Bu kişi Başkan'ın sekreteriydi.Jonghyun direk yüzüne yumruğu geçirdi.
''Sen ha? Seni aşağılık! Amacın ne! Bizi yok etmek mi!''
Jinki Jonghyun'u sakinleştirmeye çalışırken yere düşüp ayak bileğini incitti.
''H-hyung i-iyi misin?''
Jonghyun dolu gözlerle Jinki'ye baktı.
''Evet sanırım iyiyim...''
Jinki bunu söylerken eliyle Ailee'yi yanına çağırdı.Çünkü o tıp okuyordu ve Jinki'ye bakabilirdi.
Ailee:
''Ciddi bişey yok ama belki yürümekte zorlanabilirsin.''
''Tamam Ailee.Şimdi sana gelelim bay Park! Söyle bakalım!''
Sekreter kısık ve korkak bir ses tonuyla:
''Neyi?''
Taemin de sinirlenmişti.Sekreterin yakasından tutup yüzüne karşı bağırarak konuştu.
''Herşeyi aptal! Herşeyi! Neden burdasın! Yoksa seni Başkan mı gönderdi?''
Taemin son cümleyi söylerken sakin konuşmuştu.Sekreter cesaretini toplayıp normal bir sesle soruyu es geçip bir teklifte bulundu.
''Beni bırakırsanız burdan sağ çıkabilirsiniz ama eğer bana zarar verirseniz sizi bir dakika bile yaşatmazlar! Yani anlaşabiliriz.''
Jonghyun sinirli bir şekilde bir yumruk attı, bir tane daha ve bir tane daha...
''Hadi! Öldürsünler bizi! Çağırsana herkesi! Bak sana zarar veriyorum!!! ÖLECEKSİN!!''
Sekreterin yüzü kanlar içinde kalmıştı.Minho Jonghyun'u zorla tutarken bu sefer Taemin yumruğunu geçirdi.Kızlar korku içinde olup bitenleri izlerken Kibum da Taemin'i tutmaya başladı.Jinki:
''Eğer şimdi konuşmazsan bu iki sinirli kişiyi kimse tutmayacak!''
Sekreter Park kendini hemen toparlayıp konuştu.
''Tamam tamam söyleyeceğim.Beni Başkan gönder....di! O gönderdi!''
Jinki dalga geçermiş gibi konuştu.
''Hmm...şimdi sana ne yapmalıyız?İşini bitirelim mi? Yoksa başka anlatacağın şeyler var mı?''
''Yok!!''
Jinki soğukkanlılığıyla Jonghyun'a işini bitir hareketi yaptı.Jonghyun ise parmaklarını kütletip sekreterin yakasına yapıştı.Minho ise kızları ordan uzaklaştırdı.
''Jonghyun hyung ben başlayabilir miyim?''
''Taemin? Peki sen başla.''
Taemin önce o güzel tekmesini attı.Aynı hareketi tekrarladı.Ama adam tepki vermeden ölmeyi bekliyordu.Jinki Taemin'i kenara çekip çantasından iğne çıkardı ve sekreterin boynuna sapladı.
''Nasıl olsa konuşmayacak her şeyi unutması daha iyi...şimdi gidelim.''
Birlikte Minho ve kızların yanına gittiler.
Minho: ''Konuştu mu?''
Jinki: ''Hayır.Zaten fazla da zorlamadık birazdan her şeyi unutacak.Ayrıc...''
Ailee Jinki'nin sözünü kesip şaşkınlıkla:
''Yani sekreter ölmedi mi?''
''Hayır.''
Taemin: ''Peki şimdi ne yapıyoruz?''
Kibum: ''Ne mi yapıyoruz? Hemen eyalete geri dönmeliyiz!''
Jonghyun: ''Saçmalama Kibum! Başkan'a sinirli olabiliriz ama o dosyayı almazsak eyalette yaşayan tüm insanlar tehlikeye girer.''
Minho: ''Ya herşey uydurmaysa? Öyle bir dosya yoksa?''
Victoria titrek sesiyle konuştu: ''Var.''
Minho: ''Nerden biliyorsun! Ahh doğru ya sen onlarla işbirliği içerisindesin!''
Jinki: ''Minho! Doğru konuş!''
Victoria: ''Ben özür dilerim...biliyorum yaptıklarım.......affedilemez ama...''
Minho: ''Ne ama!''
Jonghyun: ''Minho yeter!''
Jonghyun Minho'nun kolundan tutup onları duyamayacakları yere getirdi.
''Neyin var Minho?''
**
Victoria: ''Sanırım o belgeyi Başkan'ın masasında görmüştüm.Ben içeri girdiğimde aceleyle üstüne başka şeyler koydu.Odadan çıktığında dosyayı elime aldım ve üstünde 'G.H Eyaleti Sırları' yazıyordu.İçini açarken odaya o sekreter girdi.Bende aceleyle dosyayı bırakıp odadan çıktım.''
Jinki: ''Peki o halde hadi toparlanıp gidelim.''
Taemin: ''Nereye?''
Jinki: ''Önce burdan gizlice çıkmalıyız sonra da arabanın yanına gidip işimize kaldı....''
Kibum: ''Oraya bir daha asla girmem! Asla! Ölmek mi istiyorsunuz! O adam için ölmek mi!''
Jinki: ''Neyin var senin? O azimli ve kararlı Kibum nerde?! Babana olan sinirini bize yansıtma!''
Taemin: ''Hyung bende oraya bir daha gitmek istemiyorum...eğer gidersek bizi yakalarlar.Zaten şimdi her yerde aranıyoruzdur.''
Victoria: ''Taemin haklı.Haberlere casus olarak çıkmışızdır bile...''
Jinki: ''Saçmalamayı kesin!!''
Kibum: ''Buna saçmalama denmez hyung! Herkes geri dönmek istiyor ve geri dönmemiz de gerekiyor.''
Jinki elini saçına götürüp çekiştirmeye başladı.Olduğu yerde daireler çizerken Jonghyun ve Minho geldi.
Jonghyun: ''Ne yapıyoruz?''
Kibum: ''Eve gidiyoruz hadi kalkın.''
Jonghyun: ''Ne! Hey! Almamız gereken bir dosya var!''
Kimse Jonghyun'u takmadan olduğu yerden kalktı.
Ana caddeye ulaştıklarında yüzlerini kapatarak arabayı bulmaya çalıştılar.O sırada ise Jinki ve Jonghyun en arkada konuşuyorlardı.Diğerleri ise sadece arabaya odaklanmışlardı.Boş bir sokağa geldiler.Orayı da geçip arabanın olduğu yere geldiler.Hızlı adımlarla arabaya yaklaştılar.
Victoria: ''Bi dakka....Jonghyun ve Jinki nerde?''
Kibum: ''Az önce burdalardı..''
Taemin: ''Nereye gitmiş olabilirlerki...''
Ailee: ''Arabada bir not var!!''
Victoria: ''Ver bakıyım şunu...'Arabadaki yiyeceklerin yarısını aldık ve orda işimize yarayacak malzemeleri de aldık.Özür dileriz ama siz gidin biz ise sizin istemediğiniz yere gidiyoruz.Jonghyun ve Jinki...' Bunlar delirmiş olmalı! Aish!!''
**
''Hyung elini ver!''
''Burası çıkmak için çok yüksek başka yer bulamadın mı?''
''Ben çıktığıma göre sende çıkarsın hadii ''
''Off Jonghyun ''
Jinki ve Jonghyun sonunda içeri girebilmişlerdi.
Jonghyun: ''Kameralar? Onları bizim için Victoria noona kapatıyordu ama şu an onlar açık.''
Jinki: ''Buralarda fazla kamera olmaz ama biz yinede dikkatli olalım.''
Jonghyun kafasını sallayarak önden gitti.Bu sefer hiç kimsenin olmadığı yerden dolaşacaklardı ama bu onların çok zamanını alacaktı.Önlerine aniden biri çıktı...
