güneş musanın yarasına bakıp yeniden sarar musa salih le birlikte çıkar lar aradan bir ay geçer güneş köye alışır kızlarla artık çok yakınlar dı ayşe : güneş valla annem zor izin verdi zeynep geldi koşup kapıyı açar güneş : hoş geldin canım zeynep : hoş buldum televizyonun karşısına otururlar izlemeye başlarlar zeynep : valla bu dizilerdeki aşkları görünce insan gerçek hayata da böyle aşkların olduğunu düşünüyor güneş : elbete var dır ayşe : hiç sanmam güneş : bir gün aşık olunca sizi görürüm ayşe : sen birini seviyormusun güneş : yok canım ne aşkı zeynep : sen öyle deyince bizde biri var sandık güneş : aşka inanırım ama yok kinse hayatımda kuzlar bi süre daha sohbet ederler kapı akacaklı gibi çalmaya başlar korkarak çığlık atar
____________________________
5 vote yb

bu hikaye 20 . bölümden oluşur

GüNEŞİN ASKERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin