Jungkook belki de hayatının en önemli günü için geceden beri uyanıktı. Ne zaman uyumak istese onu göreceğini düşünüyor, kriz geçirip yastığı ısırıyordu. Hayatının en sıkıcı ve monoton günlerinde dinlediği grup özellikle onun solo şarkıları gecelerce eşlik etmişti ona . Yalnız bir çocuktu Jungkook, belki de ezikti. Lisede ortaokulda kimsenin adını hatırlamadığı çocuktu. İnsanların neden onu aralarına almadığını asla anlamamıştı ama bu durumu bile küçük yaşında kabullenmişti. Ailesi ona yetmişti. Onların sevgisi arkadaşsızlığını bastırmış insanların kendisi hakkında ne dediklerini umursamamayı çocukluğunda iyice öğrenmişti.
Ailesinin sevgisi babasına kanser teşhisi konulup kısa sürede vefat etmesi üzerine yavaşça azalıp yok olmuştu. Annesi babasını kaybettikten sonra bile uzun süre toparlanamamış Jungkook ile yeterince ilgilenememişti. Ailenin geçimini babasından sonra üstelenmesi Jungkook'u lise hayatından sonra çalışmaya mecbur kılmıştı. Kendi yaşıtları üniversitede partilere barlara giderken jungkook partilerde garson olmuş barlarda gecelere kadar barmenlik yapmıştı. Yine de bu şekilde annesine baktığı için hiç pişmanlık duymamış aksine kendisiyle gurur duyardı.
Tek içinde kalan müzikle uğraşamamaktı. Gitar çalmayı şarkı söylemeyi çok severdi Jungkook hatta barlarda bazen bu şekilde para bile kazanmıştı. Ama onun istediği üniversite de eğitim alıp kendini bu yönde geliştirmekti. İşten eve dönerken evlerinin önündeki müzik kursundan çıkanlara bile özlemle bakardı. Ama bu gün Jungkook'un belki de hayatındaki en mutlu gündü.
Barda barmenlik yaparken edindiği arkadaşları onun için bütün kore pop sektöründeki grupların performans sergilediği MAMA'ya bilet almışlardı. İlk başta bu pahalı hediyeyi hiç düşünmeden reddetmiş ve utanmıştı. İnsanların onun için yaptığı sayılı şeylerden biriydi o yüzden nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Yine de arkadaşlarının ısrarlarına dayanamamış annesine bahsettiğindeki istekli tavrı kabul etmesini sağlamıştı.
Yatağının içinde saatlerce dönüp durmaktan sıkılmıştı. Ayağa kalkıp konserde giyeceği kıyafetleri bir daha değerlendirdi. Annesinin ona yakıştırdığı beyaz tişörtü ve yırtık pantolonu umarım abartı olmamıştır diye düşündü. Odasından çıkarken bu gün gitmesi gereken part-time işinin bir ömür gibi geleceğini hissediyordu. Annesine kahvaltı hazırlamak ve çıkarken ondan bir öpücük almak artık ikisi arasında bir rutin haline gelmişti. Yolda yürürken çantasından çıkardığı walkman'a en sevdiği kaseti takmıştı. Telefonundan da müzik indirebileceğinin pekala kendisinin de farkındaydı. Böyle eski yöntemlerle ilgilenmek babasından ona geçmiş bir huydu yine de hoşuna gidiyordu.
Kulaklığından yayılan müzik ile yine onu düşündü. Kim Taehyung'u. Niye ona bu kadar ilgili olduğunu kendisi de bilmiyordu. Üç kişilik gruplarında Park Jimin ve Kim Seokjin sevimlilikleri ve güler yüzlülükleriyle daha fazla hayrana sahipti. Ama Taehyung Jungkook için başlı başına bir gizemdi. Fazla duygularını dışa yansıtan biri değildi ve sahte samimiyete girmezdi. Fan buluşmalarında gelenlerin sadece elini sıkması çoğu kişinin onu kibirli olarak görmesine neden olmuştu ama Jungkook onun elini tutsa bile bayılacağına emindi.
Taehyung'un göründüğünden daha derin biri olduğuna emindi ne yazık ki bunu asla öğrenemeyecekti. İşine ulaştığında müziği kapatıp her zamanki yerine geçti. Çalışırken gözünü saatten ayırmıyor her geçen dakika da Kore bağımsızlığını ilan etmiş gibi deli gibi sırıtıyordu. Derhal kendine gelmeliydi. Kendini saate bakmamaya şartlarken elindeki işi daha hızlı yapmaya başladı. Patronun verdiği harçlığı alıp iş yerinden çıktığında havanın karardığını o zamana kadar fark etmemesi onu şaşırtmıştı.
Eve gidip hazırlanmalıydı. Arkadaşlarının onu evden alabileceklerini söyleyen bir mesaj atmaları onu rahatlatmış daha kolay hazırlanmasına neden olmuştu. Evden çıkarken annesinin ısrarlarıyla mavi kot ceketini sırtına geçirip ona sıkıca sarıldı. Evde sorun var mı diye şöyle son kez bakındıktan sonra evden çıktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chiave Della Mia Vita
FanficSeni sahnede ilk kez gördüğümde mutluluğumun kilidini açan anahtarım olacağını biliyordum..