...
Düşüncelerimden sıyrılıp çalan kapı zilinin sesini takip ettim ve hızla kapıyı açtım. Babam ve teyzem, annemin cinayeti hakkındaki gelişmeleri öğrenmek için İst. Emniyet Müdürlüğü'ne gitmişlerdi.
Nefes nefese kalmış babam ve yanında az sonra söyleyeceklerine ne tür bir tepki vereceğimin merakı içerisinde olan teyzemi görünce sormadan edemedim.
" Bir şey çıktı mı? "
Babamın o düşünceli tavrı beni korkutmaya başlarken teyzem atıldı.
" O şerefsizi saklandığı cehennemde yakalamışlar. Şu an emniyette sorgulanıyor. "
Her ne yaparsam yapayım annemi tekrar göremeyeceğimi, onu doyasıya öpüp koklayamayacağımı bilsem de gidip o şerefsizin yüzüne tükürme isteğimi bastıramıyordum.
" Gidip onu öldüreceğim. Daha ne sorgusundan bahsediyorlar. O adam benim annemi öldürdü. "
Babamın bana olan hüzünlü bakışları beni sinirlendiriyordu. Kimsenin bana acıyarak bakmasını istemiyordum. Öz babamın bile bana olan davranışlarını düzeltememişken, başkalarının davranışlarını garipsemem asıl garipliğin bende olduğunu gösteriyordu.
Son zamanlarda çok değişmiştim. Kendimi tanıyamıyordum. Arkadaşlarımın hepsini başımdan atmam çok zor olmuştu. Annesini yeni kaybetmiş bir kızın başında onlarca insan da neyin nesiydi. Her şeyi geçtim, babamın umursamaz tavırları çok canımı sıkıyordu. Bana acıyarak bakması, bana yaptığı en büyük hainlikti. Artık babamın, anemin ölümüne üzülme sebebinin sadece ben olduğumu düşünmeye başlamıştım. Zaten annemle boşanacaklarını biliyordum ama kim on senedir aynı hayatı paylaştığı insan ölünce bu derece duyarsız kalabilirdi ki. Ciddi anlamda sabrım taşmıştı.
" Baba !!! Yüzüme bak ve bu işle uğraşmaktan sıkıldığını söyle. Hiçbir şey umrunda değil. Benden yüzüne taktığın maskeye inanmamı bekleme.!"
Bu sözlerim babamın renginin atmasına neden olmuştu. Ben bana verilecek cevabı nefesim kesilmiş bir şekilde beklerken tiksinerek babama bakıyordum. Sinirden ağlayacağım an yüzüme inen tokat beni aptallaştırmıştı. Babamın karşısında sızlayan ve kızardığını anladığım yanağımla dikilmek, hele ki annemin ölümünden sonra.
Paramparça olmuştum. Bunun nedeni annem kadar babamdı da. Bu derece duyarsız olmasaydı hayatım şimdiki kadar beter olmazdı. Ondan benimle değil annemle ilgilenmesini bekledim.
Kafasında neler döndüğü hakkında hiçbir fikrim yok. Ama emin olduğum bir şey var ki, o da, kafasındakiler hiç bana hitap eden şeyler değil. Babamın son zamanlardaki davranışlarından bana kalan yalnız nefret oldu. Ve o nefret bardağı az önceki damla ile taştı.
Attığı tokattan sonra masadaki cam vazonun önüme atılıp parçalanmasına ve dış kapının çarpılarak kapanmasına şahit oldum.
Çok mutsuzdum. Ciddi anlamda dünyam yıkılmış, az önce de yok olmuştu. Kendimi hissedemiyordum. Gözyaşlarımı, teyzemin beni sarsarak kendime getirmeye çalışmasını, annemin acısını, yanağımın sızısını...Hiç birini idrak edemiyordum. Adeta bu alemden soyutlanmıştım. Duyduğum son ses teyzeme aitti.
" Seni burda, bu adamın yanında bırakmayacağım. Benimle geliyorsun. Ben sana çok iyi bakacağım güzel kızım"
---------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP
Teen FictionKendimi arkamda bıraktığım yıllara ait hatıralarımı bir film şeridi gibi gözümün önünden geçirip, yaptıklarımın doğruluğunu tartarken buldum. Haksızlık ettiklerime özür diledim ve arsızca küfrettim bana haksızlık yapanlara. Çelişkide yüzdüğümün fa...