Bu gecenin karanlığında havai fişekler göz alıcıydı.İnsanlar ise çok tuhaftı.Farklı görünüyorlar hepsi birbirine benziyordu.Değisik değişik kostümler giymiş eğleniyorlardı. Bir sirkte olduklarını anladılar. Zoan Aasafla birlikte ortada eğlenen insanların yanına giderek nerede olduklarını sordular ama ne yazıkki farklı dilde konuştukları için hiç kimseyle anlasamadılar .Bu duruma sinirlenen Zoan iç çekerek birileriyle anlaşabileceğini düşünerek ilerlemeye devam etti.
Bu eğlencedeki görevliler ile anlaşayabileceğini düşünerek yanlarına doğru ilerlediler.Zoan görevlilerle konuşmaya çalışırken Aasaf bunlarlada anlaşamayacağını düşününce bir an sinirlenip orda bulunan kutuya vurarak sinirini almaya çalışır ama bu durumu yanlış anlayan görevliler Aasafın uzerine çullanırlar.Zoan bu duruma sessiz kalmaz ve oda görevlilere girişir. Görevliler sayıca fazla olduğu için sağlam bir dayak yerler. Kıyafetleri paramparça olan Zoan ve Aasafı sirkin sahibi görür ve şaşkına döner.
Zoanın bembeyaz yüzü ve simsiyah vücudunu farkeden sirk sahibi yanlarına gider ve Zoanı kaldırır. Görevlilere neler olduğu soran sirk sahibi Zoan ve Aasafın dilini bildiği için anlaşabilmek zor olmamıştır. Olayın farkına vardıktan sonra ortalık sakinleşir. Sirk sahibi Zoanı odasına davet eder. Aklında onun yüzünün beyaz ve vücudunun siyah olmasını sergileyerek sirkte çalışmasını ister. Zoana kalacak yer,yemek ve para teklif eder.
Zoan öncelik olarak " Neresi burası ? Nerdeyiz biz?"
Sirk sahibi " Burası Çin."
Zoan ve Aasafın nefesi kesilmişti neredeyse ağızları açık kalmıştı.Dünyanın bir ucuna gelmişlerdi. Birbirlerine boş boş bakıyorlardı. Şaşkınlıklarını atlatır atlatmaz sirk sahibine Aasafı işaret ederek
Zoan " Arkadaşım ne olacak?".
Sirk sahibi " Onada kalacak bir yer ve bir iş veririz." Der.
Zoan çok yorgun olduklarını ve düşünmek için biraz zaman istediklerini söylerek müsade ister. Bir odaya çekilirler. Çok yorgun olan Zoan başını koyar koymaz uyur. Aasaf ise uyuyamaz. Yediği dayakla birlikte iyice sinirlenmiş olan Aasafın aklından son parayla geri dönmek vardı ama nasıl yapacaktı.Arkadaşına, dostuna nasıl ihanet edecekti. Zoan ona ihanet etmişti ama bu onun vicdanını rahatlatıyordu. Zoan uyurken paraları alıp kaçar.
Zoan uykudan uyanır uyanmaz Aasafı aramaya başlar. Bir türlü bulamaz ve sirk sahibini görünce ona sorar.
Zoan " Arkadaşımı gördünüz mü?"
Sirk sahibi " Evet. Gitti o sana söylediği söylemişti haberin yok mu?"
Zoan ise durumu belli etmemek için " Doğru unutmuşum kusura bakmayın " der.Zoan biraz daha düşündükten sonra elini cebine atar ve parayı bulamaz. Sadece küçük bir not bulur notta ise ; Gün gelir devran döner,horoz do*alır tavuk gömer. Eski dostun Aasaf. Yazmaktadır bir kez daha hayal kırıklığına uğrayan Zoan çok sinirlenir ama elinden yapacak hiç bişey gelmez. Koskoca Çinde nerden bulacaktı Aasafı. Türkiye'ye gitmek için tekrar para biriktirmesi gerekiyordu ama çok sıkılmıştı artık bunları düşünürken uyuyakalan Zoan yine aynı rüyayı görür. Rüyasında yaşlı adam " Sakın pes etme az kaldı geleceksin . Sakın pes etme." der. Bunun üzerine Zoan para biriktirmek için tek çaresi olan sirkte çalışmaya başlar. Alışması uzun sürmez. Günler haftalar geçer.
Bir gün gösteri için hazırlık yapılırken sirkte çalışan bir kadının kanlar içinde yerde yattığını görür ve yanına gider. Kısa süre içinde gelen ambulanstaki görevliler çok kan kaybettiği ve hemen hastaneye yetiştirilmesi gerektiği söyler. Kadının kan grubunu öğrenen görevliler kalabalığa kan grubunu söyleyerek uyuşan olup olmadığını sorar kimseden ses çıkmaz. Bir süre sonra ise Zoan öne çıkar uyuştuğunu söyleyerek ambulansa biner ve hastaneye giderler.
Kanı verdikten sonra hastaneden ayrılır. Kadın 2 gün sonra kendine gelir. Zoan hastaneye onu ziyaret etmek için yanına gider. Odasına girdikten sonra Zoan kadına bakar, kadın uzun boylu,kahverengi gözlü, iri dudaklı, hafif kilolu, iri burunlu ve uzun saçlıydı baştan aşağı bakınca ise şaşar kalır.
"Buda ney böyle, nasıl olur ama imkansız" diye aklından geçiriyordu.
Kadının yüzü siyah vücudu ise bembeyazdı tam Zoanınkinin tersiydi. Kadınla sohbet etmeye başlar. Nasıl olduğunu sorar, olanları anlatır, ona kan verdiğini söyler. Bir süre sonra içeri doktor girer. Kadına nasıl olduğunu sorar ve daha sonra çok şanslı olduğunu kardeşinin olmasa şuan hayatta olamayacağını söyler.Kadın ve Zoan neye uğradığını şaşırır " Nasıl yani ?" der.
Doktor " Haberiniz yok mu? Size kan veren ikiz kardeşiniz." Deyince Zoan ve kadın göz göze gelir ve odaya derin bir sessizlik hakim olur.