Beyaz renkli, kalın maske ; sanatsal bir bakış tarzıyla düzenlenmiş salonun giriş kapısının üzerinde bütün gizemi ve ürkütücüğüyle adeta soğuk gizemine insanı büyülü bir şekilde çekercesine yer almaktadır, adeta bulunduğu çevreye hükmederek. Sanki bir kötülüğün gelmekte olduğunu sessiz bir şekilde çığlık atarak bildiricesine.....
Gözleri yırtarcasına.......
Kapı zili çalınır.
Ev sahibi Arda, çocukluk arkadaşı Alişan' ı beklemektedir evinin salonunda. Alişan, birkaç günlüğüne Arda' yı ziyarete gelmiştir. Her ne kadar, ayrı şehirlerde yaşasalar da, her zaman ilişkilerini, dostluklarını sıcak ve canlı korumuşlardı, beraber yaşadıkları ortaokul yıllarından beri.
Arda : '' Ooooo kanka geldin nihayet. Birazdan arayacaktım. Geciktin biraz. ''
Alişan : '' Yolda bir kaza olmuş. Arayacaktım. ''
Sarılırlar. Arda, Alişan'ın küçük seyahat çantasını alır ve Alişan'ın kalacağı odaya götürüp bırakırken, Alişan da üstünü çıkarır.
Alişan : '' Arda ben bir lavaboya gireceğim ellerimi yıkamaya. '' dedikten sonra, tuvalete yönelirken, Arda salona doğru yol alır.
Duvara asılı o kasvetli beyaz maskenin altında bulunan kapıdan salona girer ve salona bağlı olan mutfağa ilerler, yemeklik bir şeyler hazırlamak için. Ellerini kuruladıktan sonra kalan ıslaklığı ellerini ovuşturarak silen Kadir salona doğru yönelir.
Arda : '' Aç mısın? Salçalı makarna var. İstersen dışarıdan da bir şeyler söyleyebilirim.'' Alişan : '' Pek değilim. Biran var mı, iyi gelir şimdi. ''
Arda hazırlıklıdır. Buzdolabından daha önce aldığı biralardan iki tane çıkarıp, açar. İki bira bardağı çıkarır ve biraları boşaltır.
Alişan : '' Sen açsan ye istersen. Ben daha acıkmadım. ''
Arda : '' Ben de fazla acıkmadım. İstediğimiz zaman yeriz. Keyif bizim değil mi kanka. ''
İki dost bardaklarını havaya kaldırır, gülüşerek.
Arda : '' Hoşgeldin, sefa geldin. ''
Alişan : '' Hoşbulduk, kardeşim. ''
Soğuk biralarından bir yudum alırlar.
Alişan salonda bulunan iki kişilik kanepeye oturur. Arda ise kanepenin yanında bulunan üçlü kanepeye oturur.
Ve özlemle bekledikleri yüz yüze sohbetleri başlar.
Düzenli olarak, bilişim zeminli görüşüyorlardı. Ancak bu tarz görüşmeler, hiçbir şekilde en doğalı olan yüz yüze kadar doyurucu,içten ve gerçekçi olamıyordu kendileri için.
İkinci bira bardakları boşaldığında,
Alişan : '' Arda makarnadan biraz yiyelim mi? '' diyerek aç olduğunun iletisini gönderir.
Arda kalkarak salonun dip tarafındaki mutfağa gider.
Alişan da tuvaletin yolunu tutar, birikmiş idrarını boşaltmak için.
Arda soğuk makarnayı buzdolabından çıkarırken, elektirik aniden kesilir !
Buzdolabı ve oda yoğun bir karanlık saldırısına uğrar adeta.
Sakin bir şekilde soğuk tencereyi ocağın üstüne yerleştiren Arda, mutfaktaki dolapların birinde olduğunu düşündüğü mumları aramaya ihtiyatlı hareketlerle başlar.
Bu arada Alişan'a seslenir, iyi olup olmadığını merak ederek...... ancak herhangi bir yanıt gelmez.
'' Beni duymadı herhalde. '' diye düşündükten sonra, mutfağın hemen yanındaki bilgisayar masasındaki çekmecelerin birinde el feneri olduğunu hatırlayıp, yavaşça adımlarını o yöne doğru atar.
Doğru hatırlamıştır. El fenerini bulup, yakar. Mutfağa geri dönüp, el fenerinin ışığıyla bakar etrafa. Ardından, evin ana şalterine bakar. Her hangi bir ters durum yoktur. Yine de, Arda şalteri bir kez daha indirip, kaldırır emin olmak için.
'' Genel kesinti. '' diye düşünüp, dış kapıya yakın olan tuvaletteki dostuna seslenir : '' Kardeşim elektirik gitti. Genel kesinti zannederim. Bir şeye ihtiyacın var mı? ''
Alişan : '' Sorun yok. Tamamdır. Birazdan çıkarım. ''
Tekrardan salona döner Tanla, mum aramaya bir kez daha bakmak için. Çekmeceleri, gözleri karıştırır ama tek bir mum bile yoktur. Bir süre sonra, mumların olabileceği her yere baktıktan sonra, araması sonuçsuz kalır ve Alişan aklına gelir birden. Hala tuvaletteydi ve çıkmamıştı geçen bu süreç zarfında.
Tuvalete gider, meraklı adımlarla. Salon giriş kapısından geçerken, '' Alişan ne yapıyosun olum, çıkmadın mı daha? '' diye seslenir.
Kapının hemen üstünde asılı o beyaz renkli maskenin yerinde olmadığını fark etmeyerek, salonun kapısından geçer.
Böyle tavırlar, Alişan'a özgü değildi. Halk arasında '' eşek şakaları '' olarak adlandırılan, yersiz-sulu şakalardan hoşlanmazdı. Arda'nın merakı yavaş yavaş yerini endişeye bırakmaya başlamıştı. Tuvalet kapısını bir kaç kez çalar. Cevap yoktur.
Yavaşça ve tedirgin bir şekilde tuvalet kapısını açar.
Tuttuğu fenerin ışıkları tuvalet zemininde ince bir dere gibi süzülen kanları açık bir şekilde yakalar.Feneri yukarı kaldırdığında, bu kanın kökenini görür ; Alişan'ın inceden kesilmiş gırtlağı.
Korku dolu ve denetimsiz bir şekilde telefonuna yönelir Arda, salona doğru.
Tam eline telefonu alacak iken, büyük bir ekmek bıçağı elini keser, hızlı ve keskin bir kasıtlı darbeyle.
Canı yanan Arda, ne olduğunu anlamasına engel olan şaşkınlıkla eline bakarken, yine o büyük ekmek bıçağı bu kez de karnına doğru saplanır.
Acıları daha da artan Arda, salonda ki o üçlü kanepeye kendini ağrılar içinde atar.
Neler olduğunu anlayamadan, düşünmeye fırsat kalmadan, oturduğu yerde bir kez daha o bıçağın sert,keskin,acı yüklü darbesini alır.
Korku,şaşkınlık,acıya bürünmüş Arda, elindeki feneri bıçağın merkezine tuttuğunda, karşısında dik duran ve siyahlara bürünmüş birisini görür. Suratında ise, aylar önce aldığı, salon giriş kapısının üzerinde asılı olan o beyaz maske vardır.
Bu karanlık şekil, avına son darbeyi vurmak için hazırlanan bir yılan gibi, suratını Arda'nın suratına yaklaştırırken, bir keskin darbe daha saplar, Arda'nın kanlı karın bölgesine.
Ağırlaşmaya ve gücünü hızlı bir şekilde kaybetmeye başlayan Arda, maskeye doğru baktığında...........vücudunun iç kısmında yaşadığı o ifade edilemeyen acı gibi gerçek olan ancak soyut bir kıvamda var olan tek şeyi...............o beyaz maskenin boş göz deliklerinden süzülen, kendini göstermeyen ancak karanlığa bezenmiş , kendini karşı koyulamaz bir yoğunlukla hissettiren, Arda'nın beyninin derinliklerine felç edercesine tecavüz edip, nüfuz eden o '' donuk bakışları. '' .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISADAN HİKAYELER
General FictionÖlüm...hayat...gizem...değişim...aşk...hüzün...gerilim...korku...bilim-kurgu.....