Bugün Hogwarts' a gideceğim gündü. Fazlasıyla heyecanlıydım. Annemin seslenmesi ile yatağımdan kalktım.
Annem: Aleda, hadi kalk artık kızım.
Aleda: Tamam anne.
Size biraz kendimden bahsedeyim. Ben Aleda Loise. 11 yaşındayım ancak daha fazla görünüyorum kabul ediyorum. Annem Lena. Çok tatlı biri. Babam ise Tom. Biraz baskıcı ancak onu seviyorum. Çoktan bir kombin yapmıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üstümü giydikten sonra kahvaltımı da yaptım ve Duvarın önüne geldik. Fazlasıyla heyecanlıydım. Hangi bina seçileceğimi çok merak ediyordum.
Lena: Kızım çok dikkat et. Birşey olursa hemen bize mektup yazabilirsin.
Tom: Seni seviyoruz kızım. Kendine iyi bak.
Aleda: Bende sizi. Görüşürüz.
Dedim ve duvardan geçtim. Tanrım büyüye bayılıyorum. Trene bindim ve boş kaportman aradım ancak bulamayınca küt ve kahkülü olan bir kızın olduğu yeri gördüm. Görünürde en boş yer orasıydı.
Aleda: Selam, oturabilir miyim ?
Kız: Evet, buyur.
Dedi ve eliyle karşısındaki koltukları göstermesi ile oturdum.
Kız: Adın ne ?
Aleda: Aleda , Aleda Loise Black.
Kız: Black mi, Sirius Black ile bir akrabağlığın mı var ?
Aleda: Oh hayır, sadece benzerlik. Sen, senin adın ne ?
Kız: Pansy, Pansy Parkinson.
Aleda: Memnun oldum.
Pansy: Bende. Kendini hangi binaya uygun görüyorsun.
Aleda: Açıkçası ayrımcılık yapmak istemiyorum. Fark etmez.
Pansy: Bence fazlasıyla fark eder. Ben kendimi Slytherin hissediyorum. Aptal bir Gryffindor olmam. Bu arada safkandın değil mi ?
Aleda: Evet, bulanıkları bende sevmem. Bazıları hariç.
Sohbet etmeye devam ederken bir kız yanımıza geldi ve yaklaştığımız söyledi. Bizde böylece kabinlere gidip formamızı giyindik ve vardığımızda da trenden indik.
Hogwarts gerçekten büyüleyici bir yerdi. Anlattıklarından bin kat daha güzeldi. Gerçekten buranın 2. Evim olacağına inanıyorum...
Ben düşüncelere dalmışken koca bir adam gelip kayıklara binmemizi söyledi. Kayıklara bindik, Hogwartsa geldik ve Büyük Salonun kapısının önünde durup beklemeye başladık.
Yanımıza bir profesör geldi ve binaları anlattı bizde böylece içeri girip beklemeye başladık.
Profesör Mc.: Bay Neville.
Profesörün birisini çağırması ile biri gidip sandalyeye oturdu ve binası Gryffindor seçildi.
Profesör Mc.: Ron Weasley.
Çocuk oturdu ve binası Gryffindor seçildi.
Profesör Mc.: Pansy Parkinson.
Trende konuştuğum kızdı bu. Sandalyeye oturdu ve seçmen şapka binasını Slytherin seçti ve böylece masaya oturdu.
Profesör Mc.: Luna Lovegood.
Sarışın bir kız oturdu ve binası Ravenclaw seçildi.
Profesör Mc.: hermione granger.
Kabarık saçlı kız oturdu ve binası Gryffindor seçildi.
Profesör Mc.: Draco Malfoy.
Sarı saçlı mavi gözlü bir çocuk oturdu ve şapka değer değmez slytherin seçildi.
Sıra sanırım bana gelmişti. Fazlasıyla heyecanlıydım.
Profesör Mc.: Aleda Loise Black.
Profesörün beni çağırması ile sandalyeye oturdum ve seçmen şapka kafama koyuldu.
Seçmen Şapka: Hm... Senden ne kadar çok bir slytherin kanı aksada senin binan Ravenclaw olmalı. Çok zekisin, herkesi şaşırtacak bir zekaya sahipsin ancak aynı zamanda çok kurnazsın ama cesur değilsin. Slytherin mi Ravenclaw mı ? Belkide seçimi sen yapmalısın.
Aleda: Bana fark etmez beni ait olduğum binaya yerleştir.
Seçmen Şapka: Öyleyse, Ravenclaw !
Dedi ve Ravenclaw masasından alkışlar yükseldi. Bende böylece oturdum ve diğer binası seçilecek kişileri izledim.
Profesör Mc.: ...
Selam asklarim🖤 Bu kitapta aktif olabileceğim kadar olacağım, her gün 1 bölüm diyebiliriz. Umarım beğenirsiniz görüşürüz. Oy ve yorum atmayı unutmayın fikirleriniz benim için çok önemli <3
