kiss it of me || nohyuck

-2

"ellerini karşıya uzat , dizini kır ve göğsünü öne çıkar.."

jaemin verdiğim komutlarla dediğimi aynen yapmış, aynada ki yansımasına dönmüştü.

"simdi bunu tekrar etmelisin. bu kısım oturmalı dizlerini çok kırıyorsun dengen bozulabilir."

değil konuşmak, ağzını açmaya mecali yoktu sadece başını sallayarak beni onaylamış, dediğim hareketleri yavaşça tekrar etmeye başlamıştı.

yorgun bedenimi parke zemine bırakırken ani oturuşum yüzünden ağrıyan popomu görmezden gelmiştim. çünkü yanı sıra belim ve yine aynı şekilde boynum da ağrıyordu. yoğun çalışıyordum. her sabah saat 7'de kalkar , günü daha sağlıklı ve dinç şekilde bitirmek için spor yapardım.
ve her gün saat dokuzu gösterdiği an şirkete giriş yapmış olurdum.

aksi hiçbir zaman olmamıştı.

kontrol manyağı bir adam olduğum su götürmez bir gerçekti. şirkete adım attığım anda normal hayattaki jeno gider ve lee jeno olurdum.
çalışanlarının sadece gözlerine bakarak bile kaçacak yer aramalarına sebep olan o kasıntı , belki de ukala patron.
Lee şirketi, büyük bir şirketti ciddiyetsiz 'oyun' havası oluşsun istemiyordum ve bu da ister istemez bende sert bir imaj çizmişti.

bu biraz da benim şirketteki işlerimi isteksiz yapmamla alakalı olabilirdi.

çantamın hemen yanında az önce çıkan stajyerlerin getirdiği soğuk sulardan birini alıp kafama dikmiştim.
sızlayan dış etlerim ile genzimden geçen soğuk su, içimdeki yangının bir parçasını söndürmeye yetmişti.
hâlâ vücudum alev alev olsa da, su şişesinin ağzını kapatıp enseme dayadım ve verdiği soğuk hissiyatın bedenime yayılmasına izin verdim.

"jeno bacağım çok mu önde duruyor."

bakışlarımı yerde, parkeden çekip iki metre ilerimde ona baktığım için hareketleri tekrar eden arkadaşıma dönmüştüm.

"hayır, gayet iyi alıştın. biraz mola ver. hatta.." telefonumdan saate bakmıştım "geç oldu duş alıp evlere dağılalım"

başını sallamış yanıma gelme tâkati bulunmayan bedeni ayak ucuna yığılmıştı.
bir şey olduğunu düşünerek doğrulacağım sırada elini arkaya uzatarak "su" diye mırıldanmıştı.

yanımda ki şişenin ağzını gevşetip ona attığım zaman kolaylıkla açmasını sağlamıştım. şişedeki suyun birazını içmiş diğer yarısını ise içmeye çalışırken dudaklarından ince tişörtüne dökmüştü. göğüslerine yapışan tişörtünü hışımla çıkarıp odanın bir köşesine attığı zaman açtığım pencereden gelen soğuk hava vücudunu yalamış, jaemin'in rahat bir nefes çekip az önce döktüğü suyun üzerine uzanmasını sağlamıştı.

başımı arkadaki duvara yaslayıp bekledim daha doğrusu hemen kalkıp hazırlanmak ve kac haftadır gidip duyduğum o sesi daha da yakından duymak, görmek istedim ama yorgundum. öyle ki başımı kaldıramıyordum.

gözlerimi kapayıp jaeminin sert soluk seslerini dinledim. göğsünün yandığına emindim. bir süre sonra bana dönmüştü  "birlikte yemek yesek ya acıktım." başımı salladım ve terli vücuduma yapışan askılımı çekiştirdim.
"ben de acıktım.. olur yiyelim." doğrulup bağdaş kurduğu bacaklarını kendine çekti ve ellerini yan taraflarına koyarak belini gerdi. "cebimde para kalmadığına eminim.. eşlik edemeyeceğim sanırım plan benden çıktı ama.. üzgünüm."

"saçmalıyorsun jaemin ben yanındayım."gülmüş ve ayağa kalkıp yanıma adımlamıştı. "iki tane işsiz oğlanız cebimizde ne kadar para olabilir sana yüklenemem." ellerini uzatmıştı.
Beni kaldırmak için davet isteyen elleri üzerine kendi ellerimi yerleştirdim ve beni kaldırmasına izin vererek doğrulup ona baktım.