Aradan bir hafta geçmişti ve gerçekten hiçbir şey olmamıştı.Onunla eskiden olduğu gibi konuşmuyorduk.Bir hafta öncesine geri dönebilseydik muhtemelen iyi uyuyup uyumadığımı ve yemeğimi yiyip yemediğimi kontrol ediyor olurdu.
Onu haksız bulmuyordum ama o anda ne tepki vereceğimi bilemediğim için hiçbir şey yapamamıştım.
Ve şimdi ise onu arayıp bunu açıklamaktan çok çekiniyordum.
Daha doğrusu bir kez cesaretlenip aradığımda açmamıştı.
Onun yokluğunda zar zor geçirdiğim birkaç günün ardından beni yine şaşırtacak bir şekilde ortaya çıkmıştı.
Evin arka bahçesindeydi ve üstelik köpeklerimi de getirmişti.
Büyük bir şaşkınlıkla olanları izlerken yüzüne bakar bakmaz gözlerimin dolmaya başlamasıyla her şeyi boş verip koşarak boynuna sarıldım.
Kollarını belime sararak karşılık verirken dudaklarını kulağıma yaslayıp yumuşacık bir tonda fısıldadı.
"Je suis désolé mon amour."
Ağlama şiddettim artarken başımı daha çok omzuna gömüp çikolata gibi olan kokusunu içime çektim.Bir yandan da kollarımı sanki kaçıp gitmesin diye daha da sıkı sarıyordum ona.
O da şefkatli kollarıyla beni sıkı sıkı sarıp sarmalarken başını başıma yasladı.
"Köpeklerimi getirmişsin."
Zar zor da olsa bir şekilde konuşabildiğime sevinmiştim.
"Evet,nerede beslemek istersin onları?"
"Abimle babam ne derse desin bir şekilde evde olmalarını sağlayacağım.Çünkü gece onlar olmadan uyuyamıyorum." Başımı omzundan hafifçe kaldırıp yüzüne bakarken fısıldadım. "Geceleri çok korkuyorum Jongin."
"Seni korkutan ne?"
"Bilmiyorum."
"Yanında olursam yine de korkar mısın?"
Başımı yavaşça iki yana sallayıp yalvarır gibi yüzüne baktım. "Hayır sen varken beni hiçbir şey korkutmuyor."
Yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. "O zaman yanında olup korkmaman için elimden geleni yaparım."
Onun varlığı bu hayatta sahip olabileceğim en güzel şey olabilirdi.
Ondan aldığım güçle babamla abime sert bir tavırla köpeklerin evde kalacağını söylemiştim.İlk başta her zamanki gibi kavgalar baş gösterse de belki de hayatımda ilk kez kararlılığımı ve kesinliğimi ortaya koyup bana karşı çıkmalarını engellemiştim.
Bir yandan da Jongin okula gelmemeye başlamıştı.Okulda ne kadar yokluğundan çekiyor olsam da geceleri diğerlerine görünmeden odama geliyor ve rahatça uyumam için yanımda duruyordu.
Bu durumdan memnun sayılırdım.Bir şekilde yanımda olabilmesi beni inanılmaz derecede ayakta tutuyordu.Bu durum dışarıdan ne kadar sağlıklı görünüyordu bilmiyordum ama birbirimize bağımlı gibiydik sanki.
O olmasaydı büyük ihtimalle kendime zarar vermeye tekrardan başlardım,hatta olmadığı o hafta yapmıştım bile.Bunu fark ettiği anda bana çok kızmıştı tabii ki,sözünü çiğnediğimi söyleyip kötü hissetmemi bile sağlamıştı.
Yine berbat bir okul gününün ardından eve döndüğümde köpeklerimle ilgilendikten sonra odama döndüğümde onu yatağımda oturuyor bir şekilde bulmuştum.
"Jongin?"
Elinde çevirdiği kitabı kenara koyup yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. "Çok sıkıldığım için erkenden geleyim dedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bring Me Back To the Life ||JenKai||
FanfictionJennie ve Jongin'in tanışması ikisisinin de karanlık hayatlarını aydınlatmaya başlar.Aralarındaki güven ve sevgi sonsuzdur fakat Jennie'nin Jongin hakkında henüz öğrenmediği çok şey vardır.Bu şeyler açığa çıktığında ise her şeyi mahvedip mahvetmeyec...