Dila pencereden denizi izlemeye daldı. Uzun bir zaman boyunca konuşmadı. Geçmişe döndü. Uzun zamandır bundan kaçıyordu ama kaçtığımız şeyler er yada geç bizi yakalar bunu o da biliyordu. Çok sevmişti. Çok sevmişlerdi... Düşündü. O acıyı tekrar yüreğinin tam orta yerinde hissetti. Yapayalnız bırakıldığını, çok kötü olduğu o günlerde en sevdiğinin yanında olmayışını, kendi kendini teselli etmeye çalışırken aslında kendini kandırdığını fark ettiğini...
Öğrendiği en acı şeydi bu, çok sevdiği ona en çok ihtiyacı olduğu halde bile bile bırakıp gitmişti. 26 yıl dedi kendine onu bıraktığımda 20 yaşındaydım. Ve 20 yaşımdan 36 yaşıma kadar sürekli sordum ben olsam yapar mıydım cevabım her zaman hayırdı şimdiyse yine değişmedi. Bunun için ona hiç kızmadı çünkü onun sevgisi Dila'nınkiyle karşılaştırılamazdı bile ve şunu da çok iyi biliyordu onun sevgisi artık Dilanın sevgisini hak etmiyordu.
Yavaş yavaş içinde bitiyordu ve kimseye bir şey diyemiyordu. Bir gün bu aşk bitecekti farkındaydı. ve o hiçbir şey kaybetmeyecekti. Çünkü Dila zaten onun yanında bile onun sevgisinden mahrum kalıyordu. Dolunay Yankı bir zamanlar içini titreten adam artık ona kocaman sevgisini veren kişi değildi. Artık onunla geçirdiği zamanlar deli gibi gülüp eğlendikleri zamanlar değildi. Genellikle içinde hep bir uhteyle biten günler yaşıyordu. Ona karşı sevgisi asla bitmiyordu bunu biliyordu. Ama artık onunla olmak istemiyordu. Eksik çok şey vardı ikisinin arasında. Fedakarlık gibi, kurulamayan sevgi değer dengesi gibi, söylenemeyen cümleler gibi. Haykıramıyordu yüzüne. İtiraf edemiyordu kendisine bile. Ama artık o Dolunay Yankı'nın en sevdiği değildi. Hatta en sevdiklerinden biri bile değildi. Dolunay bunun tersini söylese ne fark eder ki. İnsan hissettiği şeyin tersine inanır mı hiç. Kaldıramıyordu artık. İçinde ne kurduğu eski hayallere dair Yankı olma isteği kalmıştı, ne de onlara dair bir ümitleri. Bu onu üzmüyordu. Garip olan mutlu da etmiyordu sadece içinde nasıl bittiğini izliyordu. Yaptığı tercihleri, davranışlarını... Kendini hiç bir zaman olmadığı kadar huzurlu hissediyordu. Hayatı tamamen kendi elindeydi. Artık kim üzülür diye düşünmüyordu. Çünkü kimse onun için bunu düşünmüyordu. En yakın arkadaşıyla konuşmuştu bunu bir gece. Bencil olmakla suçladı onu. Sonra zaten kimseye açmadı bu konuyu. İçini kimseye açmadığı gibi. Sonra kapını açılmasıyla kendine geldi. Lina' nın onu izlediğini gördü sonra kocası Baran yanlarına oturdu. Tüm içtenliğiyle bütün sevgisini göstererek ne oldu bakalım size diye ikisini de kollarına aldı. Dila ilk kez böyle büyük bir pişmanlık hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAYİDAR
RomantizmBir aşk hikayesinden daha fazlası... bir yangından kurtulmuştu Dila peki ya sonra?