Program 1

174 11 0
                                    

Adrien: Marinette belki seviyorsundur. Sadece başka biri vardır. O yıllarını harcayan kişi vardır belki de. Sen onu unutamadın sanıyorsundur. Ama aslında çoktan unutmuşsundur. Belki kalbin sana oyun yapıyordur. Ya da dinlenmek için bir bahane arıyordur kalbin. Bu yüzünden bekliyorum seni... ve kalbini. Biraz kalbine zaman tanı. Her neyse başka soru sormazlar herhalde.

Marinette: Sanmıyorum.

Adrien: Hadi aşağıya inelim yemeğe.

Marinette: Tamam.

Aşağıya indik.

Akşam (Magazinciler gelirler)

Nadia (Böyle mi yazılıyor hiç bir fikrim yok.): Evet sayın izleyiciler yüz yüze programına hepiniz hoş geldiniz. Bugün ki konuklarımız Adrien Agreste ve sürpriz bir kişi.

Adrien: Merhabalar.

Marinette: Merhaba. 

Nadia: Hazırsanız ilk sorumuza geçelim. Adrien sosyal medya da evlendiğin hakkın da bir sürü haber var. Ama kimse senin ağzından duyamadık. Evlendin mi?

Adrien: Evet evlendim.

Nadia: Bunu yalanlayacağını düşünmüştüm. Vay canına. İkinci sorumuz yanınızda ki bayan kim? Bunu tek izleyenler değil ben de merak ediyorum.

Adrien: Bu yanımda ki harika ötesi, tatlı, kibar, neşeli, hayatı sevdiren kadın mı? O Marinette Agreste. Yani KARIM.

Nadia: Aman Allah'ım. Şu an da canlı yayın chatimiz çıldırıyor. Tekrardan merhaba bayan Agreste. 

Marinette: Merhabalar. 

Nadia: Şimdi chatten gelen soruları soracağım sizlere. Bir izleyenimiz nasıl tanıştığınızı soruyor.

Adrien: Sen anlat hadi.

Marinette: Birlikte anlatalım.

Adrien: Tamam. Sen başla o zaman.

Marinette: Peki. O gün yağmur yağıyordu. Bilirsiniz ki yağmur yağdığı zamanlar Paris sokakları boş oluyor. Ben de işten yeni çıkmıştım. Kendimce dedim ki biraz dolaşayım. Siyah şemsiyem vardı. Biraz yürüdüm. Eyfel Kulesi'nin karşısın da bir oturak var. Adrien da orada oturuyordu. Ben de şans eseri orada dolaşıyordum. Onu gördüm. Uzaktan süzdüm onu. Yanına oturdum. Şemsiyesi yoktu. Hem de ıslanmasın diye şemsiyeyi ikimizin de ıslanmayacağı şekil de tuttum.

Adrien: Ben de artık su damlalarının gelmediğini hissettiğim için yukarı baktım. Sonra şemsiyeyi gördüm. Ona baktım. Bana çekingen sesi ile "Merhaba" dedi. "Bu yağmurda dışarı da ne işin var hem de şemsiyesiz" dedi.

Marinette: O da bana "Sen de bu yağmur da dışardasın" dedi. Onun gözlerinden hissettim aldatıldığını. Nasıl oldu bilmiyorum.

Adrien: Tekrar çekingen bir sesle "Rahatsızşlık verdiysem üzgünüm" dedi. Biraz gözlerimin içne baktı. Ardından ne olduğunu anlayıp "Üzgünsün değil mi? Aldatılmışsın." dedi. Şaşırmıştım. Nasıl anladı.

Marinette: Soru soran gözlerle baktı bana. "Nerden bildin" dedi anlamaz gözlerle. Güldüm.

Adrien: Gözlerini yağan yağmura çevirdi. "Kader" dedi. "Kader." diye tekrarladı sözünü. Tekrar bana dönüp "Ben de bugün aldatıldım" dedi. Ben pek kadere inanmazdım. Sadece tesadüftür diye iç çektim kendi kendime.

Marinette: Yere eğdi gözlerini "İlk değil sanırım. Pek üzgün değilsin" dedi. Oysa ki ben sadece iyi yanından baktığım için üzgün değildim.

Selam! Naber? Fikirler?

Her şey dahil 410 Kelime...

Arkadaşım (Adrinette)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin