Tanık olduğumuz şeylere ne kadar hayret ediyorsak o kadar basit bir hayat yaşamışızlığımızın kanıtıdır. Her yaşayan bir gün ölecektir lakin ölenler bir daha yaşayamayacaktır. Çünkü gömülenler bir daha bugünleri yaşayamaz bizim dünleri tekrar yaşayamadığımız gibi fakat gördüklerim bu düşündüklerimin tamamen tersiydi, hayal dünyamın beynimi kontröl ettiğini düşündüm fakat ele geçirilen yalnızca benimle sınırlı değildi. Dünyamıda kontrol altına almıştı ve biliyordum gördüğüm şey bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmasına izin vermeyecekti.
Gördüğüm şeyin etkisiyle bocalamış ve içimde koşma hissi belirmişti yalnızca kaçmak istiyordum bu düşüncelerden, olanlardan ve en önemlisi kendimden. Olağan gücümle koşuyordum.
Nereye gittiğim hakkında en ufak bir bilgim yoktu yalnızca düşüncelerimden arınmak istiyordum.
Sonunda sahil kenarında durmuş halde buldum kendimi. Nefessiz koşmanın etkisiyle solunumda zorlanıyordum. Bir banka yerleşerek etrafı izlemeye koyuldum. Pamuksu bulutlardan sızmaya çalışan ince güneş ışınlarının hareketini inceledim. Gözümden akan damlalar yüzümde yer bulmak istemiş lakin yapısı gereği daha fazla kalamayarak yüzümden aşağı usulca akmıştı.
İçimdeki karamsar havadan kurtulamamıştım lakin burnuma dolan
boğaz kokusuyla biraz rahatlıyordum.
Hiçbir şey düşünmek istemiyordum sadece olanları bir kenara atıp zihnimi rahatlatmak istiyordum.
Bu çabam ne yazık ki başarısız sonlanıyordu aklımdan 1 saniye olsun çıkmıyordu.
Düşünceler beynimi kemiriyordu artık gerçekten delirdiğimi düşünmeye başlamıştım.
Saatlerce burada hiçbir şey yapmadan oturduğumu hissedebiliyordum. Yavaş yavaş gün ağarıyordu kuşlar adeta manzaranın karşısında ötüşerek dans ediyordu.
Saatin kaç olduğunu merak ederken elimdeki telefona bakmaya akıl etmiştim. Zaten ben buraya geldiğimde okulun bitmesine 20 dakika vardı ve şimdi saat 8e geliyordu. Sayısız arama ve mesaj vardı. Diğerlerini önemsemeyerek tanımadığım numaradan gelen mesaja odaklanmıştım.
'Merhaba Rachel ben Jack numaranı Jessica'dan aldım. Seni merak ediyoruz 1 saatir yoksun ve arkadaşın çılgına dönmüş durumda. Lütfen bizi haberdar et.'
'İyi misin? Seni merak ediyoruz.'
'Eğer bu mesajı görüyorsan bize haber ver lütfen meraktan öleceğiz.'
Açıkçası ona ihtiyacım vardı fakat bu olanları anlatsam bana deli muamelesi yapacağını düşündüm. Kısa bir mesaj yazdım.
'Ben iyiyim meraklanmayın.' bu mesajın yeterli olduğunu düşündüm.
Ardından oturmaktan sıkıldığımı hissetmiştim ayağa kalkarak öylece yürüdüm. Beni yemek yemeye çağıran midemi anlamam uzun sürmemişti çünkü karnım gurulduyordu ve acıkmıştım.
Bu düşüncelere artık son vererek eve gitmeyi düşündüm ve öyle de yaptım.
Alarmın çalmasıyla titremem bir olmuştu şu can sıkıcı alarmı biran önce kapattım. Daha sonra okul için hazırlanmaya başladım. Olanları düşünmemeye çalıştım gördüğüm sadece halüsinasyondan ibaretti bu düşünceyi iyice kendime aşılamaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 saniye
Mystery / ThrillerPencerenin önünde güneşte parıldayan gül gözüne ilişti, usulca yanına giderek avuçladı. Açık camla birlikte doğanın kusursuz görüntüsü arka plandayken bu muhteşem uyumla birlikte kuşlar, adeta dans ediyordu daha sonra parmaklarından akan kan gözüne...