Ben gerçekten tumblrda cok guzel metinler buluyorum sizinle de beğendiklerimi paylaşmak istedim sadece keyifli okumalarr
Konu: Ben hasta ve sen işte olduğun için yanında değilsin.
Uyarı:Ben hastayken çok huysuz birisi.
Ben barnes X Reader
Ben huysuzdu.
Bu onun doğasında olan bir şey değildi. Çoğu zaman harika mizah anlayışına sahip olan oldukça utangaç, aptal ve aşırı sevimli bir adamdı. Onu huysuz bir adam durumuna getiren sadece birkaç örnek vardı: sabahın erken saatlerinde kalkmak, akşamdan kalma olmak, uzun süre trafikte sıkışıp kalmak ve hasta olmak.
Ve şuan ise Ben hastaydı.
Önemli bir şeyi yoktu.Sadece birkaç gün içinde kendini toparlayabileceği mevsimsel bir soğuk algınlığı kapmıştı ama şu an için Ben hastalığın en ağrılı aşamasındaydı.
Burun akıntısı , bazen kuru öksürükler , yüksek ateş ve dayanılmaz migrenine eşlik eden boğaz ağrısı . Ben bu ağrıyı birisinin zorla onun kafatasını iğnelerle delmeye çalışıyormuş gibi hissettirdiğini söylemişti. Gerçekten hiçbir şey yapmak için enerjisi yoktu ve yatağında, onun için getirdiğin battaniye ve yastıkların altında yatıyordu
Ve onu bu durumdan biraz olsun uzaklaştırmak, ona kocaman sarılmak ve en sevdiği çaydan demleyip ona içirmek için onunla birlikte olsaydın bu durum onun için çok daha katlanılabilir olurdu. Fakat sen şuan çalışmak zorundaydın buyüzden o kendi başına 4 saat evde durmalıydı ve bu gerçekten berbattı çünkü çok iyi biliyordun ki kendi başına ne kadar çok kalırsa, o kadar huysuz oluyordu.
Londrada kar yağıyordu, büyük kar taneleri çocukların günlerini güzelleştiriyor ve eski koca şehri biraz daha büyülü bir yere dönüştürüyordu. Serbest bıraktıkları kar taneleri kadar beyaz olan bulutlar ise yüksek binaların ve yıpranmış taşların üzerinde yacaşça gezinirken işe yetişmeye çalışan kişiler soğuk havadan dolayı acele ediyor, çocuların bazıları kardan adam yapmaya uğraşırken bazıları ise birbirine kartopu atıyordu.
Bu havaya rağmen pervasızlık yapıp dışarı çıkanlar ise trafiğe takılmıştı. Arabalarının kornalarını çalıyorlardı ve bu şehrin ritminin canlanmasına neden oluyordu.
Ve huysuz erkek arkadaşın Ben. Ben'in dışarıya bakmak için pencerenin yanına gidecek gücü olsaydı karlı havanın ona sunduğu manzaraya hayran kalacaktı. Sonunda gücünü toplayıp pencerenin yanına bir sandalye sürükledi ve şuan kar tanelerinin evinizin bahçesine nasıl düştüğünü huzur içinde izlerken sıcak bir fincan kahvenin tadını çıkarıyor olabilirdi yani belki sen orada olsaydın.
Birlikte kaygan zeminde koşan yabancılara bakmayı çok severdiniz ve bilmediğiniz bu insanların hayatları hakkında değişik senaryolar hayal edip eğlenirdiniz. Ben kurduğunuz senaryolarda mutlaka astronot bulacağından emindi çünkü bilmediği bir sebepten dolayı yıldızlara resmen takmış durumdaydın.
Bu düşündüklerine gülümsedi ama sonra aklına gelen gerçekle gülümsemesi yavaşça solmaya başladı çünkü o ne yaparsa yapsın yanında değildin. İkinizin evinde sadece o ve nefes alışını oldukça zorlaştıran tıkalı burnu vardı. Ben senin yanında olmadığını hatırlayınca dışarıya bakmak sadece ona acı verdi ve yavaşça oturduğu yerden kalktı.
Zamanı tekrar kontrol etti ve umutsuzca nefes verdi ardından gelmene kaç saat kaldığını -büyük bir zorlukla- hesapladı. İş yerine lanetler okumaya başladı ve şuan onun yanında olman için nelerini verebileceğini düşündü. Ardından bürünebildiği kadar battaniyesine büründü. Hatta o kadar çok büründü ki sadece saçları görünüyordu. Uykuya dalmaya çalıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/274533157-288-k367978.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘱𝘦𝘵𝘶𝘯𝘪𝘢|| ben barnes imagines
Fanfiction•𝑝𝑒𝑡𝑢𝑛𝑖𝑎• Ben Barnes X Reader -Ben Barnes hakkında one shotlar, çeviriler, headcanonlar ve hikayeler.