kapı alacaklı gibi çalınca kozlar çığlık atar güneş :sakin olun ben kapıya bakıcam güneş : kim o kadın : yardım edin çocuğum çok hasta güneş kapıyı açar kadın : gel çocuk evde güneş : kızlar gelin birlik te bakıp gelelim birlikte kadını takip ederler ayşe yavaşça konuşur ayşe : ben bu kadını ilk defa görüyorum zeynep : aynen bende kimki evin önünde dururlar kadın : çabuk içeri girin içeri girerler kadın kapıyı kapatır kadını takip edip salona girer ler yerde düşeğin üzerinde kanlar içinde bi adam görürler arkalarından silahlı iki adam çıkar yerdeki adam konuşur sultan çabuk ol sultan : çabuk yarasına bak güneş : siz kimsiniz sultan : sana çabuk yarısına bak dedim adamlar zeynep le ayşenin başına silah dayar kuzlar korkudan ağlamaya başlar güneş adama yaklaşır yarasına bakar sultan tüm malzemeler burda hadi ne bekliyo sun güneş: ben yapamam hastaneye götürün arkadaki adam zenebin saçını çeker zeynep çığlık atar güneş : bırakın tamam bakıyorum güneş yaralı adamın yarasını sarar serum takar güneş : biz gidelim bırakın bizi sultan : ne aceleniz var bi süre misafirimiz olun güneş : saçmalamayı kes ve bırak bizi sultan : şehirli senin dilin pek de uzun muş dikkat et kes meyelim güneş konuşacağı sırada ayşe yalvaran gözlerle güneşe bakar güneş susar kızlar yanyana oturmuş bekliyordu ayşe : ne yapıcaz bunlar bizi öldürmeden bırakmaz güneş : ben yüzümden sizinde başınız belaya girdi zeynep : öyle düşünme senin bi suçun yok demirlerde ihbar alırlar çıkıp köye gelirler askerlerle köyün içinde gezerler sultan : askerler köye gelmiş patronu kaldırın çıkalım buradan sizde çenenizi kapayın yoksa üçünüzünde beyni patlar güneş perdeyi yavaşça kaldırıp dışarı bakar demirde uzaktan o eve doğru gelir güneşle gözgöze gelir sultan güneşin saçından tutup perdenin arkasına çeker demir güneşin birden yüzünde acı çeken surat ifadesi görünce işkilenir demir : musa şu eve gidelim sanrım o evin içindeker ikisi yavaşça eve doğru gider demirle musa yavaşça kapıyı açıp içeri girer yerde boylu boyunca uzanan üç kız elleri ayakları ağzı bağlanmış demirle musa evi kontrol eder kimseyi göremezler koşarak üç kızında ellerini ayaklarını çözerler üçününde gözleri doluydu musa : iyimisiniz kızlar başını salar demir : hemşire hanım ne oldu burda musa ayşenin korkudan titrediğini görünce ayağa kaldırır musa : sakin ol iyimisin ayşe kekelemeye başlar ayşe : şe şey be be ben çok kork tum ağlamaya başlar musa ne yapacağını bilmez halde genç kıza bakar demir de güneşi kaldırır salih de gelip zeynebi kaldırır güneş : biz kızlar la evde oturuyorduk birden kapı çaldı kadının biri çocuğum çok hasta yardım edin dedi bizde geldik buraya ama ortada çocuk yoktu yaralı bi adam vardı yarasına bakmamı söylediler güneş artık dayanamayıp demirin kolarına yığılır demir güneşi kucağına alır ayşeyle zeynep ağlamaya başlar zeynep : güneş be oldu demir : bişey yok bayıldı der otoriter sesiyle hep birlikte sağlık ocağına giderler doktor mehtap güneşe bakar mehtap : tansiyonu düşmüş der serum tatar dinlensin demir sinirle konuşur demir: bulamadınız mı salih : kaçmışlar komutanım demir : lan bu nasıl iş bu itler ellerini kollarını sallayarak köye girip çıkıyorlar siz onların isimlerini duydunuzmu ayşe : komutanım kadının adı sultanmış demir : sultan ya delikten deliğe giren böyük başın sağ kolu sultan az kaldı çok az kaldı sizde her gelene kapıyı açmayın köyde yaşıyorsunuz bunu bilmeniz gerek zeynep : bilemedik komutanım demir içeri girer güneş tek oda daydı hala uyuyordu demir güneşe yaklaşıp yüzünü inceler güzel kızdı demirin gözleri dalar farkında olmadan güneşin kokusu burnuna dolar hatırladığı acı hatırayla sayıklar kır papatya sı diye mırıldanır birden kendine gelir lan sana ne elin kızının kokusundan diyip sinirli bi şekilde odadan çıkar demir : salih kızları evlerine bırak ayşe : biz güneşin yanında kalıcaz demir : salih musa çabuk gelin musa : bu delişimşek niye yine delendi salih : cesaretin varsa git sor musa : yok kardeşin ben böyle iyiyim adam deli zaten durduk yerde deleniyor güneş kendine gelir kızlar koşarak yanına giderler zeynep:çok şükür kendine gelebildin güneş : siz iyimisiniz ayşeyle zeynep dolu gözlerle güneşe başını salarlar güneş: beni buraya kim getirdi zeynep : komutan getirdi bizede çok kızdı güneş : niye kızdıkı zeynep : niye o kadına kapıyı açmışız diye güneş : hakli ama kadın da o kadar inan dırıcıdıy ki ne yapalım bizde böylelikle ders çıkardık kızlar başlarını salar ayşe : acaba onlar yine gelirmi valla cok korkuyorum güneş : inşallah gelmezler siz eve gidin ayşe : biz seninle kalalım sabah eve gideriz güneş : sizde benim yüzümden başınıza gelmeyen kalmadı ayşe : bizede aksiyon oldu zeynep : az önce ağlayan kimdi sanırım bendim ayşe: sana ne ya kızım güneş gülerek ikisine bakar güneş : bari eve gidip uyuyalım güneşin serumun biter eve giderler ev sağlık ocağına yakındı kzlar yatağa uzanırlar güneş demiri düşünür ne ara bu kadar bu adamı düşünür olmuştu ilk gördüğü günden beri düşüncelerle birlikte uykuya dalar sabah erkenden kızlar kahvaltı edip evlerine giderler güneşde sağlık ocağına gider aklına dün yaşadıkları gelir çok kötü bi akşam geçirmişti neyseki demir komutan aklını kalbini ilk günden karma karışık yapan adam gelmiş onları kurtarmıştı mehtap : iyimisin nasıl oldun güneş : çok şükür iyiyim mehtap : kızım dikkat et buralar da insan başına ne gelir bilmez güneş : valla çok haklısınız
demir de karargah ta oturmuş kahve içiyordu bu hayata kimsesi yoktu yalnızdı küçük ken ailesi ni kaybetmiş yurda büyümüş okmuş vatanına aşık gözünü kırpmadan canını verir kahvesi biter dışarı çıkar musanın sesi kulaklarına dolar musa : ali varya şu geçen adi neydi buraya girmeye çalışan ali : oğlum kes lan musa: lan niye kızın duygularıyla oynadın sana yakışıyormu sen onun kocası evinin direği olurdun çocuklarının babası diyip hep birlikte kahkaha atarlar ali su şişesini alıp musaya atar demir de a onların yanına gider askerler ayağa kalkar demir oturmaları için işaret eder demir : şu akşam köye giren itler için yarın söylenen yere gidicez ona göre hazırlığınızı yapın musa : Ooo komutanım desenize şenlik var demir : geçen de böyle atıp tutun az kalsın gidiyordun şimdi sen le salih yanınza üç kişiyi alıp köye gidin etrafa bakıp gelin musa : emredersiniz komutanım salih le musa yanına üç akser arkadaşını alıp köye gider askeri araçtan inip etrafa bakarlar muhtar onların yanına gider muhtar: hoş gelmiş siniz salih : hoş bulduk muhtar bi yaramazlık yok dimi muhtar:yok çok şükür bişey bi çay iç sey diniz musa : salih ben şu aşağıdaki evlerin oaraya bakıcam diyip gider ayşede aşağıdaki dereden geliyordu başı önde dalgın dalgın yürü yordu birden musa ya çarpar tam düşeceği sırada musa kolunu ayşenın beline sarar ayşe korkudan gözlerini kapatmış düşeceğini bekletken beklediği olmadı gözlerini açar musayla göz göze gelir ayşe geri çekilir ayşe : özür dilerim görmedim der mahçup bi şekilde başı önde musa kızın güzeliğine bakıp dalıp gitmişti musa : sorun değil sen iyimin ayşe başını salar ayşe : ben gideyin der gider musa : Allah bu nasıl bi güzelik ben niye seni daha önce görmedim der kendi kendine salih :Şşş oğlum hayırdır niye kızı izliyorsun bişeymi oldu musa : yok lan ne olacak gözün daldı salih: hadi gidelim der birlikte çıkıp giderler güneş bir aydır bu köyde yaşıyordu alışmıştı artık
karargah
askerler gözlerini yeni güne açıp yeni bir operasyon a giderler demir askerlerinin yanına gider herşeyin hazır olduğunu görünce demir : hadi hepiniz araca askerler emredersiniz komutanım diyip hızlı adımlarla araca binerler dağlık alana giderler askerler yerlerini alır demir tespit editikleri dürt mağaraların yakınlarına giderler demir : musa mağara dediği an musa tehlikeli bi gülüşle musa emredersiniz komutanım diyip belirledikleri mağaraları patlatırlar demir le askerleri akşama kadar dağlarda ki mağraların içini kontrül etmişlerdi akşam olduğu için heryer zifiri karanlıktı hiçbiri yorulmuş tı aslanlar gibi dimdik ti musa : komutanım pusu dermez silah patlar kulakları sağır edem silah sesi__________________________
bölüm sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GüNEŞİN ASKERİ
Actioniki kalp biri asker diğeri hemşire mesleğine aşık iki kalp bu iki kalp aşk la yanıp tutuşacak