0.2

30 9 0
                                    

Salatalıkları doğramaya başladım. Erkenden gitmeliydik okula. Birilerini özlediğimden değilde... Pelin içeri girdi dağınık saçlarını karıştırırken kendini yere bıraktı ona döndüğümde "Uykum var." diye sızlanıyordu.

İrem açtığı şarkıya eşlik ede ede bağırarak içeri girdi gülerek gözlerimi devirdim. Alışmıştık. Sofrayı hazırlamaya devam ettim.

Bir anda kapı çaldı ve kapıya bakmaları için seslendim ama İrem keyfine, Pelin de uykusuna bakıyordu. Oflayarak kapıya gittim. İpek teyze gelmişti.

"Ay kuzularım hoş geldiniz." dedi ve kocaman sarılıp yanaklarımızdan sulu sulu öptü. İrem'i es geçtiğinde İrem sahte bir alınganlıkla "Zaten ben kimim ki? Demi anacım?"

İpek teyze ona yandan bakışlar atıp "Ben sana küsüm bir kere İrem hanım." dedi ve saçlarını savurdu. İrem kesinlikle annesine benziyordu.

"Aa niyeyemiş o İpek sultanım." koşarak annesine sarılıp yanaklarını öpmeye başladı.

"Ay dur yılışma hemen. Kızlarım geliyor sen bana haber vermiyorsun hiç bir şey yapamadım ayıp oldu şimdi." derken utanıyor gibiydi.

"Ay ne ayıbı, aşk olsun İpek teyze. Misafir miyiz sanki biz? Çok ayıp oldu he." diyen Pelin'in gözü hala uykudaydı. Onun bu haline kıkırdadım.

"Ay bu kız hala uyanamamış ya." diyerek güldü İpek teyze. Arkadan İrem "Uyandırmak gerek." diye bağırdığında ne yapacağını düşünmek için hayal gücümün sınırlarını zorladım. Tişörtünün içine buz attığında gözlerim kocaman açıldı.

"Ahhh, İrem. İrem, senin ağzına sıçayım İrem." diye bağırırken buzu almaya çalışıyordu.

Gülmekten yere düşen İrem'in ağzına aldığı buzu tıktı Pelin. İpek teyzeyle bu hallerine gülüyorduk. O sırada telefonum çaldı ve odaya geçtim. Annem arıyordu.

"Alo, güzel kızım. Uyandınız mı? Durumlar nasıl bir kontrol edeyim dedim."

...

Stresle tırnaklarımı kollarıma batırmış düşünüyordum. Arkadan bir kolun belime dolandığını hissettiğimde gözlerim yukarı doğru çıktı. Berk kafasının omzuma koydu ve kafasını bana çevirdi. Gülümsedi, gülümsedim.

Yavaşça tırnaklarımı batırdığım elimi kolumdan çekti ve kalbimin üzerine koydu. "Sana böyle hissettirecek ne oldu bakayım?" diye fısıldadı kulağıma doğru.

"Sadece fizikten düşük almışım ve gerildim biraz ne yapacağımı düşünüyordum." diye mırıldandım. Beni kendine doğru çevirdi. Ve banka doğru oturtup o da yanıma oturdu.

"Fizik zor bir ders yapamadıysan üzülmene gerek yok hem daha ikinci sınav ve sözlü notları var." dedi ve yere doğru bakan kafamı çenemden tutup hafifçe kaldırdı saçlarımı kulağımın arkasına attı.

Yakınlık beni germeye başladığında saçlarımı düzeltip ayağa kalktım. "Teşekkür ederim düşündüğün için."
Ayağa kalktım ve okula girip, sınıfa doğru ilerledim.

Kendimi kötü hissediyordum açıkçası.
Sevgilim olmamasına rağmen benimle bu kadar ilgilenmesi ve yakın durması hoşuma gitmiyordu.

Son sınıf olmanın en kötü yanı da bir notun bile düşünce acaba çalışmıyor muyum ya başaramazsam diye düşündürmesi sanırım. Sınıfa girdim ve sırama oturdum.

İrem yanıma gelip oturdu. "Okul çıkışı alışverişe gidelim uzun zamandır almam gereken eksikler var."
Aslında ders çalışmam gerek diyecektim fakat yaz geldiğini ve benimde kıyafet almam gerektiğini hatırladım.

GERÇEK BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin