- 20 -

83 5 1
                                    

"Ne dedin sen?"

"Ne dedim ben?"

"Felix'e açıldın mı cidden?"

"Felix'e açıldım cidden?"

"Oha? İnanamıyorum şu an. Sen ki iki ciğer arasında gidip gelen ve oyun oynamak isteyen kedi... what the f-"

"Şşş! Küfür yok."

"Ee, Felix ne dedi bu duruma? Sana kırgındı, bu yüzden biraz naz etmiştir diye düşünüyorum?"

"Boynuma atladı"

"Cidden mi?"

~

"Sana bi çarparım bi de yer çarpar. NE DEMEK SEVİYORUM? BU ZAMANI MI BULDUN!"

"Ne varmış zamanda?"

"GERİZEKALI! Sana kırgınlığım var! Ayrıca pat diye denir mi ya.. Bi gönlümü al önce."

"Alıyorum zaten?"

"Sen öyle san."

~

"Çıkıyorsunuz o zaman?"

"Hmhm"

~

"Benden hoşlanmıyor muydun sen? Sen ki o seni fark edene kadar bana mesajlar atan çocuk.. ha bi de resimlerimi çiziyordun."

"Gıcıksın"

"Ee, çıkıyor muyuz?"

"Hayır"

"Ne?"

~

"Tamam Felix biraz aklı uçuktur ama kırgınken pek de tavlayabileceğin bir tip değildir."

"Changbin'im ben. Bir sözümle bitirdim işi."

~


"Yah Felix!"

"Gidiyorum ben."

"Buraya gel gerizekalı"

"Özür dilemek yerine gerizekalı demek ha? Defol!"

"Seni akşam yemeğe çıkarsam?"

"Kendin ye"

"Yah!"

Adımlarını eli yeleğinin cebinde sürdüren Felix'in kolundan tutup duvara yaslayan Changbin, diğer elini duvara koyarak Felix'in suratına yaklaşmıştı.

Ha bi de parmak uçlarında.

"Boyun küçük boyun"

"Ben sana göstericem boyu şimdi"

"Zorba mısın? Zorla güzellik olmaz."

"Zamanında 7/24 mesaj atarak rahatsız eden birinin bunu söylemesi? Kavuştun işte, neyi zorluyorsun?"

"Nazlanmak istiyorum?"

Dudağı yana kıvrılan Changbin geri çekilerek "Tamam, nazlan o zaman" demişti.

"Ne o? Pes mi ettin?"

"Senin bi tane çilekli lipstickin vardı. Nerde o?"

"Çantamda"

"Çıkarsana"

"Dudağına mı süreceksin?"

"Yok g*tüme.. Ver şunu"

"Ay aman tamam." çantasından çıkarıp Changbin'e lipstickini uzatmıştı ve aklına jeton yeni düştüğünden şimdi sormuştu, "Bekle, benim buna sahip olduğumu nerden biliyorsun?"

Dudakları yana kıvrılan Changbin hiçbir ses etmeden bir elini Felix'in çenesine dokundurmuş, diğer eliyle lipsticki Felix'in dudaklarına uygulamıştı.

"Şimdi bunun dağıtılması gerek her tarafa ama bekle. Nemlendirilmek isteyen başka dudaklarla bu işi halledeceğim."

"NE?"

Bir anda Felix'in dudaklarına ilişen dudakları sadece birbirine temas etmiş, Fransız öpücüğüne dönüşmeden geri çekilmişti.

"Bir taşta iki kuş, hı?"

"NEYDİ ŞİMDİ BU SENİ PİSLİK HERİF!"

"Mühür?"

"NE?"

"Bilgin olsun, bundan sonra dudaklarımı senin dudaklarınla nemlendireceğim."

"Hangi hakla?"

"Felix, artık zorlama."

"Pekala, bir şartla"

"Neymiş?"

"Hafif bir öpücükle bırakmayacaksın."

Kaşı havaya kalkan Changbin sonrasında gülümsediğinde konuştu, "Seni çılgına da çevirebilirdim ama şu an tek istediğim nemlenmek."

"Bu nasıl bir tabir? İğrendirdin."

"Seni küçük ucube!"

"Changbin"

"Ne var?"

"Bir daha yapsana"

"Neyi?"

"Kiss me daddy!"

"Ne..."

Bu sefer Changbin'in dudaklarına ilişen Felix olmuştu. İleri düzey bir öpüşmeden sonra Changbin, "Çileği andıran dudaklarından buldum hayatın tadını." demişti.

~ ∆ ~

sırf şu sözle kapatayım diye uğraştım bu yüzden sonu saçma olmuş olabilir

her neyse bunu da yazdım atıyorum kenara.

kitaba bir an önce final getirmeye uğraşıyorum. yazacak pek bir şey kalmadı. sanırım başlangıçla sonu alakasız olan ve hiç de planladığım gibi gitmeyen bir kitap oldu.

emaaan yazdım işte

cicili bicili günler bebeklerime 💙

23.06.2021, 14.05

- sweet-kookiem

strawbery lips ☘ changlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin