"defne başın"Minhyun'un sesiyle elim refleks olarak alnıma giderken Minhyun hemen beni kaldırarak banka oturttu. sanırım kafamı bankın kırılan kol koyma yerine çarpmıştım. Benim için sıkıntı değildi, hissedemiyordum. Ama sanırım kafamı fena çarpmıştım, çünkü sesler ve görüntüler buğulu olmaya başlamıştı. o sırada Jonghyun'u fark ettim. yanıma gelmişti ve gözlerimi kontrol ediyordu. Sesler gelip gitmeye devam ederken Jonghyun'un "Defne iyi misin, beni duyuyor musun? " dediğini duymuştum. sesler yavaş yavaş yapboz parçası gibi oturmaya başlarken bir an kendime geldim.
"Ben iyiyim" ayağa kalktığım sırada tökezlerken Jonghyun hemen kolumu tutmuştu "şuna bak. gözleri şaşı bakmaya başlamış, kafasından kanlar boşalıyor ama hanımefendi iyiymiş!"
Aron "Jonghyun atışmanızın sırası değil kız kötü durumda" derken kendimi Jonghyun'un kucağında bulmuştum. revire geldiğimizde Baekho alnıma birşeyler bastırıyordu. o sırada Sue'nun sesini duydum "Defne'ye ne oldu" diye sorarken birşeyler konuştuktan sonra tekrar bana döndü "Defne iğnen yanında mı" kafamı sağa sola sallarken Jonghyun "ne iğnesi" diye sordu. Sue açıklarken onları dinlemeye çalıştım "Defne de marsili sendromu var acıları ve ağrıları hissedemez o yüzden bu tür yaralanmalarda kullanmak için özel iğneleri var ama Defne yanına almamış. bi saniye Kris aşağıdaydı onda var mı diye sorayım" gözlerimi açık tutmakta zorlanırken Kris'in geldiğini gördüm "ah benim gerizekalı Defne'm bir kere de başını belaya sokma" şu halimle bunları konuşması mantıklı mıydı?!
"boş yapmaya devam edecek misin yoksa iğneyi yapacak mısın? "
Kris iğneyi yaparken kendimi bir nebze iyi hissetmiştim. Kris beni kucağına alıp çıkarken gözlerimle verdiğim açık tutma savaşını gözlerim kazanmıştı.
Eve geldiğimde ciddi anlamda başım zonkluyordu. okuldan çıkıktan sonra Kris'in içi rahat etmemiş ve bu yüzden beni doktora götürmüştü. Doktor geçici hafıza kayıpları yaşayabileceğimi söylemişti ama ben birşey olduğunu sanmıyordum.
komidinime uzanıp telefonumu alırken Sue'nun numarasını çevirdim. telefon 2. çalışında açılırken konuştum;
"Sue'cuğummm senden birşey rica edeceğim balım"
"tabii ki canım"
"benim Kore'nin k'sini bile bilmediğimi biliyorsun. bu yüzden senden beni yarın gezdirmeni isteyeceğim"
"emrin olur güzelim ama istemene bile gerek yoktu kalk alışveriş yapalım demen yeterliydi. haa bir de başın nasıl oldu? " kaşlarımı çatarak sorusuna cevap verdim,
"başıma ne olmuştu ki?" ne zaman geldiğini anlayamadığım Kris telefonu elimden alıp konuşurken tepesine atladım.
"benim salak kardeşim bugün kendini öldürme eylemi gerçekleştirirken beynini kaybetti o yüzden söylediklerine kulak asmayınız" zorla elinden telefonu çekerken konuştum
"benim mal abim kalan son beyin hücrelerini de bu konuşmaya harcadığı için beyinsizlik sendromu çekiyor söylediklerinde mantık aramayınız zira samanlıkta iğne aramaya benzer iyi geceler ve saygılar efenim" diyerek telefonu kapatırken sinirle Kris'e döndüm
"YA SEN SALAK MISIN NİYE ARKADAŞLARIMLA KONUŞMALARIMA Karışıyorsun?! " ayağımdaki terliği çıkarıp ona fırlatırken son anda kaçmayı başarmıştı şerefsiz.
~JONGHYUN~ (3.kişili anlatım)
ekip Jonghyun'ların arka bahçehçesinde basketbol oynuyorlardı. ama Jonghyun'un üzerinde sebebini anlayamadığı bir sinir vardı. Defne denilen kızı gerçekten kıskanıyor muydu? kimdi ki bu Kris? sevgilisi miydi? Jonghyun bu düşünceler arasında sıkışıp kalırken bir yandan da Minhyun'un onu sinir etme çabası üzerine sakin kalmaya çalışıyordu.
hızlı bir atak yaparak basket atmak üzereyken Minhyun'un "değildir değildir" diye mırıldanması üzerine basketi kaçırırken içinden sabrediyordu.
topu Minhyun'a karşı koruduğu sırada "olma ihtimali çok az" deyiminin üzerine Minhyun topu almıştı.
Jonghyun sabretmekten sıkıldığı sırada bu sefer de 3'lük bir basket atacağı sırada Minhyun'un "ya da öyledir" demesi üzerine basketi atamamış ve top kenara gitmişti. Jonghyun burnundan soluyarak kenara geçerken rulo yaptığı havlusunu omzuna atarak su içmeye başladı.
Minhyun Jonghyun'un yanına gelerek "şimdi kızı kıskanmadığını söyleyemezsin ama yani defne güzel bir kız, eee Kris de yakışıklı. sevgili olabilirler yani"
o sırada Sue'nun sesi duyuldu "kim sevgiliymiş bakalım" Jonghyun Minhyun'a susması için işaret verirken Aron açıkladı "beyaz atlı prensimiz Defne'ciğini kıskanıyor biraz"
Jonghyun Aron'un sözlerine göz devirirken Sue anlam veremiyormuş gibi onlara baktı "niye ki"
Minhyun Sue'nun sorusunu cevapladı, "e sevgilisi varmış ya" Sue kaşlarını kaldırarak anlamsız bakışlarını sürdürdü "hadi yaa peki bundan şeyin haberi var mı? ııı Defne'nin" Jonghyun'un bakışları anında Sue'yu dönerken dudaklarını araladı
"ne? nasl yani, o zaman Kris kim?" Sue kahkaha atarken Nu'est çetesi Sue'yu anlamsız bakışlar atıyordu.
"Kris Defne'nin abisi" hepsi şok olurken şaşkınlık kokan havanın dağılması telefon çalmasıyla oldu.
"heeeh iyi insan lafının üzerine" Sue telefonu açıp kulağına dayarken Minhyun da kulağını telefonun arka kısmına dayadı. Defne'nin sesi duyulduğunda Minhyun pür dikkat konuşmayı dinlemeye başladı
"Sue'cuğummm senden birşey rica edeceğim balım"
"tabii ki canım"
"benim Kore'nin k'sini bile bilmediğimi biliyorsun. bu yüzden senden beni yarın gezdirmeni isteyeceğim" Minhyun beden diliyle konuştuklarını diğerlerine anlatmaya çalışırken hiçbiri birşey anlamıyordu.
"emrin olur güzelim ama istemene bile gerek yoktu kalk alışveriş yapalım demen yeterliydi. haa bir de başın nasıl oldu" Defne'nin sesi bir an kesilirken tekrar duyuldu
"başıma ne olmuştu ki? " Sue ve Minhyun'un kaşleri çatılırken Kris'in sesi duyuldu
benim salak kardeşim bugün kendini öldürme eylemi gerçekleştirirken beynini kaybetti o yüzden söylediklerine kulak asmayınız" Minhyun gülmesini engellemeye çalışırken dinlemeye devam etti. Kris'in sesinden sonra tekrar Defne'nin sesi duyuldu,
"benim mal abim kalan son beyin hücrelerini de bu konuşmaya harcadığı için beyinsizlik sendromu çekiyor söylediklerinde mantık aramayınız zira samanlıkta iğne aramaya benzer iyi geceler ve saygılar efenim"
telefon kapanırken Minhyun tabir-i caizse anırarak gülmeye başladı.
"bu Kris tam benim kafadan" Sue Minhyun'a göz devirerek yanlarından ayrılırken Jonghyun Minhyun'a yaklaştı
"ne konuştular?" Minhyun Jonghyun'a dönerek
"yarın Sue Defne'ye Kore'yi gösterecekmiş, bir de sanırım Defne'nin kafasındaki sıyırık geçici hafıza kayıplarına neden oluyor" Jonghyun kafa sallarken içi az da olsa rahatlamıştı. Kris ve Defne'nin sevgili olmadıklarını öğrenmişti sonuçta.
YOU ARE READING
Black Pearl
FanfictionBabasının işi gereği Kore'ye taşınmış bir Türk kızı olarak uyum sağlamaya çalışıyordu. ~Defne~ Genç yaşında şirket yönetmek zorunda olmasının yanı sıra liderliğini yapması gereken bir çetesi var. ~ kim Jonghyun ~ Hem psikolojik hastalığını saklayı...