2.Bölüm

801 14 4
                                    

"Koş Aasaf koş" dedi Zoan bu kadar tehlikeye değecek miydi emekleri boşa mı gidecekti aklından çıkmıyordu ama zamanı değil diyerek koşmaya devam ediyorlardı arkalarında polis ekipleri takiptelerdi tam yakalandık derlerken pazara dalıverdiler pazarın kalabalık oluşundan faydalanmak tam istedikleri şeydi durmadan koşuyorlardı önde Zoan arkada Aasaf soluk soluğa kalmışlardı. Aman tanrım oda neydi pazarın karşısı polisler tarafından tutulmuştu.

Boş boş etrafa bakınıyordu Zoan eli ayağı birbine dolanmış,nutku tutulmuştu adeta birden pazardaki tezgahları dağıtmaya başlar Aasaf, ortalık karışmış herkes birbiriyle tartışmaya kavga etmeye başlamıştı. Aasaf bunu çok iyi akıl etmişti polisler ne yapacaklarını şaşırmışlardı pazarcıları mı ayıracak yoksa Zoanları mı takip edeceklerdi?.

Artık tek bir şansları vardı oda sahil yoluydu koşmaya başladılar sahile doğru hiç durmadan amansızca devam ettiler sahile vardıklarında büyük bir boşluğa düşerler uzun uzağa uzayan bir yol sadece tekne ve gemiler vardı. Zoan Aasaf'a "Takip et beni" diyerek iskeleye doğru koşmaya başlar.

Iskeleye kadar koşarlar ve iskelenin tahtalarına tutunarak iskelenin altına saklanırlar polisler sahile inmişlerdir ve Zoan ile Aasafı aramaktadırlar heryeri iyice aradıktan sonra iskeleye doğru hareketlenirler.İyice yaklaşırlar,Zoan ve Aasaf nefes bile almayı bırakmıştır.Artık çok yaklaşmışlardır görmeleri an meselesi olmuştu neredeyse iki adım sonra Zoanın bütün hayalleri bitecekti. Zoan içinden isyan etmeye başlamış Aasaf ise 2.kez Zoan yüzünden hayatının mahvolacağını düşünmeye başlamıştı.Hayatları artık pamuk ipliğine bağlıydı tam mahvolduk derlerken bütün polisler başka bir yöne bakmaya o tarafa doğru hareketlenmeye başlamıştı.

Oda neydi kadının biri suda kendi kendine çırpınmaya başlamıştı "İmdat! Yardım edin" diye bağırıyor çığlıklar savuruyordu etrafa bütün polislerin dikkatleri dağılmış neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Bu ses Aasafa hiç yabancı gelmiyordu ama emin olamıyordu aklı almıyor olamaz diyordu imkan vermiyordu böyle bir şey olmasına,bir bakıma haklıydı aslında nasıl olabilirdi ki bu.

Zoan ise hiç birşeyin farkında değildir sadece bu durumdan faydalabileceklerini anlatıyordu Aasaf ancak kendine gelebilmiş Zoanı dinlemeye başlamıştı ve sonunda kıyıya demir atmış olan yük gemisine doğru yüzmeye başlarlar.Gemiye gizlice girerek yüklerin arasında saklanırlar ve rahat bir nefes alırlar. Zoan ve Aasaf son 3 gününü aklından geçirmeye başlar.

2 gün önce...

Zoan için artık herşey imkansız gibi gelmekteydi ne yapacağını bilemez halde avare şekilde iki eli cebinde dolanmaya başlar.Dakikalar saatler geçmişti fakat Zoan için o an zaman kavramı adeta yok olmuştu sadece ne yapacağını düşünüyordu.Birden karşına eski arkadaşı Aasaf çıkar ama Zoan onu farketmez Aasaf " Zoan Zoan" diyerek seslensede sesini duyuramaz. Peşinden koşarak yetişir.

Zoanın bu halini farketmekte gecikmeyen vefalı dost Aasaf onu evine davet eder. Eve gelip karınlarını doyurduktan sonra Aasaf konu gelir " Neyin var ? " Diye sorduktan sonra başlar Zoan başından geçenleri tekrardan anlatmaya nasıl dolandırıldığına kadar herşeyi anlatıverir bir solukta. Bunun üzerine Aasaf dostunun durumuna derin bir şekilde off çekerek zor günler için eşi Lubabanın düğünden kalan takılarını getirir ve Zoanın eline tutuşturur.

Zoan bu durum üzerine takıları almak istemez fakat başka çaresi olmadığının farkındadır. O an aklından geçen herşeyi bir kenara atarak dostunun fedakarlığı karşısında göz yaşlarını tutamaz kalkıp ayağa dostuna sarılır.Tam o sırada Zoanın aklına şeytanı aratmayacak bir fikir gelir.

Aasaf'ı karşısına alıp " Şu kapıyı örter misin ? " der. Kapı sesinden irkilen Lubaba sessizce kapıya yanaşır ve dinlemeye koyulur. Zoan Aasaf'a " Bir planım var ama hemen karar verme iyice düşün hayatlarımız kurtulabilir. "der. Aasaf kulak kesilip dinler. Zoan öncelikle "Takıları bozdurabilmek için şehrin en zengin kuyumcusuna gideceğiz 1 gün boyunca dükkanı takip edeceğiz kaçta açıp kaçta kapatıp kaçta öğle arasına girdiğini tek tek aklımıza kazıyacak daha sonra ise en boş en savunmasız anında içeri girip takıları bozdurmak istediğimizi söyleyeceğiz. Sarraf takıları bozarken ise ben sarrafı etkisiz hale getireceğim sen o sırada kasada ne var ne yok hepsini torbaya atacaksın."der.

Lubaba kulaklarına inanamaz eşi bunu kabul edemezdi. Aasaf şaşkın halde dinlemekteydi ama olmaz demiyordu. Aasaf bıkmıştı artk sokak sokak gezip leğen satmaktan geçim sıkıntısı çekmekten. Zoan devam eder "Öğle vakti ortalık sessizken pazarın kalabalığına girer ve kayboluruz. Daha sonra bir süre ortalığa çıkmayız ve unutulur."diyerek susar.

Bir süre odada derin bir sessizlik olur bu sessizliği bozan ise yine Lubabaydı. Lubaba odaya girer girmez toparlanan Aasaf ve Zoan bir an telaşlanırlar ama Lubaba hiç bişeyden haberi yokmuş gibi davranınca rahatlamışlardı.Zoan Aasaf ile vedalaşır ve elimdek takılarla birlikte evinin yolunu tutar.

Ertesi gün planlarının ilk aşaması için buluşup kuyumcuyu izlemeye koyulurlar, bir kişi daha oradadır Aasaf'ın eşi Lubaba. Duyduklarının gerçek olup olmadığını kontrol etmek için oradadır. Aasaf ve Zoan akşam olunca ayrılırlar. Artık büyük gün gelmişti. Hayatları kurtulabilirdi bunun düşüncesiyle gece boyunca uyuyamazlar. Sabah olunca Aasaf evden çıkar ve Zoanla buluşur ve öğleye kadar bekleyip kuyumcuya girerler.

Takıları gösterdikten sonra kuyumcu arkasını dönerek paraları saymaya başlayınca Zoan kuyumcunun arkasından başına vurmasıyla kuyumcunun yere yığılması bir olur. Aasaf ise hemen işe koyulup takıları,paraları ne kadar değerli eşya varsa torbaya doldurmaya başlar. O sırada kuyumcunun genç çırağı dışardan olanları görür ve polis çağırır,polis arabalarının sesini duyan Aasaf ve Zoan hemen kaçmaya başlar.

Sahile kadar gelirler ve Aasaf şimdi emin olmuştur o ses karısı,eşi Lubabanın sesidir onları takip etmiş ve yakalanacaklarını anlayınca böyle birşey yapmaya kalkışmıştı işede yaramıştı gerçekten.

Aasaf ve Zoan geceye kadar gemide bekleyip çıkarız diye anlaşır ve yüklerin arasında iyice saklanıp bulunamayacaklarına emin olduktan sonra uyumaya karar vermişlerdir.

Aasaf kalkmış ve tedirgin bir şekilde Zoanı kaldırmaya uğraşıyordu, Zoan kalkmış Aasafa boş boş bakarken Aasaf, Zoana " Geminin denize açılmış,yola çıkmış. Ne yapacağız ? " der...

Beyaz Zencinin DramıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin