0.7-Stigma

776 65 30
                                    

Merhabalar güzellerim nasılsınız? Farkındayım bölümleri pek sık atamıyorum yaz tatilinde olsam bile, vaktimi oyunlara ya da kitap okumaya harcıyorum. Fakat daha sık bölüm atmaya çalışacağım merak etmeyin :)

Lütfen okumaya başlamadan önce oy kullanmayı unutmayın emeğimin karşılığını görmek beni mutlu eder... Bolca yorum yapmayı da unutmayın iyi okumalar <3


Taehyung'un o ciddi yüz ifadesine bakılırsa yaptığım her şeyi görmüş olmalıydı. Sessizce yerimde doğruldum ve bu konuyu bir daha açmamak üzere kapatmaya karar verdim. Jungkook ile oturduğumuz koltuk sanki beni içine çekiyor, canımı sıkıyordu.

Azgınlığımı dizginleyemediğim için yaptığım hareketten sonra arabadaki sessizlik daha da çekilmez bir hal almaya başlamıştı. İçim içimi yiyor, fakat bir yandan da susmam gerektiğini biliyordum.

Dayanılmaz bir yolculuğun ardından restorana varmıştık. Beni getirdikleri restoran lüks ve bir o kadarda parlak bir görünüşe sahip, girişinde yaklaşık beş tane güvenlik görevlisi bulunan bir yerdi. Arabanın kapısını açtım ve oturmaktan uyuşmuş bacaklarımı ovuşturdum. Kendimi dışarı attıktan sonra kafamı kaldırdım, Jungkook ve Taehyung ayakta dikilmiş beni süzüyorlardı.

İçinde bulunduğumuz gergin ortamı bozmak adına ortalarına geçip "Hava çok güzel, yanılıyor muyum Taehyung?" dedim ve yüzüme sevimli bir gülümseme kondurdum.

Taehyung kafasını hafifçe yana çevirip "Evet öyle, Jimin." dedi ve gülümsedi. Taehyung nadiren gülümserdi ve gülümsediğinde sanki kalbimde çiçek açıyormuşçasına beni mutlu ederdi. O an acaba yaşananları kafasına takmadı mı diye sordum kendime. Çok büyütülecek bir olay değildi sonuçta, değil mi?

Restoranın girişinde uzun bir kuyruk vardı, neyse ki sıra hızlı ilerliyordu böylece çok beklemeden içeri girebilecektik. Ben etrafa hayran hayran bakınırken Jungkook söze girdi,"Taehyung, çıkışta Jimin'i sen bırakabilir misin evine? Benim sergi salonunu kontrol etmem gerekecek, malum tabloları evimize getireceğiz."

"Tabii ki sevgilim, sorun olmaz." dedi Taehyung ve elini belime götürdü, gözlerini üzerimde gezdirerek ona bakmamı sağladı. Ardından kulağıma eğilip iç çektikten sonra o sıcak nefesini kulağımda hissettim. Ben olduğum yerde bayılacak gibi hissetmişken;

"Bu gece içecek misin, Jimin?" dedi.
O derin ve gür sesi ile.

Ben gözlerimi kapatmış, sesi sayesinde kendimden geçerken cevap veremeyecek hale gelmiştim, o ise kıpırdamıyor ve benden bir dönüt bekliyordu. Kendimden emin bir tonda "Evet içeceğim Taehyung, kafamı dağıtmaya ihtiyacım var." dedim.

Kendimi bildim bileli alkolü su içermişçesine içerdim. Ne zaman moralim bozulsa ya da canım sıkkınsa hyunglarıma haber verir toplaşıp içerdik bazen de kendi başıma deli gibi içerdim. Ayarını kaçırdığım zamanlar çok oluyordu fakat ertesi güne toparlardım. Kafamı dağıtmama yardımcı olan bir numaralı etken alkol, yakın dostumdu ne de olsa. Bu gece ayarı kaçırsam bile sorun olacağını düşünmüyordum ayrıca.

Taehyung kendini geriye doğru çekti ve sırıtarak, "İlerleyen saatlerde olacak şeylerden sorumlu tutulmak istemiyorum haberin olsun." dedi. Neyden bahsettiğini çok iyi biliyordum ve bu imalı konuşmaları hiza etmek istediği konuyu daha da açığa çıkarıyordu.

Taehyung'a dönüp ona karşı çıkarmışçasına "Ben alkol içmeyi severim Tae, kendimi kontrol edebileceğime eminim. Bir sorun çıkacağını düşünmüyorum." dedim. Ne kadar dürüstçe kendimi ifade etmiş olsamda kulaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Ardından asıl ima ettiği şeye cevap vermediğimi fark edip, "Ayrıca ne dediğini anlamadım sanma, böyle bir şeye izin veremem." demiştim fakat tıpış tıpış izin vereceğimi ikimizde biliyorduk.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 14, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

vminkook | philophobiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin