Prologue 🌕

321 34 61
                                    


Gecenin ayazında üzerindeki beyaz gömleği çıkaran genç vampiri izlemeye başladım.

Beyaz ve zarif olan gömlek, güzel ve biçimli omuzlarından yere doğru süzüldü. Ortaya çıkan ve bembeyaz olan teni beni etkisi altına almaya başlarken kendimden geçmiş gibiydim.

Gözlerim istemsiz bir şekilde açık olan sırtını ve omuzlarını tararken nefeslerim kesilecek durumdaydı. Daha önce hiçbir şeye bu kadar fazla hayranlık duymadığım hakkındaki düşüncelerimi aklımdan def etmeye çalışırken aniden kafasını sol omzunun üzerinden çevirmişti. Hafif bir açıyla sol tarafına bakıyordu. Çok fazla dikkat etmediği sürece beni göremeyeceğini düşünürken hafif ve kibar kahkahası içerisinde bulunduğumuz ve pekte tekin olmayan ormanda yankılanmıştı. Daha sonra ise güzel dudaklarından bazı kelimeler dökülmüştü. Bu kelimelerin aleyhime mi yoksa lehime mi oluğunu anlamanın tek bir yolu vardı, o da onun yanına gitmekti.

'Umarım ki seni duyabildiğimin farkındasındır, Yoora.'

Siyah ve vücudunu saran pantolonunun parçalarını kıvırma zahmetine girmeyerek önümüzdeki nehrin kenarında oturarak ayaklarını oldukça berrak olan suya sokmuştu. Yanına vardığım zaman beyaz ve tiril tiril olan elbisemi umursamadan toprak zemine oturmuş, onun gibi ayaklarımı suya sokmuştum. Ayaklarımdan çıkardığım siyah ve yüksek topuklu olan sandaletlerimi kenara koymuş daha sonra ise sol tarafıma, yani ona doğru dönmüştüm.

Hafif hafif esen ılık rüzgardan dolayı sürekli kırptığı gözleri üzerimde dolaşıyordu. Bakışlarım onun gözlerini bulunca oda gözlerini, gözlerime odaklamıştı.

Birbirimizin bakışlarında kaybolmuş bir şekilde duruyor ve sanki bir daha hiç gülümsemeyecekmiş gibi gülümsüyorduk. Ağzımdan hafif bir kıkırtı çıkmasına mani olamamış ve Dolunay'ın aydınlattığı koyu geceye bir uğultu daha göndermiştim.

Kalbim ilk önce atmayı bırakıyormuş gibi yavaşlıyor daha sonra ise maratona çıkmışçasına hızlı atıyordu. Onun bende bıraktığı etkiyi, vücudumda bıraktığı etkiyi seviyordum. Gözlerimiz bir kez daha buluşunca utanmamış ve en derinlerimize bakmıştık.

Gittikçe koyulaşan ama aynı zamanda da gittikçe çiçek açan gözlerimiz, geceyi aydınlatmaya yetecek kadar ışıltı saçıyordu.

Saçtığı ışık her zamanki gibi büyüleyiciydi. O her zaman, her haliyle büyüleyiciydi.

Dakikalardır nehir kenarında oturuyor ve suda salınan ayaklarımızın çıkardığı sesleri dinliyorduk. İkimizde birbirimize birer adım atmak için beklerken aklıma gelen şeyle ona dönmüştüm.

'İki hafta önce gerçekleşen tiyatrodaki çocuk, başrol olan senin arkadaşındı değil mi?'

Duyduğu soruyla beraber yüzü tuhaf bir hâl alırken kafasını olumlu şekilde sallamıştı. Yüzümde yer edinen ve kendinden emin olan gülümsemem genişlerken bir soru daha sormuştum. Keyifli olduğumu belli eden sesimle.

'Peki oyunun son cümlesini hatırlıyor musun Sunghoon?'

O da geceye keyifli bir uğultu bırakmış, kafasını yine olumlu anlamda sallamış ve cevap vermişti.
'Unutmak mümkün mü? Tüm oyunun odak noktası gibi bir şeydi. Ve aksi iddia edilemeyecek bir gerçek ki Jake bunu en iyi şekilde canlandırdı. Tabi senin arkadaşın olan rol arkadaşı ilede çok iyi bir uyum yakaladılar.'

Yüzünde yer edinen gülümseme ona bir kez daha vurulmama sebep oluyorken tekrardan derince bir nefes almıştım. 'Açık olmam gerekirse çok iyi bir şekilde hatırladığım söylenemez.'

Dudaklarımı büzerek ve gökyüzüne bakarak söylediğim cümle üzerine bakışları bir kez daha üzerimde dolaşmaya başladı. Yalan. En iyi şekilde ben hatırlıyordum o cümleyi. Provalar boyunca onlarla beraberdim ve neredeyse oyunun tüm repliklerini ezbere biliyordum.

Gözüm açıktaki göğsünü bulunca kalbinin hızlıca attığına şahit olmuştum. Bakışlarımı açıkta kalan vücudunun üst kısımdan çekerek siyah saçlarının örttüğü koyu harelerine odakladım. Her saniye daha fazla koyulaşıyor, bir o kadar da çiçek açıyordu. Bu konuda ondan en ufak bir farkım bile yoktu.

Boğazını temizlemiş ve bakışlarını etrafta gezdirmişti. 'Eğer tekrar etmemi istiyorsan...' Sözlerine devam edeceği sırada ona çoktan onay vermiş olan gözlerimi fark etmişti. Narin gülümsemesi bir kez daha koyu olan geceyi bir Dolunaymışçasına aydınlatırken pembe dudaklarından malûm kelimeler dökülmüştü.

'Sana yıldızları göstermemi ister misin Kır Çiçeği?'

'Bana yıldızları göstermeni istiyorum Sunghoon.'

Şaşkına dönmesine sebep olan kelimeler günahkâr bir şekilde benimde dudaklarımdan dökülmüştü.

Sonrasında ise günahlarımız birbirine karışmıştı.

İkimizde o gece Dolunay'ın şahitliği eşliğinde aşkımızdan ve saf sevgimizden dolayı yanmıştık.

Şimdilik sadece tenimizi yakan bu ateş ileride nelere sebep olacaktı bizde bilmiyorduk.

***

Enhypen'ın çıkış öncesi yayımlanan trailer videosundan esinlenilmiştir.

***

🎶 🖤 ➕

Enhypen 'Fever' Lyrcis

--------●-----------
1:20

🔀 ⏮️ ⏸️ ⏭️ 🔂

(Bunu kendim yaptım aşırı gururluyum pt3 kdkwndkfkdks)

Başlangıç tarihi: 22/06/2021
Yayımlanma tarihi: 23/06/2021 - 09/12/21
Bitiş tarihi: ?

🗝xxYoo-raxx 🗝

Bir Enhypen Kurgusu'dur.

İyi okumalar❤💕🙋‍♀️

©️Tüm hakları Birbirine Karışan Günâhlar'da saklıdır.

©️Tüm hakları saklıdır.

Yazım yanlışları olabilir, kontrol etmeden atıyorum 😔✋🏻

L♡VE Y●U A|||
💖

Sinful 'Full Moon' | (박성훈) EN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin