ʜᴜʟᴋ

1K 88 17
                                    

Genç kadın yavaşça laboratuvarın kapısını çaldı, içeriden gelen "Gelebilirsiniz." komutu ile kapıyı açtı. "Doktor Banner, müsaadenizle." elindeki prototipi ve uzun formüller, işlemler barındıran kağıtları kendisine ayrılan masaya bıraktı. İki fizikçinin arasında pek bir diyalog olmadı çünkü ikisi de kendi projeleri ile uğraşıyordu.

Saatler geçtikten sonra kadın oturduğu yerde hafifçe gerindi ve omuzlarını rahatlattı, dağılan saçlarını tekrar topladı/elleriyle düzeltti. "Kahve?" ona doğru uzatılan kupayı gülümseyerek aldı "Teşekkürler!" adam sorun olmadığını olmadığını belirten bir hareket yaptı ve sandalyesine oturdu.

"Bazen ara vermek iyi olabilir Y/n." adını duymasıyla kahvesini içerken göz gezdirdiği notlarından kafasını kaldırdı. "Haklısın ama odaklanınca dalıp gidiyorum." başıyla onayladı "Eğer fazla geliyorsa ya da yardım gerekiyorsa çekinmeden bana gelebilirsin." bu sözler ile yüzüne bir gülümseme yayılmıştı "Öyleyse bu karmaşadan kurtar beni!" elindeki işlem dolu kağıdı adama uzattı.

"Harika, bir paradoks var gibi gözüküyor." yorgunlukla kafanı salladın "Aklıma gelen her yolu denedim üstelik!" masaya kafanı koyup umutsuzca düşünmeye devam ettin. Aynı paradoks üzerinde kafa yormaya devam ederken akşam olduğunu fark etmemiştiniz bile.

Kadın saatine baktığında yanında düşünmeye devam eden adamı sarstı "Akşam olmuş, galiba artık bırakmalıyız." "Haklısın, zaten yoğun bir gündü." eşyalarını toparlamaya başladı ve prototipi orada bıraktı. Laboratuvardan çıkmadan önce Bruce ona seslendi. "Hey, bu gece kulede yapılacak partiye gelecek misin?" burnundan kayan gözlüğünü eline aldı "Açıkçası şuan berbat gözüküyorum ama her gün böyle bir teklif gelmiyor." adam geleceğini öğrendiği için memnun olmuştu "Bu arada Y/n, gayet iyi görünüyorsun." ufakça kıkırdadı ve lavaboya doğru yöneldi, arkasından ona bakan adama neşeyle konuştu "Birazdan daha iyi görüneceğim!" adam bu haline gülmeden edememişti.

Lavaboya vardığında aynada kendine baktı, dağılmış saçlarını olabilecek en iyi hâle soktu. Yüzünü soğuk su ile yıkayarak kaybettiği canlılığını geri kazandı, kurumuş dudaklarına renksiz bir lipgloss sürdü ve dudaklarını rahatlattı. Kıyafetini düzelttikten sonra ortak salon adı verilen yere gitti.

Etrafta henüz pek fazla insan yoktu, camın yanındaki koltuklarda oturan birkaç tanıdık simayı görünce yanlarına adımlamaya başladı. "Hey, Y/n!" Clint hızlıca ayağa kalktı ve yanlarına gelen kadına sarıldı. Clint'in kısa özlem gidermesinin ardından Bruce yanındaki boş yeri ona işaret etti. Oturmadan önce herkese selam vermeyi unutmadı. "Bayadır seni göremiyoruz, Bruce dışında tabi ki." Tony'nin yakınmalarına karşı kıkırdadı, "Üzgünüm, fazla yoğundum."

Hep beraber sohbet edip keyifli vakit geçirdiler. Arada Bruce ile olan ufak sohbetlerinde Natasha'nın imalı bakışları ile karşılaşıyordu. "Aww, seninle flört ediyor." duyduğu sözler ile içeceği boğazında kalan genç kadın öksürmeye başladı "Ne, hayır." Natasha duyduğu sözlerden pek hoşnut olmamıştı. "Flörtünü çok defa gördüm, hem de çok yakından." yarım bir şekilde sırıttı ve alacağı cevabı bekledi "Çok yakından derken, ne kadar mesela?" amacına ulaşmış bir şekilde sırıtmaya devam etti "Bunu bilemeyiz." yanından kalkıp bar tezgahına gidişini izledi.

"Bize birer kadeh daha getirdim." Bruce yanına geri dönmüştü. "Oh, sağ ol." muhabbetlerini gece boyu başka hiçbir şey bölmedi. Belki de muhabbetlerinin altında gizlice yatan flörtöz anlamları ikisi de fark etmişti.

Selam bu bölümde farklı bir anlatım tarzı denedim umarım hoşunuza gitmiştir.

Şuanda yazmam gereken çok fazla istek var bu nedenle istediğiniz karakterler için sizleri biraz bekletmem gerekiyor, anlayışlı olacağınızı düşünüyorum.

Okuduğunuz için teşekkürler <3

Marvel İle Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin