2. BÖLÜM: BENİMLE MİSİNİZ?

21 3 0
                                    

Gerçekten acımasız mıydı hayat olarak adlandırdığımız zaman dilimi? Yoksa insanlar mı çok güçsüzdü. Bunun bir sınav olduğunu herkes biliyor fakat bazılarının sınavı neden daha kolay, ya da neden kolay gözüküyor? Yaşamak mı daha kolay, yoksa ölüm mü?

 Bu soruların hepsini ileride öğreneceğimi çok iyi biliyordum fakat merak ediyordum. Bu teklifi kabul etmemiz doğru muydu? Onlarla tanışmamız doğru muydu yoksa büyük bir hata mı yapmıştık...

----

Kabul ettiğimiz teklif ardından kahvaltı yapmak için masaya oturduk. Kahvaltı boyunca masaya bir sessizlik hakimdi. Sessizliği bozan ise Esma oldu.

"Şu cinayet olayını daha detaylı anlatır mısınız?"

Kafamı "Tamam" anlamında salladım.

"Okula gitmiştik, matematik sınavımız olduğu için ona çalışıyorduk. Zilin çalmasına 5 dakika kadar kalmıştı. Sınıfa çıkarken silah sesi duyduk. Ben hariç kimse cama vurduğunu, ıskalandığını görmemişti. Üst kata çıktığımda arkası dönük bir adam bir kızı vurdu. Beni görmeden aşağı inmeye başladı. Müdüre haber vermek için aşağı iniyordum ki bahçedende bir silah sesi duydum. Aşağı inmek aptallık olacağı için merdivenlerde beklerken yukardan aceleyle inen bir kız beni gördü ve benim yaptığımı idda etti. Kızın bağırışını duyan Melis yanıma geldi, siren seslerini duyduğumuz anda bahçeye çıktık. Polisler bizi kovaladı, izimizi kaybettirdik falan işte sonrasını tahmin edebilirsin diye düşünüyorum."

Şaşırmış gözlerle bana baktı ve yemeğine döndü. Aklıma annemle konuştuklarımız girdi ve tekrar söze atladım.

"Dün annem aradı..."

"Eee kanıt bulabilmişler mi?"

Kafamı onlara çevirdim ve hayal kırıklığıyla konuştum.

"Evet, kanıt bulmuşlar ama..."

"Ama derken?"

"Ama olumsuz anlamda bir kanıt."

Bu sefer konuşan Esma oldu.

"Nasıl yani?!"

"Silahta benim parmak izim bulunmuş."

İkiside şaşkınca bana baktılar. Üçümüzünde diyebileceği bir şey yoktu.

Yemeklerimizi bitirince sofrayı toplayıp içeri geçtik. Anlattığım şeyler beynimi uyuşturuyordu ve bu hiç iyi bir uyuşturma değildi. Kim neden benim üzerime oynadı?! Bu karmaşadan çıkmak için her şeyi yapabilirdim.

Dediğim anda zilin çalması beni şoke etmişti diyebiliriz. Esma kapıyı açtı ve gelenle ya da gelenlerle konuşmaya başladı. Büyük ihtimalle arkadaşları gelmişti. Salona 3 tane erkek girdi. Haklarını yememeliyim giderleri vardı. Ne saçmalıyorum ben? Bu çocuklar resmen meteor.

Aradan yaklaşık 1 saat geçmişti. 3 meteorla, yani Anıl, Mert ve Demir ile anlaşmaya başlamıştık. Bunları düşünmemin 15 dakika ardından telefonuma bir mesaj geldi. Kilit ekranından annem olduğunu görünce direkt olarak telefonu açtım ve mesajı okudum.

*Annem: Kızım yarım saat içerisinde telefonlarınız dinlenmeye alınacak ve yeriniz tespit edilmeye çalışacak. Yarım saatte gidebildiğiniz kadar uzağa gidip telefonlarınızı atın.*

Mesajı sesli olarak okumuştum. Büyük ihtimalle ikimizede yeni telefon aldılar diye düşünerek yola koyulmaya karar verdim.

Melis, Mert, Anıl ve ben gidecektik. Mert sürücü koltuğuna geçti, yanına Anıl oturdu. Son hızla gidebildiğimiz gibi gidiyorduk, tenha ve hiç görmediğim yollardan geçtik. Yarım saatin dolmasına 2 dakika kala bir yerde durduk. Melis ve ben telefonlarımızı olabildiğince uzağa fırlatıp, hızlıca arabaya geri bindik. Eve geri döndüğümüzde kargo gelmişti. Tahmin ettiğim gibi içinde 2 yeni telefon vardı. İçinde ailelerimizin numaraları kayıtlıydı.

821 KilometreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin