Aynaya baktım.
Dağınık, kıvırcık saçlarım, pijamalarım, kısa boyum, yorgun bakan gözlerim ve kurumuş dudaklarım. Derin bir nefes aldım. Güzel değildim.Yavaşça kafamı yatağımdaki kitabıma çevirdim. Bütün gece uyumadan kitap okumuştum. Annemin telefonda biriyle konuşup bağırma seslerine alışmıştım. Babam gittiğinden beri hiç bişey umrunda değildi zaten.
Banyoya gittim, yüzüme su vurdum kendime gelmek için, sonra ise odaya tekrardan geçtim. Öylesine bir eşofman, geniş ve uzun bir kazak geçirdim üstüme. Evde kalıp annemin bağırışlarına katlanmak istemiyordum.
Bu arada, Ekim ben. Ekim Aras. 18 yaşındayım. Yaklaşık 1.56 boyundayım. Kilom 42 ve uykusuzum.
Telefonuma baktım. Gruptan 21 mesaj vardı. Gözlerimi kaşıdım ve ne yazdıklarına baktım.
İrem- Mal Ceylin, hırkanı unutmuşsun.
Ceylin- Sakladın dimi hırkamı?
İrem- Hırkanı ne yapayım?
Ceylin- Bilmem, tavuk suyuna batırdığın olmuştu?
Sude- Çok özlediniz dimi beni? Ah, biliyorum. Ağlamayın lütfen bir sonrakine gelirim.
İrem- Hayatımın en huzurlu bir günüydü sensiz Sude.
Sude- Kes.
Ceylin- Sen kimsin ki seni özleyeyim?
Sude- Biliyorum çok özledin, ağlama.
Kerem- Sesinizi kesmeyi bilir misiniz?
Ceylin- Sus be sen.
Mete- Ya mal mısınız?
Sude- Yazık şimdi anladı.
Selim- Sen sus.
Sude- Sustur.
Kerem- Ben sustururum.
Sude- Öp.
Kerem- Öptüm.
İrem- Iyyy vıcık vıcık kusarım.
Ceylin- Senin kendininkini bul söyleriz ona.
İrem- Sus be terbiyesiz.
Gülümsedim ve yazmaya başladım.
Siz- Günaydın hot gacılar.
Mete- Günaydın kıvırcık kafa.
Siz- Saçlarıma aşıksın değil mi doğru söyle?
Ceylin- Yok o bana aşık.
Mete- Tabi.
Selim- Susun mal herifler, uyuyorum.
Siz- Gözün kapalı gören ilk kişi.
Selim- Ekim mal mısın?
Siz- Sus be.
İrem- Ekim, sahilde buluşuyoruz, simit al.
Siz- Tamam, hadi çok boş yaptınız zıbarın.Telefonu kapattım ve odadan çıktım. Annem beni gördü.
"Ekim, evin kirası yetişmiyor! Bizi kapının önüne koyacaklar!"
"Her gün yatmak yerine biraz bana yardım edip çalışsaydın kira çoktan ödenmişti anne." dedim.
"Ben ne diyorum sen ne diyorsun Ekim!"
"Tamam anne! Bizimkilerle buluştuktan sonra pizzacıya giderim! En azından beni tanıyorlar." dedim. Kafasını salladı. "Görüşürüz." dedim."Hadi görüşürüz." dedi.
Kapıyı açıp dışarıya çıktım. Yüzüne vuran rüzgar beni titretti. Elimdeki bir kaç kuruşla simit alıp sahile doğru yürümeye başladım. O sırada biri omzuma dokundu. Arkamı döndüm.
"Selam Ekim Bey," Kerem'in sesini duyunca bir nefes aldım. "Selam Kerem Hanım." dedim gülerek. Elimdeki simit poşetini alıp büyük bir parça simit kopardı.
"Ayı! Az al!" dedim. "Sus be kuş yuvası." dedi. Gözlerimi devirdim ve yediği simiti alıp bir ısırık aldım.
"Annen n'yapıyor?" diye sordu. Ofladım. "Yatıyor. Kiracıyla kavga etmiş. Kapının önüne koyacaklar bizi. Kira yetişmiyor. Aynı şeyler işte."
Ofladı o da ve elini omzuma yerleştirdi. "Öyle bişey olursa bizde kalacaksın duydun mu?" dedi. Yorgunca gülümsedim ve başımı onun göğsüne yerleştirdim. 6 yaşından beri vardı hayatımda bu çocuk. Her anımda yanımdaydı. Onun yanında huzurluydum. Olmayan kardeşim gibiydi. İrem ve Selim'i görünce hemen oraya doğru ilerledik.
"Diğer üçü nerde?" diye sordu Kerem. "Yolda bıraktık, sevmedik onları." dedi İrem. Gülümsedim. Herkese simit verdim ve çimene oturdum.
"İrem, Selim'le ne zaman öpüşeceksiniz?" diye sordum. "Ya Ekim mal mısın!" dedi sinirle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
13 Metre
RomansaBir kaç metre uzağında olan, görebildiğin ama dokunamadığın birine aşık oldun mu hiç? Hiç tanımadığın, hayatında bir kere bile göremediğin biriyle aynı odada haftalarca hapsoldun mu?