ŞAŞKINLIĞIM

222 25 26
                                    

ARKADAŞLAR HİKAYEM İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİZİ ÖĞRENMEK İSTİYORUM. YORUMA DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZARSANIZ SEVİNİRİM. İYİ OKUMALAR. OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

BÖLÜM 7

Basketbol takımını izlerken bir anda takımın koçu olan okulun beden öğretmeni benim yanıma geldi.

"Söyle bakalım senin adın ne?"

Branş öğretmenleri küçük sınıfların derslerine girmedikleri için beni tanımıyordu. Bende cevap verdim.

"Deniz, öğretmenim"

"Peki o zaman ne yapıyorsun burada Deniz?

"Basketbol takımının antremanını izliyorum öğretmenim"

"Peki basketbolu seviyor musun?"

Ben bu soruyu duyunca ne söyleyeceğimi şaşırdım. Gerçekten hissettiğim şeyi mi söylesem yoksa kararım gereği vermem gereken cevabımı söylesem bilemedim. Beni bu zor durumdan kurtaran ise ders zilinin çalması oldu. 

"Öğretmenim benim derse gitmem gerekiyor"

Deyip spor salonundan çıktım. Tam bu sırada Caner'de yanıma geldi. Galiba Marsel İlhan gitmişti.

"Deniz sana ne kadar teşekkür etsem az sen benim en büyük hayalimi gerçekleştirdin. Aslında Marsel İlhan'a söz verdim, çok çalışacağım dedim ama çalışacak bir kulübüm bile yok."

Caner onu İstanbul'un en iyi kulüplerinden birine yazdırdığımızı bilmiyordu. Bende bunun üzerine : 

"Üzülme Caner belki bu hayalinde gerçek olur."

"Keşke dediğin gibi olsa ama annemler tenis oynamamı istemiyorlar"

"Nereden biliyorsun istemediklerini?"

"Dün akşam annem ve babamla bu konuyu konuştum. Doğum günüm olduğu için izin verirler diye düşündüm ama öyle olmadı yine izin vermediler ve bu konuyu bir daha açmamamı söylediler."

Anlaşılan anne ve babası da Caner'e bir şaka yapıyordu. Bu şaka Caner'in gerçeği öğrendiğinde daha çok sevinmesini ve şaşırmasını sağlayabilirdi. Bende hiç çaktırmadan devam ettim.

"Olsun be sende başka bir şeye yönelirsin"

Caner bunu duyunca daha çok üzüldü ve :

"Ben başka bir şey yapmak istemiyorum, ben tenis oynamak istiyorum."

Dedi. Yarın akşam ona yapacağım sürprizin onu ne kadar sevindireceğini artık daha iyi anlamıştım. Sınıfa girdik . Ders başladı ama derste Melisa yoktu. Öğretmen yoklamayı alırken Melisa'nın olmadığını anladı ama galiba biliyordu nerede olduğunu. Dersler bitti ve okuldan çıktık.

Ben Ömer Abi'yi tamamen unutmuştum. Okuldan çıkıp eve doğru giderken bir anda aklıma geldi. Eve doğru koşmaya başladım çünkü annemle birlikte hastaneye gitmem gerekiyordu. Caner arkamdan bağırdı. 

"Niye koşuyorsun Deniz, ne oldu ?"

Ben cevap vermeyince o da koşmaya başladı. Ben sokağın başında durdum, Caner de yanıma geldi ve tekrar sordu.

"Niye koşmaya başladın?"

"Bugün Ömer Abi'ye araba çarptı unuttun mu ?

"Aaa doğru peki ne yapacaksın?"

"Annemle birlikte hastaneye gideceğim."

"Peki hangi hastanede olduklarını biliyor musun?"

"Evet. Bugün onu hastaneye götüren adama sormuştum."

"Tamam o zaman ben de geleceğim."

Biz hemen evlerimize gittik ve yirmi dakika sonra köşede buluşmak üzere anlaştık. Ben eve gidince direk annemle konuşmaya başladım.

"Anne bugün yolda Ömer Abi'ye araba çarptı. Hemen hastaneye gitmemiz lazım."

Annem şaşkın şaşkın bana bakıp cevap verdi :

"Ömer'de kim ?"

"Ömer Abi, okula başladığımdan beri hep benim yanımda oldu ne zaman zorda kalsam hep yardım etti bana."

"Benim niye bundan haberim yok peki."

"Anne söyleyecek birşey yoktu ki. Lütfen hadi biran önce gidelim."

Annem önce biraz söylense de ısrarlarıma dayanamayıp kabul etti. Bizde hemen giyinip çıktık. Caner'de bizi köşede bekliyordu. Benim annem geldiği için onun annesi gelmemişti. Bu sırada annem :

"Hangi hastaneye gideceğimizi biliyor musun ?"

"Evet biliyorum. ............... Hastanesi'ne gideceğiz."

Arabaya atlayıp direk hastaneye doğru yola koyulduk. Bu sırada aklıma Melisa gelmişti. Durduk yere aklıma gelmesi pek normal bişey değildi. Ben onu düşünürken bir anda hastaneye geldiğimizi farkettim. Hemen arabadan indik ve hastaneye girdik. Annem danışmaya Ömer Abi'nin kaç numaralı odada olduğunu sordu. Odaya çıktık ve kapıyı çalıp içeri girdik. Ömer Abi'nin bacağı alçıya alınmıştı. Bizi görünce sevindi. 

"Hoşgeldiniz"

"Hoşbulduk. Nasılsın Ömer Abi?"

"Nasıl olayım işte gördüğünüz gibi bacağım kırılmış bir ay alçıda kalacakmış."

"Çok üzüldük. Çok ağrın var mı?

"Var tabi biraz ama sabahkinden daha az ağrıyor."

Odada kimsenin olmaması beni şaşırttı.

"Ömer Abi ailen nerede?"

"Annem ve kız kardeşim kantine indiler birazdan gelirler.

Ömer Abi'nin kız kardeşinin olduğunu bilmiyordum. Biz konuşmaya devam ederken birden kapı açıldı ve içeri önce annesi sonra kız kardeşi girdi. Ben şaşkınlık içerisine girdim çünkü ............

     

BAŞARISIZLIĞIN BAŞARISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin