3- tarçın ve baharatlı elma

974 148 43
                                    

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

Jimin, bilincinin sarsıldığını hissediyordu. Dizüstü bilgisayarı, notları ve ders kitapları önündeki yatağın üzerine yayılmıştı. Odaklanmaya çalışıyordu ama göz kapakları tembelce düşüyordu, inanılmaz bir ağırlık hissediyordu.

Uykusu yoktu, sadece vücudundaki tüm enerjinin çekildiğini hissediyordu. Başı dönüyordu ve odanın da döndüğüne yemin edebilirdi.

Nefes nefeseydi, derin nefesler alıyordu, ciğerlerine sığ havanın girdiğini hissedebiliyordu.

Oda arkadaşını rahatsız etmediğini umuyordu, çünkü Hoseok'un da ödevini yapmaya çalıştığını biliyordu. Yoongi odada değildi ve Hoseok masalardan birinde kaşları çatık bir şekilde dizüstü bilgisayarına yazı yazıyordu.

Aslında kütüphaneye gidecekti, ama bugün kendini hiç iyi hissetmiyordu. Bütün ders boyunca titremişti ve sınıfların klimasına lanet okumuştu. Dışarısı zaten çok soğuktu, neden binalarda sıcaklığı da bu kadar düşük yapmışlardı?

Ama yurda vardığında ve dereceyi sıcak bir sıcaklığa ayarladığında bile hâlâ donduğunu hissediyordu. Kemikleri titriyordu, dişleri birbirine çarpıyordu ve dudakları uyuşuyordu.

Kendi bedenine sarılan Jimin gözlerini kapadı, kendini topraklamaya çalıştı ve göğsündeki kayanın vücuduna ağırlık verdiğini hissetti. Ardından gözlerini çok hızlı açmak gibi bir hata yaptı ve denge hissini kaybetti, hemen yanındaki duvara çarptı. Yüksek güm sesi odada yankılanmıştı ve Jimin olduğu yerde büzülerek yere dizleri üzerine düşmüştü.

Hoseok'un elindeki kalemi bıraktığını ve sandalyeyi iterek kalktığını duymuştu Jimin.

"Hey! iyi misin?" diye sordu Hoseok, sesinde gerçek bir endişe vardı.

Jimin cevap vermeye çalıştı. Dudaklarını araladı ama nefesleri titrek ve düzensiz çıkıyordu. Sırtını zorlukla arkasındaki duvara yaslarken ayağa kalkamıyordu bile.

Jimin cevap veremeyince ayak seslerini duydu, sonrasında Hoseok yanına çökmüştü. Yavaşça, kararmış gözlerle Hoseok'a baktı. Hoseok kaşlarını çatmıştı ve yüzü temkinliydi.

"Ben- b-ben, iyiyim," diyerek derin bir nefes aldı Jimin. "S-sadece- soğuk." Dudakları kuruydu ve çatlıyordu, söylediği her kelime canını yakıyordu. Köpek dişleri ağrıyordu ama aç olduğu zamanki gibi değildi, daha çok bedensel bir tepki gibiydi. Jimin'i bir şeylerin yanlış olduğu konusunda uyarmanın bir yolu olan ilkel bir içgüdüydü.

Çok acıtıyordu. Beslenme ihtiyacından tamamen farklı bir acıydı bu. Dişlerindeki sinirler çekilip geriliyordu ve rahatsız edici hissettiriyordu. Onları yeriniden sökmek istemişti.

Hoseok, "Aslında burası oldukça sıcak," dedi. Ardından elinin tersini Jimin'in alnına koydu. Jimin, beklenmedik dokunuştan dolayı biraz irkilmişti.

iron and salt | kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin