Komutan yardımcısına yükselmiştim , bu işlem bir kaç günü almıştı ama hiç bir sorun çıkmamıştı . Bu gün yeni üniforma ve yeni bir kılıç almaya gidecektim , en azından umuyorum ki yeni kılıcım kırılmaz . 3.bölüğün binasına girdiğimde hızlı bir şekilde komutanın odasına ilerlemeye başladım , odayı bulduğumda kapıyı çaldım .
"Girin "
Onun sesini duyduğumda içeriye girdim , geniş bir masanın arkasında deri bir sandalye de oturuyordu , önünde yığınlarca belge vardı ve bir çok iş ile meşgul olduğu belliydi buna rağmen bu adam güzelliğinden bir zerre bile kaybetmiyordu . Kafasını kaldırıp bana baktı ve gülümsedi .
"Ah Serene sendin demek "
"İyi günler komutan "
"Biz bize olduğumuz zamanlar Deric diyebilirsin "
Dedi ve gülümsedi , bu adam ilgi çeken birisiydi .
"Peki Deric "
"O zaman şimdi üniforman orada ki masanın üzerinde ki siyah poşette , kılıcını seçmeye gidelim şimdi "
Dedi ve ayağa kalktı odasından çıkarken ona sordum .
"Seçmek derken ?"
"Ah şu anda yardımcı komutansın yani kendi kılıcını seçme hakkın var , senin yeteneklerini görmüş birisi olarak cüceler tarafından yapılan bir kılıcın senin için daha iyi olacağını düşünüyorum."
Cüceler , daha önce onlardan birini hiç görmemiştim tanrıça ormanın da periler vardı cüceler ise başka bir bölgede yaşarlardı . Onlar hakkında bir kaç şey duymuştum yaptıkları her kılıç , yay veya hançer yani silahlar aşırı derecede güçlü olurmuş aynı zaman da mana depolayabilirlermiş . Onların küçük çocuklara benzediğini duymuştum ancak bir cüceyi tanımak için ellerine bakmanız gerekliydi bu yetenekli zanaatkarların elleri bedenlerine oranla daha büyük olurdu .
"Bir cüce tarafından yapılan kılıcı seçme hakkımda mı var ?"
"Tabii ki de istediğin kılıcı seçme hakkın var , ah gerçi kutsal kılıçlar hariç onlar sadece kraliyet ailesi ve kraliyet şövalyeleri içindir"
3.Bölüğün binasından çoktan çıkmış ve yürümeye devam ediyorduk , kutsal kılıçlar da neydi ?
"Kutsal kılıçlar ?"
"İlk defa mı duydun ?"
"Evet "
"Kutsal kılıçlar yüksek dercede kendi manalarına sahiptirler yani cüce kılıçları gibi senin mananı içine depolamaz kendi manasını üretir , yüz yıllar önce sadece 20 adet yapılan bu kılıçlardan şu an 13 tanesi duruyor "
"Nasıl kendi manasını üretebiliyor ki ?"
"Çok nadir bulunan bir mana taşından yapılmışlar ve yapılış şekilleri asla açıklanmamış bir çok kral o kılıçlardan üretmeye çalıştı ama asla beceremediler "
Mana taşlarından yapılan bir kılıç , kendi manasını tabii ki de üretebilir ancak bende meraklandım nasıl yapıldıkları konusunda . Mana taşları asla kırılmayan asla ezilemeyen ve erimeyen bir şeydir insanlar için bulunması nadir olsa da tanrıça ormanın da ki mağaramda bir çok mana taşı vardı .
"İşte geldik "
Dediğinde kafamı önümde ki kocaman binaya çevirdim , burası ana askeri bina olmalıydı tüm şövalyeler , büyücüler ve suikastçilerin ana binasıydı . İçeriye girdiğimizde geniş bir alan karşıladı bizi altın ve beyaz renkler çoğunluktaydı , bir çokta insan etrafta işlerini yapıyorlardı . Bir süre sonra demir kapıları olan büyük bir yerin önünde durduk .
"Kapıları açın "
Dedi Deric ve elindeki belgeyi gösterdi bekçiler belgeyi onaylayıp kapıları açtılar . İçeride sayamayacağım kadar çok silah vardı , adını bilmediklerim bile vardı .
"Burası kılıcını seçeceğin yer "
"Peki buraya girmek için belge gösterdin değil mi neydi o ?"
"Ah bu mu ? Buraya sadece komutan yardımcıları ve onun üstünde bulunanlar girebilir bu belge de giriş izni gibi bir şey "
Dedi bende kafamı salladım ve içeride dolaşmaya başladım .
"Eğer zorlanıyorsan mananı serbest bırak "
"Neden "
"Manan ile en yüksek uyumu yakalayan kılıcı hissedebilmek için , herkes böyle kılıç seçer "
Anladım ancak gücümün hepsini salamam bir kısmını salıp deneme yapmaktan başka çare yok galiba .
Gözlerimi kapattım ve içimde ki gücü yavaşça serbest bırakttım tepki alana kadar güç salınımı yükseltmeye devam ettim . Belirli bir nokta da kulağım da bir çınlama sesi duydum , manamı geri toplayıp o yane doğru ilerledim . Cam bir kutunun içinde siyah renkli uzun bir kılıç vardı sap kısmı ve kılıç kısmının birleştiği yerde kırmızı parlak bir mana depolama taşı bulunuyordu .
"Bunu istiyorum "
Deric yanıma geldi ve kılıca baktı .
"Serene güçlü olduğunu biliyordum ancak mana gücün de fena değildi , Alfred seni bunca zaman nasıl sakladı merak ediyorum "
Dedi cam kutuyu açarken .
"İşte al bakalım"
Kılıcı elime aldım ve bir kere çevirdim , boşluğu kesen sesi kulaklarım da yankılandı .
"Artık bir kılıcın var ve emin ol kırılmaz , içine mana yüklemeyi unutma "
"Anlaşıldı "
Dedim ve kılıcıma baktım , güzeldi ...
(Fotoğraf: Jesse Luoram)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ormanın Varisi
FantasyBen yaratıkların nadir türlerinden biri olan beyaz bir kurdum uzun yıllar boyu büyülü ormanda yaşadım ve tek gerçek arkadaşım olan bir peri tarafından ihanete uğrayarak öldürüldüm . Tanrıçam bana bir şans daha verdi ve ... sanki biraz küçüldümü ne ?