Orman bu gün her zamankinden daha sessiz gibi . Genelde savaşın sesleri gelirdi gece olduğu için mi acaba ?
Ormanın derilerinden biraz daha çıkarak ilerliyordum tüylerimin arasından hafif bir rüzgar geçiyordu ve dolunay her zamankinden daha büyük gözüküyordu . Karım açıkmış olmasına rağmen etrafta avlayıp yiyebileceğim bir canlı da yoktu , insan kralı'nın askerleri ormanda ki çoğu canlıyı avlamış olmalıydı .
Tanrıça aşkına neden bu kadar aç gözlüler acaba ? Burası avlanmalık bir bölge de değil hani . Çoğu yaratık insanların midesi için uygun değil ki ! Onlar sadece avlayıp kemikleri kürkleri ve dişlerini alıyorlar ya da onları dondurup süs diye bir yere koyuyorlardır insanoğlu gerçekten tuhaf bir tür .
Kulaklarımı dikleştirdim ve kafamı hafif kaldırarak etrafı kokladım belki biraz da olsa yiyecek bir şeyler bulabilirdim , burnuma meyve kokusu gelince yönüne baktım insan formumda tüketebileceğim bir gıda olmalıydı . Meyve ağcına varınca insana dönüştüm , beyaz kürküm , ince uzun saç tellerine ve bedenim de yumuşak deriye dönüştü . Elimi uzatıp kırmızı meyveyi aldım ve ısırdım .
Pek güzel tadı olmasa bile bir süre için idare eder bir şey .
Arkamdan bir hışırtı duyunca o yöne baktım .
"Kim var orda !"
Çalıların arasından uzun , beyaz ve kanatları mavi olan bir peri çıktı , mor gözleri sönük bakıyordu .
"Sakin ol beyaz kurt "
"Savaşta olman gerekmiyor mu peri ?"
"Ateş kes ilan edildi "
"Hmm insan oğlu ile nasıl anlaşabildiniz ki ?"
Dediğimde bir ısırık daha alıcaktım ancak gözlerim hafiften karadı , başım dönmeye başladı meyve elimden yere düşünce elimi başıma götürdüm ve yanımda ki ağaca yaslanmaya çalıştım .
"Ona tanrıçanın bedenini vereceğimizi söyledik gerçi onlar senin ölü bedenini alıcaklar ama "
Dedi be gülümsedi .
"Lanet olası güveler!!!"
Dediğimde sesim dişlerimin arasından çıkmıştı , gözlerim kapanırken hatırladığım şey bir kaç perinin daha gözükmesiydi .
Gözlerimi açtığımda hareket edemiyordum , etrafıma bakmaya çalıştım tanrıçanın tapınağındaydım . Yanımda bir peri dikiliyordu .
Beni cidden öldürüp krala tanrıça diye verecekler ha
"Kral gerçekten buna inanıcak mı sizce ?"
"Beyaz kurt bedeni bulduk gücü yüksek yani inanıcaktır "
"Türünün sonu olarak kalan bir şeyi öldürüyoruz , tanrıçam bizi affet "
Perilerin konuşmasını duyabiliyordum taş bir sunakta bağlı olduğumu idrak edebilmiştim . Konuşmaya çalıştım ama ağzım bile açılmıyordu , o sırada onu gördüm , Fuleis arkadaşım olarak gördüğüm tek peri o muydu varlığımı söyleyen .
Gözlerimden yaşlar akıyordu o da bana bakınca iyice bana yaklaştı ve kulağıma eğildi .
"Senin gibi bir canlıya rastlamak iyi oldu bir işe yaradın en azından köpek "
Dedi ve geri çekilirken gülümsüyordu . Ölümümü umursamıyordum ama en azından şu adamı öldürebilmeyi isterdim .
"Zaman geldi "
Dediklerinde bir hava perisi bana yaklaştı . Büyüsünü başlattığın da içimde ki tüm havanın emilişini hissetim nefes alamıyordum , ciğerlerim birbirine yapışıyor , hava istiyorum ama elde edemiyorum . Gözlerim karamaya başlıyor beynim ölüyor hissedebiliyorum , canım acıyor hayır hayır hayır !!! Böyle öldürmeyin beni ! Acı olmasın lütfen , Tanrıçam lütfen canımı yakmasınlar ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ormanın Varisi
FantasyBen yaratıkların nadir türlerinden biri olan beyaz bir kurdum uzun yıllar boyu büyülü ormanda yaşadım ve tek gerçek arkadaşım olan bir peri tarafından ihanete uğrayarak öldürüldüm . Tanrıçam bana bir şans daha verdi ve ... sanki biraz küçüldümü ne ?