8.Özel Güçler

166 14 2
                                    

Medya Tokyo Dome konserinden

Jonghyun sevinçle o kişiye sarıldı.

''Kibum!''

''Taemin? Minho?''

''Size yardıma geldik hyung.''

Hepsi birbirine sarılıp görev dağılımı yaptılar.

''Bugün bu iş bitmeli! Fighting!!''

Jinki'nin enerjik sesiyle herkes motive olmuş bir şekilde yürümeye başladı.Bu sefer kimsenin olmadığı uzun yoldan dolandılar.Minho aniden durup aklına takılan bir soruyu sordu.

''Jinki hyung kimsenin birbirine kızgın olmadığını nerden bildin?''

''Ben galiba düşünce filan okudum.Yüzlerinize bakınca anlayabiliyorum''

''Wow cidden mi? Hyung şimdi ben ne düşünüyorum?''

''....''

''Ben diyorum! ne düşünüyorum?''

''Bana mı dedin?''

Kibum: ''Off  yine gitti bu.''

Taemin: ''Bu durum nasıl düzelebilir?''

Jonghyun: ''Kendisi gelince sorarız.Şimdi yolumuza devam edelim.''

Victoria: Çocuklar orada çoğalmaya başladılar ilerdeki yerden sağa dönün ve Jinki.......Jinki......Jinki! Neden cevap vermiyorsun?''

Jonghyun: Noona, hyung bir yere kadar gitti sen söyle gelince notunu ulaştırırız.

Victoria: Bir yere mi gitti? Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?''

Kibum: Noona kendisi burda hafızası yine uçtu.

Victoria: Haa...öyle desenize neyse gelince konuşuruz siz söylediğim yerden gidin.

Minho hâlâ kızgındı.Victoria yüzünden yaşama nedeni olan hayalini gerçekleştiremedi.Bir tarafı affetmek istese de diğer taraf buna izin vermiyordu.

''Burda duralım yeterince ilerledik şimdi hyung olmadığı için bir plan yapmalıyız.''

''Jonghyun iyi düşündün ama biz hiç plan yapmayız ki...''

''Yapmalıyız Kibum! Bunu yapmalıyız!''

''Tamam o zaman fikrini söyle bize.'

''Ihhmm....şey....şu anlık bir fikrim yok....ama biraz sonra aklıma gelir.Sizde düşünün.''

''Sesler...''

''Ne sesi?''

''Geliyorlar! Buraya geliyorlar hemen ilerleyin.''

''Minho ne saçmalıyorsun? Ben ses filan duyamıyorum..''

''Duyuyorum Kibum! Bizim buraya sızdığımızı anlamışlar....geliyorlar! Çabuk!!''

Minho'nun lafını tekrar ikiletmeden kaçmaya başladılar.Uzun bir koşunun ardından jinki'yi sürükleyen Jonghyun durdu.Aslında durduruldu.

''Burda neler oluyor? Neden koşuyoruz?''

''Hyung sadece koş! Peşimizdeler!''

Jinki koşarken şu anda bulunduğu durumu değerlendirdi.

''Tamam sesler gitti durabiliriz''

Kenarda duran boş bir odaya girip kapıyı kilitlediler.

''Minho bir açıklama bekliyoruz.''

''Ne açıklaması Jong hyung? Sizde duymadınız mı?''

''Biz ses filan duymadık.Değil mi?''

Jonghyun cevap bekler bakışlarla diğerlerine baktı.Jinki ise bazı şeyleri çözmüş bir şekilde konuşmaya başladı.

''Benim arada bir hafızamı kaybetmemle sizin bir ilişkiniz var.Fark ettim de Taemin rüyaları görmeden önce gitti, ben düşüncelerinizi okumadan önce gitti ve Minho alçak sesleri duymadan önce... şimdi anlayabiliyor musunuz? Sizin de yapabildiğiniz bir şey olmalı.''

Bu söz direk olarak Jonghyun ve Kibum'a yöneltilmişti.

''Hyung böyle bir şey nasıl olur? Bizim özel güçlerimiz olduğunu filan mı düşünüyorsun? Sen? Bunlar tesadüf olamaz mı? Böyle şeylere inanmazdın şimdi ne oldu anlamıyorum...çok saçma değil mi güçler...güçler...özel..''

''Hayır saçma değil Kibum.Zaten bunların başka açıklaması olamaz...''

''Yani şimdi güçleri olmayan ben ve Jonghyun mu kaldı?''

Jinki evet dermişcesine kafasını salladı.

Dört kişi bu olanları sindirmeye çalışırken Jinki de Victoria ile konuşuyordu.Konuşmasını bitirince yaptığı planı açıkladı.Bu yaptığı plan Ailee için çok tehlikeliydi.Ama akıllarına koydukları şeyi yapmak için başka şansları yoktu.Zaten Ailee de bunu seve seve kabul etmişti.Onlara bilmeden yaptığı kötülüğe karşı yapmak istedi.En azından vicdanı biraz rahatlayacaktı.

Gizli GörevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin