—
Jungkook, Jimin onu çok derinden ısırdığı için giymek zorunda kaldığı balıkçı yaka tişörtünün kaşıntılı yakalarını çekiştirdi. Hava yavaş yavaş ısınmaya başlamıştı ve fuları takmak mantıklı değildi, bundan nefret etmişti. Bulunduğu durumdan nefret etmişti.
Jimin'in melez olmasından nefret etmişti.
Melezler, var olması yasak olan vampirlerin anormal ırkıydı. Vampirlerin insanlarla üremesinin yasak olmasının bir nedeni vardı ve bunu yapmak her iki taraf için de ölümle cezalandırılabilirdi. Ne tamamen vampir ne de tamamen insan olan yeni bir vampir türü ortaya çıkardı. Birbirleriyle çelişen iki farklı türün bir araya gelmesi iyi değildi.
Melezler doğal değildi.
İnsanların kanını sindiremiyorlardı ve tamamen vampir olmadıkları için de zayıflardı. Bu nedenle, melezler hayatta kalmak için diğer vampirlerin güçlü kanını içecek şekilde evrimleşmişlerdi. Bu yamyamlıktı ve saf vampir kanı tüketmek tehlikeliydi.
Melezlerin düzenbazlık yaptığı ve vücutlarındaki vampir kanıyla çıldırarak tüm toplulukları alt üst ettiği de biliniyordu. Bu yüzden melezler her zaman öldürülürdü.
Yok edilmeleri gerekiyordu.
Jungkook, Jimin'in yalnızca hayvan kanıyla bu kadar uzun süre dayanmasına şaşırmıştı. Normal bir vampir için bile hayvan kanı beslenmek için zayıf bir kaynakken, bir melez nasıl dayanırdı buna? Jimin'in bu kadar zayıf olması ve hasta olması şaşırtıcı değildi. Ama aynı zamanda tehlikeliydi, özellikle de Jungkook'un kanını içtikten sonra.
Ne yapması gerektiğini biliyordu.
Jimin'i öldürmek zorundaydı. Eğer yapmazsa ne olacağını biliyordu.
Bu yüzden şu an buradaydı Gecenin köründe dışarıda dikilmiş, Jimin'in yurt binasına bakıyordu.
Jimin'in bir zamanlar zayıf olan kokusunun tatlılığı, Jungkook'un Jimin'in odasından uzakta durduğu yerden bile keskin bir şekilde belli oluyordu. Buraya daha birkaç dakika önce yurt kapısından atlayarak gelmişti. Etraf sessizdi ve rüzgar çok azdı. Dışarıda ondan başka kimse yoktu.
Yavaşça açılan bir kapının sesini duyduğunda kalbi sinirli bir gümbürtüyle küt küt atmaya başladı. Jimin kapıdan çıkıyordu.
Jungkook onu günlerdir görmemişti, bulunduğu durumu ve ne yapması gerektiğini anlamak için kendine zaman tanımıştı. Sonunda her şeyi kavrayınca, Jimin'i öldürmek tek seçenek oluyordu. Geleceğin başkanı olarak bu onun sorumluluğuydu. Yapmazsa, soyadını ve unvanını utandırmış olurdu.
Dağınık siyah saçlı bir kafa kapıdan dışarı çıktı ve etrafa bakındı. Kafa karışıklığı içinde etrafı izledikten sonra Jungkook'u fark etmişti ve donmuştu. Uzun bir süre ikisi de birbirine bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iron and salt | kookmin
Fanfictionvampire+highschool¡ Hayatında biraz normalleşme isteyen Jimin üniversiteye başlar ve hayatında tanıdığı en büyük pislikle karşılaşır. - çeviridir - by "pikachoi" on ao3.