1. Bölüm

73 2 0
                                    

Merhaba arkadaşlar başladığınız tarihi yazar mısınız?

Gökyüzü de tıpki genç kızın  hisleri gibi karanlığa bürünmüştü, yağmurun bir habercisi olan gök gürlüyor, genç kızın karanlığa terk ettiği odası şimşeğin yaydığı  ışıkla aydınlanıyordu. Bu sıralarda genç kızınn tek yaptığı şey ise yatak başlığına sırtını  dayamış  dizlerini iyice kendine çekerek kollarını dizlerine dolamış  bir şekilde öylece boşluğa  bakmaktı.  Düşünüyordu  Bahar gerçi ne zaman dumanlı kafası zehirli düşüncelere dalmazdı ki...

Yarın  istemediği hayatın bir parçası  olan bir evlilik yapacaktı. Annesinin sırf zengin olma arzusu yüzünden sevmediği, tiksindiği bir adamla bir ömür boyu sürecek evliliklerinin olduğunu düşünmesi  bile onu idam ipine adım adım yaklaştırıyordu. Ama yapamazdı ne kadar ilk defa kendisi bencil olmak istese de arkasında bırakacağı  büyükannesini de düşünmek  zorundaydı. Üstelik büyükannesi hastaydı hem de çok hasta

Daha fazla düşünmeyi  reddederek sırtını  yasladığı  yerden kaydırarak yatağın içine girdi. Az da olsa uyumak istiyordu. Uyuyup her şeyin bir rüya olduğuna inanarak uyanmak istiyordu ya da sonsuz bir uykuya dalmak bu aralar istediği en çok şey idi. Gecenin zifiri karanlığında  yatağın içinde küçücük kalmış  ne kadar ağlamak istemese de gözyaşları  kendisinden bağımsız  bir yol çizerek akmaya başlamıştı  bile yarın annesinin bunun için bile canını okuyacağını bile bile daha çok,çok daha fazla sarsılarak  ağlamaya başlamıştı. Tanrı  onu sınıyordu bundan emindi. Hiçbir zaman isyan etmeyi düşünmemiş, olan her şeye rağmen ailesine ve mesleğine sıkı sıkı tutunmuş , bir avuç mutluluk istemişti ama o bile genç  kıza çok görünmüştü. Oysaki hayatı bu zamana kadar çok güzel ilerliyor, ailesi onu el üstünde tutuyordu. Ne olduysa bu altı ay içinde olmuştu. Babası bir gece yarısı eve gelmiş, içtiği belli olan sarsak adımlarla odasına kadar gelip her şeyi mahvettiğini, bunun cezasının çok ağır olacağını söyleyip gitmişti. O gün çok fazla bunun üstünde düşünmese de artık  olaylar çığırından çıkmıştı  bir kere günahlar iş lenmiþ; zulmedenler kazanmış,masum olanlar ise idam ipine çoktan asılmış sadece ayaklarının altındaki sandalyenin itilmesine bağlıydı  nefesleri...

"Hayır onlar bu tarafa konulacak, gelinliğe dikkat edin daha düğüne çok var şimdiden kırışmasın."

"Tamamdır Ahu hanım. Bu arada Bahar hanımla ilgilenecek ekip geldi nereye alayım."

"Misafir odasına alın biz de hemen geleceğiz."

Sabah sabah annesinin sesiyle uyanmak zorunda kalmıştı  Bahar, annesinin sanki o evlenecek gibi telaşla konuşması, evliliği istemese bile ona fikrinin sorulmaması genç kızi  ister istemez incitmiş, bir kere daha ailesinin gözünde ne kadar değersiz olduğunu görmüştü. Ölmek istediğini söylese Tanrı ona kızar mıydı? Yorganın ucunun  aniden üstünden  çekilmesiyle açıvermişti gözünü perdeler de açık olunca şiştiğinden ve kızardığından emin olduğu gözleri ani ışıkla  kısılmıştı.

"Sen hala uyuyor musun, bugün senin düğünün var hemen kalkıp hazırlanıyorsun ve bizi misafirlerimize karşı mahçup  etmiyorsun anlaşıldı mı?"

Annesinin gözlerine içine boş boş bakıyordu. Annesi anlamıyor muydu, istemediğini bile bile kendisini öldürdüğünü anlamıyor muydu? Hani anneler hissederdi, peki benim annem niye hissetmiyordu? Kalbi paslandığı için mi yoksa beni sevmediği için miydi?

"Ne ölü balık gibi bakıyorsun bana, hem senin gözün mü şişmiş  aman Allah'ım. Zeynep misafir odasına Bahar için atıştırmalık bir şeyler  hazırla."

"Anne."

Annesinin kaşlarını çatmasıyla yaptığı hatanın farkına varmıştı.

"Seni bu konuda bir daha uyarmayacağım bana anne demeyeceksin Ahu hanım diyeceksin. Bir daha duyarsam hiç iyi olmaz."

Evet annesi ona küçüklüğünden beri anne demesine izin vermezdi. Abisi her anne dediğinde o da demek isterdi ama annesinin parmak uçlarına iğne  bastırmasıyla  da bu isteği son bulurdu.

21 Mart 2000

Küçük kız pembe tüllü elbisesinin içinde adeta şakıyarak konuşuyordu çünkü bugün onun doğum günüydü. Babasından istediği  o kocaman pembe bebeğe bugün kavuşacak hem de abisinin ne kadar ısrar ettiyse de söyleyemediği hediyesini görecekti. Bahar misafirlerin çocuklarıyla verandada oynarken içeride işler hiçte  iyi gitmiyordu. Genç kadın kocasına ulaşamıyordu bugünün önemini bile bile böyle bir sorumsuzluk yapmazdı kocası. Son kez daha aradığında yine aynı yanıtı  alınca  sinirlenerek fırlattı yere telefonu genç kadın daha sonra aşağıdaki  misafirlerini hatırlayarak  fırlattığı  telefonunu alıp  yüzüne sahte bir tebessüm kondurarak aşağı  indi. O sırada telefonuna gelen mesajla adımları anında kesildi. Mesaj bir fotoğraftı, kocası başka  bir kadının  koynundaydı ve fotoğrafın altında da aynen şöyle yazıyordu.

"Ah zavallı Ahu, Kenan'a veremediğn kız çocuğunu belki ben veririm ha?" yazıyordu ve o mesajı yazan ise tanıdıktı hem de çok tanıdık. Göz yaşları en yakını ona ihanet etmiyormuş gibi kendisine ihanet ederek bir bir dökülmeye başlamıştı. O sırada küçük Bahar ise annesinin ağladığını  görünce yanına  doğru adımlamıştı. Hem annesi neden ağlıyordu ki aksine mutlu olması gerekmez miydi?

"Anne."

Ahu irkilerek karşısındaki kıza bakmıştı. Onun annesi değildi  ki ona anne demesindi. Aniden küçük kızın kolundan tutup kendine çekti ürkek Baharı.

"Bundan sonra bana anne demeyeceksin Ahu hanım diyeceksin, duydun mu beni?"

GÜNÜMÜZ

Yattığı  yataktan kalkmış artık hazırlanması  gerektiğinin farkına varmıştı. Ama genç kız hissedyordu. idam ipi onun için hazırlanmış tavandan sarkıyor tek yapması gereken o ipe çıkacak cesaretiydi. Zümrüt rengindeki sabahlığı üzerine geçirip ölü adımlarla annesinin yanından geçerek banyoya doğru ilerledi. Kısaca işlerini halledip aynaya bakmadan ellerini yüzünü yıkayıp aynı sarsak adımlarla odaya doğru ilerledi neyse ki odadaki kuru kalabalık dağılmıştı . Küçük adımlarla odadan çıkmak için kapıya yönelmişti ki telefona gelen bildirim sesiyle kısa bir duraksama yaşamıştı çünkü onun kendisine mesaj atacak bir arkadaşı bile yoktu ki.

Meraklı adımlarla telefona baktığında kaşları iyiden iyiye çatılmış ortasında derin bir çukur oluşturmuştu. Çünkü mesaj bilinmeyen bir numaradandı.

"Ah seni zavallı ve güzel kız, evleneceğin için eminim ki çok mutlu olmalısın. Ah şimdi sana daha çok üzüldüm. Evleneceğin adamın seni aldattığından haberin var mıydı?''

*

Evet sevgili canım okuyucularım, uzun bir süredir yazmak istediğim fakat kafamda kurgusunu tam olarak oturtamadığm bir kitaba başladım o yüzden bir  okuyucu olarak bölümler hakkındaki düþüncelerinizi söylerseniz kurguyu ona göre şekillendirebilirim belki ..

Y.Ö

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KimsesizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin