06

102 15 1
                                    

Komutan yardımcısına yükselmiştim , bu işlem bir kaç günü almıştı ama hiç bir sorun çıkmamıştı . Bu gün yeni üniforma ve yeni bir kılıç almaya gidecektim , en azından umuyorum ki yeni kılıcım kırılmaz . 3.bölüğün binasına girdiğimde hızlı bir şekilde komutanın odasına ilerlemeye başladım , odayı bulduğumda kapıyı çaldım .

"Girin "

Onun sesini duyduğumda içeriye girdim , geniş bir masanın arkasında deri bir sandalye de oturuyordu , önünde yığınlarca belge vardı ve bir çok iş ile meşgul olduğu belliydi buna rağmen bu adam güzelliğinden bir zerre bile kaybetmiyordu . Kafasını kaldırıp bana baktı ve gülümsedi .

"Ah Serene sendin demek "

"İyi günler komutan "

"Biz bize olduğumuz zamanlar Deric diyebilirsin "

Dedi ve gülümsedi , bu adam ilgi çeken birisiydi .

"Peki Deric "

"O zaman şimdi üniforman orada ki masanın üzerinde ki siyah poşette , kılıcını seçmeye gidelim şimdi "

Dedi ve ayağa kalktı odasından çıkarken ona sordum .

"Seçmek derken ?"

"Ah şu anda yardımcı komutansın yani kendi kılıcını seçme hakkın var , senin yeteneklerini görmüş birisi olarak cüceler tarafından yapılan bir kılıcın senin için daha iyi olacağını düşünüyorum."

Cüceler , daha önce onlardan birini hiç görmemiştim tanrıça ormanın da periler vardı cüceler ise başka bir bölgede yaşarlardı . Onlar hakkında bir kaç şey duymuştum yaptıkları her kılıç , yay veya hançer yani silahlar aşırı derecede güçlü olurmuş aynı zaman da mana depolayabilirlermiş . Onların küçük çocuklara benzediğini duymuştum ancak bir cüceyi tanımak için ellerine bakmanız gerekliydi bu yetenekli zanaatkarların elleri bedenlerine oranla daha büyük olurdu .

"Bir cüce tarafından yapılan kılıcı seçme hakkımda mı var ?"

"Tabii ki de istediğin kılıcı seçme hakkın var , ah gerçi kutsal kılıçlar hariç onlar sadece kraliyet ailesi ve kraliyet şövalyeleri içindir"

3.Bölüğün binasından çoktan çıkmış ve yürümeye devam ediyorduk , kutsal kılıçlar da neydi ?

"Kutsal kılıçlar ?"

"İlk defa mı duydun ?"

"Evet "

"Kutsal kılıçlar yüksek dercede kendi manalarına sahiptirler yani cüce kılıçları gibi senin mananı içine depolamaz kendi manasını üretir , yüz yıllar önce sadece 20 adet yapılan bu kılıçlardan şu an 13 tanesi duruyor "

"Nasıl kendi manasını üretebiliyor ki ?"

"Çok nadir bulunan bir mana taşından yapılmışlar ve yapılış şekilleri asla açıklanmamış bir çok kral o kılıçlardan üretmeye çalıştı ama asla beceremediler "

Mana taşlarından yapılan bir kılıç , kendi manasını tabii ki de üretebilir ancak bende meraklandım nasıl yapıldıkları konusunda . Mana taşları asla kırılmayan asla ezilemeyen ve erimeyen bir şeydir insanlar için bulunması nadir olsa da tanrıça ormanın da ki mağaramda bir çok mana taşı vardı .

"İşte geldik "

Dediğinde kafamı önümde ki kocaman binaya çevirdim , burası ana askeri bina olmalıydı tüm şövalyeler , büyücüler ve suikastçilerin ana binasıydı . İçeriye girdiğimizde geniş bir alan karşıladı bizi altın ve beyaz renkler çoğunluktaydı , bir çokta insan etrafta işlerini yapıyorlardı . Bir süre sonra demir kapıları olan büyük bir yerin önünde durduk .

"Kapıları açın "

Dedi Deric ve elindeki belgeyi gösterdi bekçiler belgeyi onaylayıp kapıları açtılar . İçeride sayamayacağım kadar çok silah vardı , adını bilmediklerim bile vardı .

"Burası kılıcını seçeceğin yer "

"Peki buraya girmek için belge gösterdin değil mi neydi o ?"

"Ah bu mu ? Buraya sadece komutan yardımcıları ve onun üstünde bulunanlar girebilir bu belge de giriş izni gibi bir şey "

Dedi bende kafamı salladım ve içeride dolaşmaya başladım .

"Eğer zorlanıyorsan mananı serbest bırak "

"Neden "

"Manan ile en yüksek uyumu yakalayan kılıcı hissedebilmek için , herkes böyle kılıç seçer "

Anladım ancak gücümün hepsini salamam bir kısmını salıp deneme yapmaktan başka çare yok galiba .

Gözlerimi kapattım ve içimde ki gücü yavaşça serbest bırakttım tepki alana kadar güç salınımı yükseltmeye devam ettim . Belirli bir nokta da kulağım da bir çınlama sesi duydum , manamı geri toplayıp o yane doğru ilerledim . Cam bir kutunun içinde siyah renkli uzun bir kılıç vardı sap kısmı ve kılıç kısmının birleştiği yerde kırmızı parlak bir mana depolama taşı bulunuyordu .

"Bunu istiyorum "

Deric yanıma geldi ve kılıca baktı .

"Serene güçlü olduğunu biliyordum ancak mana gücün de fena değildi , Alfred seni bunca zaman nasıl sakladı merak ediyorum "

Dedi cam kutuyu açarken .

"İşte al bakalım"

Kılıcı elime aldım ve bir kere çevirdim ,  boşluğu kesen sesi kulaklarım da yankılandı .

"Artık bir kılıcın var ve emin ol kırılmaz , içine mana yüklemeyi unutma "

"Anlaşıldı "

Dedim ve kılıcıma baktım , güzeldi ...

(Fotoğraf: Jesse Luoram)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 25, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ormanın VarisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin