Fazıl Hüsnü Dağlarca

61 6 0
                                    

"

Kâinatın Akşam Yoklaması


Bir an, akşamın fikirden geçmesi,

İlk insandan son insana kadar, daima.

Kendimi ve herkesi boşlukta hissediyorum;

Dairemsi bir müddet iniyor ruhuma.

Bir an, coğrafyanın dışında,

Ve bütün sathı, atmosferin.

Sevgilerin en samimi olduğu saat;

En çok düşünceye benzediği vakit, çiçeklerin

Bir an, zamanın gölgesi yüze değer.

Ve aralığı hayatın ölümün aralığı.

Bembeyaz bulutlar gibi geçer göklerden,

Kör bir adamın bahtiyarlığı.

Bir an; bütün anaların şefkati,

Ve maviliklerde rüyası, bütün genç kızların.

Merhametin büyük varlığı gibi silik,

Kalpteki ışığı gibi uçan yıldızların.

Bir an, kaybolmuş sonsuzluğu göz yaşlarının,

Hatıraların kaybolmuş mesafesi.

Bir misafirliğin ilk manzaraları kaplar,

Ve gurbet kaplar, herkesi.

Bir an, hayalden hendeseler dünyasında,

Kürelerin mesafelerindeki ahenk.

Bütün sessizliğiyle hayatın uzunluğu,

Denizlerden, gözlerde mazi olan renk.

Bir an üstümüzde elbise,

Kızını okşayan bir adamın avuçlarındaki sıcaklık.

Ve bütün atomları kaplar habersiz,

Gençlikleri ölümden uzaklık.

Bir an, bir an ki her şey farkında.

Her gün aynı vakit semadan geçer.

Ve susar bir insan gibi hüzünle,

Taşlar, bulutlar, ışıklar, fikirler.

Bir an ki cesaretin büyük sessizliği,

Hissin ve aklın sonsuz memleketinde.

Allaha mevcut veriliyor,

Kâinat hazır ol vaziyetinde!

Geçmiş Zaman ElçisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin