wouldn't it be fun? •hyunlix

05

"Benimle dans etmeyecek misin?"

Hyunjin'in yaramaz, neredeyse flörtöz ses tonu kulağımın hemen arkasından sıcak bir nefes eşliğinde yükseldiğinde yüzünü görebilmek için kafamı geri attım. Gülerek alnımı öptükten sonra etrafımda dolaşıp eski yerine, yanıma oturdu.

"Chris'i gördün mü?"

Omuz silkti.

"Evet, dışarıda sigara içiyordu. Ji ve Changbin'le."

"Ne?"

*

Yanımda uyuyan Hyunjin'in kusursuz yüzünü incelerken düşünüyordum da; mezuniyet gecemizde bana bahçede Jisung ve Changbin'le sigara içtiğini söylerken Hyunjin, Chris'in sigara içtiğini bilmediğimi biliyordu.

Adı gibi biliyordu hem de. Çünkü onun ilk içtiğini öğrendiğimde kıyametleri koparmıştım. Ve Jisung'unkinde. Ve Changbin'de. Sigaradan nefret ettiğimi, Chris'in içtiğini öğrendiğim an kavga edeceğimizi biliyordu. Chris bana "İçmiyorum, seni rahatsız edecek bir şeyi asla yapmam bebeğim, biliyorsun. Hassasiyetine saygı duyuyorum, zaten ben de tadını sevmiyorum." konuşmasını yaparken Hyunjin yanımızdaydı ve bizi duyuyor, Chris'e göz deviriyordu. Hatta o gün neredeyse kavga etmişlerdi.

Yine de mezuniyet gecesi bana bunu çok normalmiş gibi öylece söylemiş, ben Chris'ten bir açıklama alma umuduyla bahçeye çıkmak üzereyken beni yakalayıp "Boş ver," demişti, "boş ver onun ne içtiğini. Zaten seni hak etmiyor."

O an sakinleşip salona geri dönmeyi başarabilmiştim ama Chris yanımıza döner dönmez berbat bir kavga etmiştik. Hatta Chris kavga sırasında Hyunjin'e küfür edince Hyunjin de ona yumruk atmıştı. Sonra koşarak yanımıza gelen Jeongin 'kavgayı ayırmak için' Hyunjin'i değil Chris'i dışarı sürüklemişti. O zamanlar hâlâ sevgililerdi ve Hyunjin bütün mezuniyeti benimle geçirdiği için Jeongin ona alındı sanmıştım ama durumun saçmalığını daha yeni fark ediyordum. Demek istediğim, Chris ve Jeongin o zamanlar tanışmıyordu bile. Ben onları çok çok sonra tanıştırmıştım, yaklaşık bir ay önce. Mezuniyetimizin üstünden ise neredeyse üç ay geçmişti.

"Felix, yemin ederim o kadar çok düşündün ki artık beyninin çalışma sesini duyabiliyorum."

Hyunjin uykulu sesiyle mırıldandıktan sonra belimdeki kolu sayesinde bana biraz daha yaklaşıp kafasını boynuma gömerken sessiz kaldım. Cevap verirsem uykusunun açılma ihtimali vardı ve bunu gerçekten hiç istemiyordum.

Çünkü başka bir şey daha hatırlamıştım. Mezuniyet gecemizde, Hyunjin'in omzuna kafamı yaslamış dans ederken sarhoş olduğum ve deli gibi ağladığım için bulanık ama kesinlikle gerçek olan birkaç kesit gözümün önünden hızla geçerken elim Hyunjin'in yumuşak tutamlarının arasında dolandı.

Hyunjin'in o gece bana verdiği ufak sır, kulağıma fısıldadığı beş kelime tekrar başımı döndürdü.