ƥƥƥƥƥƥƥƥ

393 40 11
                                    

Gulf diğer günlerin aksine fazlasıyla rahatsız edici çınlama sesleri ile gözlerini açmış ve birkaç denemenin ardından uzanabildiği saati yere fırlatarak susturmuştu.

Gece kabuslarıyla boğuşmaya kaldığı yerden devam ettiği için yine uykusunu alamamış üstüne üstlük sipariş ettiği telefon henüz gelmediği için de bu eski püskü saate kalmıştı.

Dün Mew'dan telefonunu barda tahminen çaldırdığını anahtarını ise kaybettiğini öğrendikten sonra, Mew'un o gece de yanında kalması ısrarlarına rağmen yurda dönmek istemişti.

Anahtar meselesi öğrenci işlerindeki yedek anahtarla kolayca hallolmuştu ama telefonun gelmesi vakit alacak gibiydi.
Bu nedenle Mew ile buluşacakları saati dün kararlaştırmışlardı.

Aslında ders çalışmayı bitirdiklerinde hava kararmak üzereydi ve yapacak pek bir işleri de yoktu. Mew sabah araba ile kolayca okula gelebileceklerini ve bir gece daha kalmasını teklif etmişti. Kalmak istemediğinden değildi hatta geçirdiği huzurlu geceden dolayı tam tersini ona fısıldayıp duran bir tarafı vardı ama, daha fazla ona zahmet vermek istememişti. Evinde misafir ağırlamayı pek sevmediğini öğrendikten sonra hele hele.

Sıkıntıyla eşyalarını topladıktan sonra yere fırlattığı saati tekrar masaya yerleştirmiş ve odasından çıkabilmişti.

Dong Min yemekhanede buluşacaklardı. Kendine idareten eski telefonlarımdan birini getirecekti.

**

Mew, sabah gelen yoğun ilham ile kendini kütüphanedeki odasına atmıştı erkenden. Gulf ile ders çalışmak ona iyi geliyordu. Belki beyninin farklı bölümlerin
Çalıştırmaya başladığı içindi, emin olamıyordu. Sadece, haftalardır yaptığı ve henüz neye benzediğini bilmediği güzel eserinin tamamlanmaya yaklaştığını hissediyordu.

Kafasındaki düşünceler bugünlük burada geçirdiği zamanın yeterli olduğunu ona fısıldarken dikkatlice eserin üstünü örttü ve gözlerini açtı.

Alarmı henüz çalmamış telefonun ekranına baktığında gözleri büyüdü.
Gulf ile buluşacakları saatin üzerinden yarım saat geçmişti. Telefonu sessizde kalmış olmalıydı.
Zavallı Gulf, telefonu da yanında olmadığı için onu arayamamıştı belli ki.

Umarım gitmemiştir

Telaşla kütüphanenin merdivenlerini atladı.

Oldukça dolu olan kafeteryaya girdiğinde hızla masaları taradı ancak Gulf ortalarda gözükmüyordu.

Gitmiş olabilir miydi?
Adımlarını yavaşlatarak masaların arasında dolanmaya başladı.

Uzun bacakları aniden bir engele takılığında düşmekten son anda kurtulmuştu.
Yan taraftaki masayı ve üzerine uyuklamakta olan Gulf'ı fark edebilmişti böylece.

Masanın sarsılmasıyla birlikte korkuyla gözleri açılan Gulf kendini toparlama fırsatı bulamadan yukarıya baktığında tepesinde dikilen Mew'u görmüştü.
Tam da söylenmeye hazırlanıyordu oysa.

"Ah phi, geldin mi?"

Gözleri ve hali hazırda hemcinsi birine höre dolgun olan dudakları uyumaktan şişmişti. Henüz uykudan uyanmış hali ile oldukça sevimli duruyordu.

Mew, masanın kenarına çarptığı dizini birkaç kez ovuşturduktan sonra Gulf'ın karşısına geçip oturdu. Ve başını hala kaldırmamış olan çocuğun masaya dağılmış yumuşacık saçlarını karıştırdı. O kadar sevimli duruyordu ki, kendine engel olamamıştı.

"Çok üzgünüm. Çalışmaya dalmışım. Aslında buradaydım."

Gulf anladığını belirtir şekilde kafasını sallamıştı ama hala uyanabilmiş olduğundan emin değildi Mew. Gülümsedi.

I Licked So Itz Mine • MewGulfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin