Multimedyada; Wen Hogue....
Ashley düşüncelerine öyle bir dalmıştıki düşüncelerinden
sıyrıldıgında kendini biranda kocaman bir salonda buldu. Salon
o kadar güzel döşenmiştiki gözleri kamaştı. Ortada bir şömine
yanlarında deri koltuklar yerde yünlü halı duvarda kocaman bir
kütüphane ne kadar hoş diye düşündü. Karşısına baktığında ise
tamamen şoka uğradı. Ashley bay Hogue'i yaşlı biri beklerken
karşısında taş çatlasin 25 yaşında bir adam duruyordu. Ayrıca
böyle ince bir zevke sahip olduğu için de şaşırmıyor değildi.
Adamın üstünde siyah bir takım vardı ve vücut çalıştığı da belli
oluyordu. Uzun boylu ve kasları vardı. Adamı dikkatlice
süzdükten sonra yanına yaklaşarak elini uzattı...
" iyi günler bay Hogue ben Ashley Williams..."
"Size de iyi gunler bayan Williams ben de Wen Hogue...Umarım
sizi rahat ettirmişimdir. yaralarınız nasıl oldu. Sızlıyor mu?"
"Fazla degil. Ama size çok teşekkür ederim beni evinize getirip
yaralarıma baktığınız için gerçekten teşekkür ederim."
"Önemli degil. Kim olsa aynısını yapardı. "
"Hiç kimse tanımadığı yabancı bir kızı evine getirmezdi. "
"Hımmm peki tamam o zaman daha fazla tartışmayalım. Aç
mısınız? Portakallı kurabiye var. Yanına da bir fincan sıcak
kahve nedersiniz? " Ashley bir anda boş bulundu..
" Portakallı kurabiye mi? Çok severim." Ashley boş bulunduğunu
anlayıp hemen sustu.Ama bir cevap vermesi gerekiyordu. Hızlıca
düşünüp " Zahmet olmassa tabikide olabilir"
" Ahh tamam o zaman Miranda bize iki kahve benim ki
aynısından hanımefendiye ise..." Ashley çabucak... "Sade..."
"Tamam hanımefendinin ki sade ve bir tabak portakallı kurabiye
istiyoruz. "Ashley gerçekten acıkmıştı. Karnı zil çalıyordu . Ama
bundan önce daha önemli bir sorunu vardı. Dün gece ne olmuştu.
Ashley biraz hafızasını zorladı. Dün geceyi hatırlamaya çalıştı.
Tek hatırladıgı aniden arkasında beliren siyah bir gölge gerisi
karanlık. Geri kalanını hatırlamadıgı için onuda bay Hogue den
öğrenecekti. Ashley tam konuyu açacakken bay Hogue ondan
önce davrandı. "Bayan Williams isterseniz kahvelerimizi
balkonda içelim.O sırada dün gece olanlardan konuşalım.
Nedersiniz?"
"Olur.Ama bana lütfen Ashley deyin. Resmi konuşmalardan pek
hazetmem. "
"Tamam o zaman Ashley sende bana Wen de." Wen Mirandanın
kahveleri getirdiğini gördü. Eliyle balkonu işaret etti. Miranda