01

170 13 0
                                    

Orman bu gün her zamankinden daha sessiz gibi . Genelde savaşın sesleri gelirdi gece olduğu için mi acaba ?

Ormanın derilerinden biraz daha çıkarak ilerliyordum tüylerimin arasından hafif bir rüzgar geçiyordu ve dolunay her zamankinden daha büyük gözüküyordu . Karım açıkmış olmasına rağmen etrafta avlayıp yiyebileceğim bir canlı da yoktu , insan kralı'nın askerleri ormanda ki çoğu canlıyı avlamış olmalıydı .

Tanrıça aşkına neden bu kadar aç gözlüler acaba ? Burası avlanmalık bir bölge de değil hani . Çoğu yaratık insanların midesi için uygun değil ki ! Onlar sadece avlayıp kemikleri kürkleri ve dişlerini alıyorlar ya da onları dondurup süs diye bir yere koyuyorlardır insanoğlu gerçekten tuhaf bir tür .

Kulaklarımı dikleştirdim ve kafamı hafif kaldırarak etrafı kokladım belki biraz da olsa yiyecek bir şeyler bulabilirdim , burnuma meyve kokusu gelince yönüne baktım insan formumda tüketebileceğim bir gıda olmalıydı . Meyve ağcına varınca insana dönüştüm , beyaz kürküm , ince uzun saç tellerine ve bedenim de yumuşak deriye dönüştü . Elimi uzatıp kırmızı meyveyi aldım ve ısırdım .

Pek güzel tadı olmasa bile bir süre için idare eder bir şey .

Arkamdan bir hışırtı duyunca o yöne baktım .

"Kim var orda !"

Çalıların arasından uzun , beyaz ve kanatları mavi olan bir peri çıktı , mor gözleri sönük bakıyordu .

"Sakin ol beyaz kurt "

"Savaşta olman gerekmiyor mu peri ?"

"Ateş kes ilan edildi "

"Hmm insan oğlu ile nasıl anlaşabildiniz ki ?"

Dediğimde bir ısırık daha alıcaktım ancak gözlerim hafiften karadı , başım dönmeye başladı meyve elimden yere düşünce elimi başıma götürdüm ve yanımda ki ağaca yaslanmaya çalıştım .

"Ona tanrıçanın bedenini vereceğimizi söyledik gerçi onlar senin ölü bedenini alıcaklar ama "

Dedi be gülümsedi .

"Lanet olası güveler!!!"

Dediğimde sesim dişlerimin arasından çıkmıştı , gözlerim kapanırken hatırladığım şey bir kaç perinin daha gözükmesiydi .

Gözlerimi açtığımda hareket edemiyordum , etrafıma bakmaya çalıştım tanrıçanın tapınağındaydım . Yanımda bir peri dikiliyordu .

Beni cidden öldürüp krala tanrıça diye verecekler ha

"Kral gerçekten buna inanıcak mı sizce ?"

"Beyaz kurt bedeni bulduk gücü yüksek yani inanıcaktır "

"Türünün sonu olarak kalan bir şeyi öldürüyoruz , tanrıçam bizi affet "

Perilerin konuşmasını duyabiliyordum taş bir sunakta bağlı olduğumu idrak edebilmiştim . Konuşmaya çalıştım ama ağzım bile açılmıyordu , o sırada onu gördüm , Fuleis arkadaşım olarak gördüğüm tek peri o muydu varlığımı söyleyen .

Gözlerimden yaşlar akıyordu o da bana bakınca iyice bana yaklaştı ve kulağıma eğildi .

"Senin gibi bir canlıya rastlamak iyi oldu bir işe yaradın en azından köpek "

Dedi ve geri çekilirken gülümsüyordu . Ölümümü umursamıyordum ama en azından şu adamı öldürebilmeyi isterdim .

"Zaman geldi "

Dediklerinde bir hava perisi bana yaklaştı . Büyüsünü başlattığın da içimde ki tüm havanın emilişini hissetim nefes alamıyordum , ciğerlerim birbirine yapışıyor , hava istiyorum ama elde edemiyorum . Gözlerim karamaya başlıyor beynim ölüyor hissedebiliyorum , canım acıyor hayır hayır hayır !!! Böyle öldürmeyin beni ! Acı olmasın lütfen , Tanrıçam lütfen canımı yakmasınlar ...

Ormanın VarisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin