jealous ☂︎ 1

350 45 77
                                    


Jisoo, işyerinin penceresinden dışarıya baktı. Yağmur öfkeli bir şekilde bardaktan boşalırcasına yağıyordu.

Jisoo içini çekerek masasına baktı. Üstündeki kağıtları toplayıp çantasına yerleştirdikten sonra sandalyesine oturdu.

Tüm eşyalarını toplayıp beklemeye başladı.

Bir yandan da elini çenesine koymuş bugün sabahı düşünüyordu.

Taehyung ile hiç olmadık bir sebepten kavga etmişlerdi. Hepsi Taehyung'un klasik krizlerinden dolayı idi.

Taehyung onu herkesten kıskanıyordu ve neredeyse hiç kavga etmeyen ikisi her gün kavga eder olmuşlardı.

Taehyung kendini tutmaya çalışmıştı fakat sevgilisine yakın olan o adamı boğmak istiyordu.

Jisoo bunlara bir anlam veremedi. Yanındaki kişi kuzeniydi ve Taehyung bunu bilmesine rağmen olay çıkarıyordu.

Jisoo artık onun kıskançlık krizlerinden bıkmıştı. Sinirle masadaki tükenmez kalemi eline alıp ucunu koluna bastırdı. Sonra da hızla kalemi ikiye ayırdı. Taehyung ile kavga etmekten nefret ediyordu.

Jisoo, bir korna sesi duyunca derin bir nefes aldı ve tüm çantalarını toplayıp sırtına aldı.

Camdan baktı. Taehyung onu almaya gelmişti.

Kavga ettiklerinde hep böyle olurdu. Araları iyi olmasa bile Taehyung asla Jisoo'nun kendi başına eve gitmesine izin vermezdi. Onu arabası ile almaya gelirdi.

Ama Jisoo bu durumdan hoşlanmıyordu. Kavga edip sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmak onu üzüyordu. Taehyung her seferinde böyle yapıyordu.

İstemeyerek de olsa Jisoo , Taehyung'un arabasına doğru ilerledi.

Çok şiddetli bir yağmur yağıyordu ve Jisoo şemsiye almamıştı. Bu yüzden arabaya doğru daha hızlı koştu. Yüzüne vuran yağmur damlaları hafif ağlamasından akan göz yaşlarını saklıyordu.

Arabanın yanına geldiğinde Taehyung ona kapıyı açtı ve Jisoo da ona bir bakış atıp içeriye oturdu. Taehyung sertçe kapatıp o da arabaya bindi.

O sırada Jisoo kendisine el sallayan adama camdan baktı.

Jin. Onunla küçüklükten beri arkadaştı ve aynı şirkette çalışmaları büyük bir tesadüf olmuştu.

Jisoo , Jin'e hafifçe gülümseyerek başını alçakça eğdi.

Taehyung göz ucuyla Jisoo'ya baktı.

Jisoo'nun her erkeğe neden selam verdiği anlamıyordu.

Ama bu adama daha farklı bakmıştı. Acaba Jisoo onu bu adamla mı aldatıyordu?

Arabayı çalıştırdı ve ilerlemeye başladı.

Jisoo'ya bakıp konuştu.

"Bebeğim, o kimdi?" diye sordu.

Jisoo gözlerini devirdi. Taehyung hala aynı şeyi yapıyordu. Ayrıca kendisine kavgalı olmalarına rağmen 'bebeğim' diye hitap etmesine çok sinir olmuştu.

"Küçüklükten beri yakın arkadaşımdır o." dedi Jisoo.

"Sadece arkadaşın mı?" diye sordu Tae.

"Taehyung daha bu sabah seninle bu konu için kavga etmedik mi?" dedi Jisoo. Artık dayanamıyordu.

"Jisoo, soruma cevap ver." dedi Tae.

"Taehyung bıktım. Böyle davranma artık. Herkesten kıskanma artık beni."

"Kıskanmıyorum, bebeğim." dediği an Jisoo daha da sinirlendi. Taehyung'a baktı. Sinirini tutmaya çalışmak için tatlı laflar söylüyordu.

"BANA BEBEĞİM DİYE SESLENME!" diye bağırdı Jisoo.

Taehyung duymamış gibi yaptı.

"Hmm acaba beni şuradaki adamla mı aldatıyorsun?" deyince Jisoo'nun öfkesi patladı.

"YETER ARTIK! KISKANMA!" diye bağırdı Jisoo.

İşte Taehyung o zaman sinirini tutamadı.

"KISKANMIYORUM!" diye bağırdığı an Jisoo onu kalın sesi ile irkildi ve gözündeki yaşları sildi.

"Taehyung üzgünüm ama ben seninle devam edemeyeceğim..." dedi jisoo ve nefes aldı. "Ayrılalım."

Taehyung çok sinirliydi bu yüzden ağzından ne çıktığını kontrol edemiyordu.

"DEFOL GİT O ZAMAN ARABAMDAN! HOŞÇAKAL!" diye bağırdı.

Jisoo bu sözleri beklemiyordu. Sinirlendi ve çantasını alıp arabadan çıktı.

Taehyung öfkeden kendini kontrol edemiyordu.

Jisoo'yu trafiğin ortasında bıraktığının farkında değildi.

Jisoo ağır çantalarla bu şiddetli yağmurda yürüyemiyordu. Üstelik daha yeni ayrılmıştı. Bu şeyler ona çok ağır geliyordu.

Karşıdan gelen kamyonu da bu yüzden göremedi.

Başını o tarafa çevirdi. Kamyon hızla ona geliyordu. Görüyordu fakat hareket edecek hali kalmamıştı.

Kendini kamyonun ağırlığına bıraktı ve o yağmurda cansız ve kanlı bedeni kamyonun altında kaldı.

Taehyung şans eseri kamyonun önünden geçtiğinde ve jisoo'nun cansız bedenini gördüğünde artık çok geç olmuştu.

Jisoo çoktan ölmüştü.

Jisoo'nun kamyonu görmesine rağmen oradan çekilmemesi bir intihar değildi,

Çünkü bu Taehyung'un işlediği bir cinayetti.

İş işten geçmişti, geçmişi değiştiremezdiniz...

Taehyung bunları anlamıştı. Jisoo öldüğünde beden olarak hayatta görünse de artık ruhu yaşamıyordu.

O gece Taehyung da yüksek bir binadan atladı. Canını hiçe saydı. Artık o da ölüydü.

İkisi de ölmüştü.

Ve bu hikaye de burada bitmişti.

Aşıklar masallardaki, filmlerdeki gibi kavuşamamıştı.

Birbirlerinin katilleri olmuşlardı.





jealous. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin