Sınıf

210 17 5
                                    

Arkadaşlar ilk hikayem okursanız sevinrim, elimden geldiğince güzel bişey yazmaya çalışacağım umarım beğenirsiniz :))

Daha liseye yeni başladım, okulun bahçesinde tek başıma oturuyorum ve etrafdaki insanları, çevreyi izliyorum çünkü herşey yabancıydı zihnimde bana.

Herkeste bir heyecan vardı galiba lise yeni başlayanların hepsi bir oyana bir buyana doğru koşturuyordu. Ne farklı ki liseye başlayınca noluyor sadece biraz olgun olmaları lazım. Tabi gelde anlat bunu şimdi onlara. Eğlenceli gibi gözüküyor okul başka açıdan bakılırsa, benim açımdan sorulacak olursak hiçte aslında öyle gözükmüyor yada ben açıya ters bakıyorum olabilirim, kendimden şüphe etmiyorum. Kendi başıma olunca hayliyle sıkılıyordum biran önce zilin çalmasını istedim. Zilin çalmasına kaç dakika vardı? kolumdaki saati baktım ve çalmasına 1–2 dakika kalmıştı. Zamana sanki hiç geçmiyor akrep ve yelkovan  sanki tersine dönüyor gibiydiler. Saate bakıyorum sürekli zil çalmasına kaç dakika var diye ve çalmak üzereydi. Aynı yaştaki arkadaşlarımın koşturmalarını sona ermesi sağlayan, sabahtan beri istediğim zilin çalmasıyla bitti. Bende içindem bi rahatlamış şekilde ohh çekerek herkesin toplandığı sıraya geçtim. Öğretmenlerin sıra olduğumuz alana gelmesini bekliyorduk okulca. Geliyorlardı sonunda geldiler ve müdür kısa konuşmasının ardından herkes hazır olmuştu hemen ardından İstiklal marşını okuduk. Okulun içine ilk adımımı atmıştım eskisi gibi hiç hevesim yoktu okul adına. Yavaş ilerlemenin arasında gözlerim okulun duvarda asılı çerçevelere bakıyorum, aslında hep sıradan şeyler yinede dikkati çekiyor. Tablolar sıralanışı bitmişti bende herhangi bir sınıfa girdim;

– merhaba, sınıflar ne zaman belli oluyor?

Karşımdaki kişi normal bir ses tonuyla     

–  bizlere onlar haber verirler dedi.

– bende nezaketen teşekkür ederek boş bir sıra göz kestirerek bulduğum boş bir sıraya oturdum. Yine kendi kendime konuşmaya başladım dışardan biri görse beni yada tanısa kesin deli bu kişi der. Aldırmadan kendimi düşüncelerimle baş başa bıraktım sınıfın ortasında. 'Neden bu sınıf'? dedim,sanırım biraz saçma oldu bu soru halbuki benim sorularımın hepsi saçmaydı, peki saçmaysa neden buna öyle tepki verdim ki? Off yine mi başlıyoruz kahretsin. Bu sefer dikkatimi toparlamaya çalıştım kendimi derin düşüncelere bırakmadım. Kapının önünde hemen bir kız öğrencisi belirdi ve herkesin hangi sınıfta olacağını duyurdu. Nu'est ismi geçtiğinde kulaklarımın ikisinide kızın ağzından çıkardığı kelimelere verdim hemen ismimin  ardından sınıfımı söyledi. Yok artık! Şaşırmıştım sınıfım burası çıktı, acaba 'neden bu sunuf' derken içime mi doğmuştu yoksa şans eseri tesadüfen mi denk gelmişti. Şansızdım kesin tesadüfen denk gelmiştir dedim ve sınıfa bakıyordum çoğu kişi başka sınıfa gidişini izliyordum sınıf bittikçe azalmıştı 30 kişi falan kaldı sınıfımda. Yarısı erkek yarısı kızdı sınıfın. Öğlen arasına girmek üzereydik herkes bir birine alışmıştı bile ben ise kimseyle sohbet kurmamıştım ve tek başıma oturuyordu. Dayanamıyordum sese hemen çantamdan kulaklığı çıkardım ve sevdiğim bir müziği açtım. Hepsini doğru düzgün tanımıyorum bile. Salak salak şakalar, küfürler, bağırıp çağırmalar her kafadan farklı bir ses kulaklığım kulağımda mı belli değil. İsyan etmedim yada edemedim etsem garip garip bana bakacaklardı kendimi güçlükle tutuyordum. Kimse umursamamıyordu bile beni, ya aman çok umrumda sanki. Ellerimi sıranın üstüne koyup yavaşça kafamı sıranın üstüne götürdüm yüzüğün yan tarafını yasladım

sınıfa baktım. Anladığım bu dünya da çok yalnızım kimsem yoktu. Kafamı kaldırıp etrafa bakındığımda her biri sanki kendi dünyasında ve oldukları dünya bile umurlarında değildi. Kimsenin derdi yoktu sanırım yada varda ben mi farkedemiyorum yoksa onlar mı varda belli etmiyorlardı. Uykum var esneyip duruyorum şimdi gözümü kapatsam benimle de uğraşılardı bu benim hoşuma gitmiyordu açıkcası. Kendi kendime isyan etmiştim neden bu yerde bana rahat yüzü yok, neden kimse beni anlamıyor yada anlamak istiyor? Daha bana bişey yapmadan söylemeden rollere girmiştim bile ama emindim kendimden yapacakları için. Aslında ben derdimi hiç bir zaman kimseye anlatamadımki burdaki sınıf arkadaşlarıma anlatacağım. Hayır derecesine kafamı bir sağa, bir sola yavaşça salladım. Umarım beni görenler deli sanmamışlardır. Son ders zil saati çalmıştı zamanın nasıl geçtiğinin farkına bile varamamıştım canımın sıkıntısından. Teneffüsler falan ışık hızı gibi geçti hiç farkına varamadım hangi aralar tenefüs olmuştu. Hayatımda satter geri ama hayat benim için çok çabuk geçiyor sanırım bunun farkına vardım kendimce. Kapıda bekleyen arkadaşın biri hoca geliyor diye bağırarak sınıfa yerine oturmuştu. Herkes sessiz bir şekilde bekliyordu, benim zaten dersin başından bile kimseyle konuşmadığım için çıtım çıkmıyordu. Hoca sınıftan içeri girdi ve selam vererek herkes geri oturdu kitapları açtı. Kitaptan konu anlatıyordu sınıfa ama ben hiç bişey anlamıyorum, sıkıntım derdim falan da yok ama yinede mutsuz gibiyim. Diğer sıradan bir arkadaşım kalktı ve yanıma boş ve boş olan yere oturdu.

– Merhaba Nu'est

– Merhaba ...

Kusura bakma daha kimseyle konuşmadım tanışmadım onun için üZgünüm.

– Hayır sorun değil adım Nesrin

– Tanıştığıma memnun oldum

– Bende Nu'est.

Bi sorunun mu var Nu'est, sabahtan beri seni izliyorum sürekli üsgünsün hiç yüzün gülmedi. Okula mı alışamadın neyin var? Anlatmak istersen yardımcı olabilirim belki sana, ama istersen canını sıkacak konu ise anlatmaya bilirsin zorlamak istemiyorum. Teşekkür ederim Nesrin, bi sorunum yok, iyi birisin tekrar teşekkür ederim, derdim falan olursa sana anlatırım. Nesrin peki tamm diyerek yanımdan ayrıldı ve geri eski yerine geçti. Oturduğu zaman kafamı hafifçe ona doğru çevirerek gözümün ucuyla baktığım zaman bana baktığını gördüm ve hemn kafamı geri öneme çevirdim. Hayaksi kıza soğuk davranmıştım bunun farkındayım ama napabilirim ki, söyleyebilir miyim acaba derdimi ona. Bana gerçekten yardımcı olabilir mi?

My Best FriendHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin