Gizem

9 1 0
                                    

Oda olabildiğince dağınıktı, çok basık bir havası vardı. Küçük ve çok doluydu. Eski eşyalar, kullanılmayan bi kaç alet tozlu raflar darmadağın olmuş yüzlerce dosya. Aslında darmadağın olmuş yüzlerce hayat, toza bulanmış, unutulmuş, hatırlanmayan kaybolmuş yüzlerce hayat...
Bir kaç saat geçmişti odaya gireli, çok fazla yol kat edememiştik ne yazık ki. Çalışan abi pek konuşkan değildi bu da işime geliyordu çalışırken konuşmayı pek sevmiyorum. İkimizde işe odaklanmış o dosyaların arasında kaybolmuştuk farkında olmadan diyebilirim. Yağmurun sesi bir melodi gibi eşlik ediyordu bana. Yağmurlu havalarda başım ağrır hep bu da beni çok agresif ve halsiz yapar. Ama bir türlü merakımı yenip çıkamıyordum bu odadan. Yağmur biraz dinmiş güneş kendini göstermişti batmaya yakınken.
Küçük pencereden içeri süzülüyordu ışıkları, pencereye doğru başımı çevirmiş güneş ışıklarını seyre dalmışken, Dursun dede geldi aklıma neden bilmem içim burkuldu, tuhaf bir histi bu. Bir yandan deli gibi merak ederken diğer yandan çekiniyordum, sanki sıradan bir hayatı yokmuş gibi sanki beni pek hoş şeyler beklemiyormuş gibi...

Önüme dönüp dosyaları yerleştirmeye devam  edecektim ki, yerdeki bi dosyayı fark ettim gözden kaçırmışım diye düşünüp almak için eğildim, üzerinde Dursun dedenin adı yazıyordu. Çok heyecanlanmıştım. Tam kapağını açıp okuyacaktım ki. İçeri huzurevinin müdürü geldi. Beni fark etmiş olacak ki çalışan abiye çok kızdı çabucak beni dışarı çıkardı. Dışardan birinin arşiv odasına girmesi yasakmış. "Burda ne işiniz var hanımefendi? Kimsiniz siz?" sordu sinirli bir yüz ifadesiyle. "Merhabalar ben İpek Yılmaz, bir yıldır bu huzurevine ziyarete geliyorum ilk zamanlar tanışmıştık ama hatırlamıyor olmanız çok normal bir yıl geçti ne de olsa. Buraya Dursun Gümüşçü'yü ziyaret için geliyorum. Bugün yinr bunun için burdaydım çıkarken de beyefendiyi gmrdüm yardım etmek istedim, yasak olduğunu bilmiyordum,afedersiniz." dedim. "Ziyaretleriniz için teşekkürler, burdakiler için bu çok faydalı bir şey. Bende biraz sert tepki gösterdim kusura bakmayın ama bir daha olmazsa sevinirim." dedi. "Tabii iyi,  akşamlar." deyip binadan ayrıldım, dışarda duran arabama doğru yürümeye başladım. Hava kararmaya başlamıştı.
Çok sinirli ve üzgündüm öğrenmeme çok az kalmıştı, tam dosyayı açmıştım okumak üzereydim o uyuz müdür bozuntusu biraz daha geç gelse n'olurdu sanki. Ne yapacaktım şimdi? Oraya bir daha girmem çok zordu, girsem de yakalanır,bir daha ziyarete de gelemezdim, diye düşünürken telefon çaldı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 22, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin