Jeon Jeongguk, doğumundan itibaren yaşadıkları yüzyılın deltasına eş olmak için eğitilir. Ancak Delta Kim Taehyung, öğrendiği hiçbir şeyle bağdaşmaz.
omegaverse.
Historical/Kingdom
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Doğanın uyanışı baharın gelişiyle başlar, meyvelerini ise yaza doğru verirdi. Doğanın en güçlü insanları olan delta ve omegası da, tam olarak böyleydi.
Hayatı boyunca çektikleri en dinlendirici ve huzurlu uykudan ilk uyanan delta oldu. Gün çoktan doğmuş, odanın açık penceresinden içeri giren güneş ışıkları yanında yatan omegasına vuruyordu ve bir sabah ancak bu kadar güzel olabilirdi.
Gece her ne kadar sarmaş dolaş uyumuş olsalar da açık pencerenin de etkisiyle iyice ısınan odadan olsa gerek, omega kollarını başının altına almış, yüzü deltaya dönük, yüzüstü bir şekilde hala uyuyordu. Güneş tam arkasından ona vuruyordu, birbirine yaslı kirpikleri ve başını eline yasladığı için büzüşen dudaklarıyla bir sanatkarın hünerli ellerinden çıkmış bir eser gibiydi. Taehyung hareket etmekten çekinse de ona dokunma isteğine engel olamadı. Parmak uçları bir toz tanesi kadar yumuşak bir şekilde eşinin omuzlarına dokundu, hafifçe koluna doğru kaydı ve en sonunda tekrar yukarı çıkarak, gece yaşadıkları şeylerin bir bir aklına dolmasını sağlayan mühre temas etti. Diğer yarısını hisseden mühür kendini belli ederek küçük bir ışık süzmesi yaydığında ise yüzünde huzurlu bir gülümseme oluştu.
"Güzel bir sabah mı?"
Duyduğu sesle bakışları mühürden omegasının yüzüne kaydığında, onun da yüzünde tıpkı kendisinde olduğunu bilmediği huzurlu ifade vardı. "Olmaz mı? Hayatım boyunca uyandığım en güzel sabah."
Jeongguk mühründe hissettiği dokunuşla gözlerini araladığı andan beri zaten gülümsüyordu ancak bu sözlerle gülümsemesi daha parlak, daha can alıcı hale geldi. Güneş kendi arkasından gelip deltanın yüzüne vuruyordu ve kehribar gözleri daha açık renkli görünüyor, esmer tenine vuran ışık ve gülümseyen suratıyla delta bir ışık kaynağı kadar göz alıyordu. Jeongguk, aynı yatakta oldukça yakın yatıyor olmalarına rağmen deltaya biraz daha yaklaşmaktan çekinmedi. Hava sıcak olsa da deltanın sıcaklığı onu yakmıyor, yalnızca içine çekiyordu.
Taehyung kendine daha fazla yaklaşan omegasıyla başını onun başına doğru eğerek saçlarının birbirine karışmasına sebep oldu. Bir şekilde sürekli temas etmekten kendini alamıyordu. Çıplak tenini omuzlarının biraz aşağısından kapatan örtüye bile neredeyse kızacaktı.
Sessizlik ikisine de kendine çektiğinde, sabah sarayın bahçesinde uçuşan kuşların sesi onlara melodi oldu. Delta parmak uçlarını omeganın açıkta kalan yerlerinde dolaştırıp teninde gezdirirken, odaya yayılan huzurlu feromonlar yüzünden neredeyse ikisi de yeniden uyuyabilirdi.
"İyi uyuyabildin mi?" diye sorarak sessizliği bozdu delta ancak boğuk, mırıltılı çıkan sesi o kadar çekiciydi ki Jeongguk bir anda o uyku mahmurluğundan sıyrıldı. Örtü altındaki çıplak bedenlerini ve dün yaşadıklarını yeniden kavradığında saklanmak istediği kişiye sığınarak başını deltanın çıplak göğsüne yasladı. Sert göğüs, Jeongguk'un şimdiye kadar yaslandığı tüm yerlerden daha konforluydu.
