+1+

1.1K 92 165
                                    

Evet, bu bir felaketti.

Ginny Weasley, Londra nın en lüks restoranında, kaliteli masa örtüsü ve şık yemek takımlarıyla donatılmış bir masada hiç tanımadığı bir adamla akşam yemeği yemek üzereydi.  Karşısında oturduğu adamın yüzüne bakmamak için elinde tuttuğu menünün arkasına gizlenmeye calışıyordu. İçinde bulunduğu durum için en doğru sözcüğü bulmuştu bile.

Felaket.

Hermione nin teklifini kabul ederken aklından ne geçiyordu ki?? Bu iş yemeğinde olması gereken kişi oydu, Ginny değil. Ginny kendi evinin kirasını bile zor ödüyordu, şirket yönetmekten ne anlayacaktı!

"Görüşeceğin adamın adı Draco Malfoy, tam anlamıyla zengin bir egoist... Benim yerime akşam yemeğini onunla yer misin? Sadece basit bir iş görüşmesi, konuşman gerekmeyecek. Birkaç kağıt imzaladıktan sonra adamın yüzünü bir daha görmeyeceksin..." demişti Hermione kahvaltıda.

Ginny ise resim defterinden başını kaldırıp huysuz huysuz " Öyleyse sen neden gitmiyorsun?" diye sormuştu.
" Madem bir daha yüzünü görmeyeceksin, bu yalana ne gerek var?"

" Çünkü pisliğin teki ve tüm cumartesi akşamımı onun gibi biri için heba etmek istemiyorum." dedi Hermione, kaşlarını büzdü. "Biliyorum, çok şey istiyorum fakat Ron ile yarın akşam ilk evlilik yıl dönümümüzü kutlayacağız, bu yüzden..."

Ginny de zaten bu sebep yüzünden zorunda kalmıştı. Hermione erkek kardeşi Ron ile evleneli bir sene oluyordu. Zaman su gibi akıp geçmişti. Ginny ikisi için de bu gecenin ne kadar önemli olduğunu biliyordu ancak yine de korkuları vardı. " Peki ya sen olmadığımı anlarsa? Ya iş görüşmeni batırırsam?"

" Merak etme, büyük bir görüşme olsaydı seni böyle bir sorumlulugun altında bırakmazdım. Dediğim gibi, sadece birkaç evrak imzalanacak. Bunun için de göstermelik bir yemek yenmesi gerekiyor." dedi Hermione.
" Malfoy gibilere ağzının payını vermesini bilirsin. Sorun yaşamayacaksın. Eğer işten bahsederse ise... konuyu değiştir. Egosunu pohpohlayan kişisel sorular sor. Kendini övmekten ne için geldiğini unutacaktır.."

Ginny " Madem adamla hiç tanışmadın, pisliğin teki olduğunu nereden biliyorsun?"

Hermione güldü. " İş yerinde haberler cabuk yayılır Ginny. Senden önce insanlara namın ulaşır..."

Hermione ile yaptıkları plan buydu. Extrem durumlar için ise bilmesi gereken birkaç teknik kelime öğretmişti.

Ginny ikna edildikten sonra yemek, gözüne çantada keklik gibi görünmüştü fakat masaya oturdukları andan itibaren bunu yaptığına deli gibi pişman oldu. Heyecandan eli ayağı titriyordu, adam onun Hermione Granger olmadığını anlarsa diye ödü kopuyordu. Hermione kovulurdu ve daha da kötüsü, adam şirket adına ikisine de sahtekarlık suçundan dava açardı.

Ginny nin pek temiz bir sicile sahip olduğu söylenemezdi, deli dolu bir ergenlik geçirmişti. Ettiği kavgalar polis merkezinde sonlanırdı. On sekiz yaşın altında olduğu içinse ertesi gün uyarıyla birlikte serbest bırakılırdı.

Ancak şuan ne on sekizdi, ne de ergendi. Bir de mahkeme tecrübesi yaşamak istemiyordu. Hele ki bir okulda birkac hafta önce resim öğretmeni olarak işe başlamışken... Artık saygın bir kişiliği vardı.

" Arzu ettiğiniz bir şeyler var mı?"

Ginny, yanlarına garson gelince menüyü yüzünden indirmek zorunda kaldı. Neden önce ona sormak zorundaydı ki? Neyseki Malfoy kendisinden önce cevap verdi.

" Kremalı pesto soslu tavuk lütfen. Yanında da... Kırmızı şarap."

Garson Malfoy un siparişini not aldıktan sonra Ginny e döndü. Kızıl saçlı kadının ne sipariş edeceği konusunda en ufak fikri yoktu. Hermione olsa ne yerdi ki? Ginny e kalsa şuan canı fena halde patates kızartması çekiyordu. Ancak Mcdonald's ta falan değillerdi. Bu çok abes kaçardı. Bu yüzden gözüne çarpan ilk yemeği söyledi.

LIARS #HinnyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin