0.1

121 20 26
                                    

Merhabalar, ben Su. Tanıştığıma memnun oldum inşallah sizde olursunuz.Öncelikle herkesin tanıdığı o meşhur Suyu tanıtacağım. Mutlu, komik, kafasına göre yaşayan kimseyi takmayan. Şimdi de gerçek beni tanıtacağım. Korkak, stresli, yalancı, mutsuz. Evet hayatıma hoş geldin. Şimdi ben böyle anlatınca benim hakkımda iki yüzlü diye düşünmüş olabilirsin, belki de haklısın...

Ben de bunu çok düşündüm ama sonunu hep şuraya bağladım "Sen iki yüzlü değilsin sadece insanlara istedikleri gibi davranarak mutlu oluyorsun." İnsanlar aptal varlıklar sadece istedikleri gibi davranılınca, istedikleri söylenince o kişiyi seviyorlar. Ve beni bu güne kadar neden kimse sevmemişti cevabını buldum. Ben onların istediği gibi değildim... Ama maskelerimi takınca öyle oluyorum işte bu yüzden hayatım sadece yalan oldu.

"Suuuuuuuuuu" diye bağırarak sırtıma atladı İrem.
"Ne yapıyorsun İrem, sakin ol az kızım." dedim sitem eterek.
Bu İrem en yakın arkadaşlarımdan biri onun çocukluk travmaları baya fazladır ve hassastır.

"Canım 16 yıldır İrem böyle hala alışamadın gitti."
Bu da Pelin onun çocukluğu biraz şey... Benimkine göre kat be kat travmalar var ama yalan söylemek gibi bir alışkanlığı yok.

Onları çok seveceğini biliyorum çünkü onların sevilmeyecek yanları yok. Elbette her insanın vardır diyeceksin. Eh kötü yanları tabi ki var ama o kadar masumlar ki yaşadıkları şeyler de hiç bir suçları yokken yaşadılar. Ve buna rağmen hayatta dimdik durabiliyorlar. İşte bu yüzden onları benden çok seveceksiniz çünkü onlar hayattalar. Benimse öldüğümde sadece üstüme toprak atılacak ruhum şu an ölü birininkinden farksız.

"Alışmak da değil sorun. Sadece irkiliyorum. Sanki biri bana vuracakmış gibi..." diye fısıldadım.
"Özür dilerim Su. Asıl ben çocukça haraketlerimden vazgeçmeliyim." dedi İrem dudağını büzerek.
"İrem saçmalama senin çocukça haraketlerin olmasa mutlu olacağımız falan yok. Sadece arada irkiliyorum." diyerek gülümsedim.

Azıcık korkmam yüzünden çocukça tavırlarını öldürme. Bizim çocukluğumuz öldü bari seninki yaşasın...
İrem bana sıkıca sarılırken ona karşılık verip gülümsedim.

"Aa duygusallaşmayın konu nereden nereye geldi. Evet Su hanım senden açıklama bekliyoruz." dedi Pelin.
"Ne açıklaması?" diye sordum merakla.
"Ne olacak bütün okulun içinde Murata tokat atan babam mıydı?" dedi İrem.
"He sen onu diyorsun. Boşver ya. Sinirlendirdi beni." diyerek geçiştirdim.

"Ayrıldınız mı?"
"Bilmiyorum Pelin hiç bir şey bilmiyorum. Arayıp duruyor açmıyorum mesaj atıyor bakmıyorum belki birazdan arar ayrılırım."
"Neyi bilmiyorsun mesela?" diye sordu Pelin.
"Bana bunu neden yaptığını, nasıl yaptığını, beni gerçekten sevip sevmediğini, onu gerçekten sevip sevmediğimi ve daha tonlarcasını. Benim sorunlarım yetmezmiş gibi onun da sorunlarıyla uğraşamam" diyerek ofladım.

"Sana ne yaptı?"
Bu soruya cevap vermek istemiyorum çünkü daha da fazla soru soracaklar ve benim gidip çalışmam lazım.
"Hadi görüşürüz bakın evime geldim sizle sonra haberleşiriz." diyerek eve yöneldim.
"Tamam kuzum sen bilirsin, iyi akşamlar." dedi İrem.
İrem ve Pelin konuyu uzatmadılar çünkü onlara anlatamayacağımı biliyorlar.

"İyi dersler canlarım" deyip içeri girdim.
"Kız hala ders diyor ya anlamıyorum ne olacak sanki profesörlük sınavına mı girecek?"
İremin şikayetlerine hafifçe tebessüm ederken içeri girdim.

"Ah kızım sen mi geldin?"
Mutfaktan bağıran annemin sesiyle derin bir nefes aldım.
"Benim" dedim sadece. Yavaşça odama geçtim çantamı yatağa fırlatıp banyoya geçtim ellerimi yıkayıp yüzümü kaldırdım aynaya baktım uzun uzun...
Acıktığım için mutfağa gittim. Masaya oturup annemin bana yaptıklarını getirmesini bekledim.

GERÇEK BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin