3.Bölüm

27 4 0
                                    

Sabah ilk defa alarmsız kalmıştım ve bu beni gerçekten şaşırtmıştı. Bu gün kendimi her zamankinden daha enerjik hissediyorum. Aşağı indiğimde kimsenin uyanmadığını fark ettim, aslında bu işime gelirdi.

   Kendime bir kahve yaptıktan sonra telefonumu elime aldım ve bildirimlerini kontrol etmeye başladım. Saat Türkiye saatine göre gece 12'ydi. NE?! ben sabah altıda mı uyanmıştım? Bu benim gibi prensipleri olan biri için bile fazla erkendi. Biraz oyalandıktan sonra telefonumun çalmasıyla irkildim. Arayan çocukluk arkadaşım sue'ydi.
Telefonu açıp kulağıma dayadığımda sue'nin heyecanlı sesi geldi,
"SEUL'E GELDİMM"
sue'nin bağırışı kulaklarımı çınlatırken refleks olarak telefonu elimden fırlattım. Ne yaptığımı fark ettiğimde telefonumu yerden aldım ve tekrar kulağıma dayadım

"Sue benim de iki kulağım vardı ama artık bir tane kaldı sayende"

Abimin merdivenlerden indiğini fark ettiğimde eliyle 'ne oluyor ya' gibisinden bir işaret yaptı. Abime karşın gözlerimi devirirken sue'ya odaklandım.

"Ay kanka kusura bakma heyecandan bağırmış bulundum biraz, ay her neyse seul'a geldim ve senin gittiğin okula nakil oldumm"

"Gerçekten miii?!"

"Evett hatta bu gün okula geliyorum"

Sue ile biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapatıp abimin yanına oturdum
"Ne oluyor sabah sabah"
Abimin bana yönelttiği soruyu cevaplamak yerine kalkıp odama gittim ve hazırlanmaya başladım.

Üzerimi giyip odadan çıktığımda annemin kapımda dikildiğini fark ettim
"Sen ne zaman uyandın?"
Annemin sorusunu umursamadan dudaklarımı araladım “günaydın anneciğim ben okula gidiyorum ve kahvaltımı da yaptım iyi günler sana”
Evden çıkıp okula doğru gitmeye başladığımda kendimi tuhaf hissediyordum.
Şoför beni okulun önünde bıraktığında sue beni kapının önünde bekliyordu. Beni görmesiyle bana doğru koşup bana sarılması bir oldu “Defne seni çook özledim” sarılmasına karşılık verirken “bende” diye mırıldandım.
     Sue ile sohbet ederek sınıfa doğru ilerlediğimiz sırada gözlerim kantinde oturan öğrencilerin ve öğretmenlerin tabiriyle nu’est çetesine takıldı. Nöbetçi öğretmenin neden öyle bir uyarı yaptığını nedense çok merak ediyorum.
     Sue’nin kafası benim baktığım tarafa çevrilince sue nu’est çetesinin masasına doğru ilerleyip jonghyun’un yanına oturdu
“merhaba kuzen bak seni biriyle tanıştıracağım” ve beni işaret etti
“bu Defne”
Bu konuşmanın içerisinde bulunmak beni oldukça rahatsız etmişti bu yüzden sue ye döndüm “sue sen sınıfa gelirsin ben gidiyorum” arkamı dönüp doğru ca sınıfa gittim.
Sue, minhyun ve jonghyun çok geçmeden sınıfa geldiler. Jonghyun yanıma oturduğunda gözlerimi sıraya diktim. Büyük ihtimalle onunla hiç konuşmayacaktık.
Okulun bitmesine son bir ders kalmışken biz tenefüse çıktım. Sue’nin bu okulda olması beni rahatlatıyordu. Ve onu ji eun ile tanıştırmıştım. Sue ve jı eun kantine inerken ben sınıfta kalmayı seçtim o sırada sınıfımızda bulunan 3 kız gelip başıma toplandı
“bu yeni kız… değil mi”
“fazla zavallıya benziyor” bana laf sokulmasına izin vermeyecektim tabii ki
“ah canım aynaya bakarak konuşma ben karşındayım” sınıftan sesler yükselirken sarışın kızın damarına basmıştım galiba. Yan sırasında oturan çocuklardan biri kalkıp sarışın kızın yanına geçerken sarışın kız topu ona paslamıştı
“sana sevgilimle böyle konuşma haddini nereden buluyorsun?” işte şimdi sinirlenmeye başlamıştım
“sevgiline gelip beni rahatsız etme haddini nereden buluyorsa artık kan çekiyor”
“ahh evet bir sosyopatla karşı karşıyayız bahisleri alalım beyler laf yarışında kim alır”
“sosyopat dediğin sana benzer şu haline bak sevgilinin köpeği olmuşsun eğitti mi seni bari?”
Bu dediğimden sonra çocuk gerçekten sinirlenmişti. Bana vuracağını anladığımda gözlerimi kapattım ve hissedemediğim acının gerçekleşmesini bekledim. Ama gerçekleşmedi. Gözlerimi açtığımda birinin o salak çocuğun bileğini kavradığını gördüm, jonghyun.

*BÖLÜM SONU*

Black Pearl Where stories live. Discover now