Alarmın sesi kulaklarına ulaştığında, uykusuna veda edip gözlerini araladı. Bir kaç debelenmeden sonra nihayetinde kalkıp lavaboya ulaştı. Soğuk su, ruhunda kalmış uykuları yok ederken kendine tamamen geldi. Merdivenlerden aşağıya doğru inip mutfağa geçti. Gözleri uyanmış olan arkadaşı Minho'yu buldu. Minho kafasını okuduğu gazateden kaldırıp Luke'a baktı.
''Günaydın ahbap '' diye mırıldandı Minho. Tekrar kafasını gazetesine gömdü.
Luke homurdanarak günaydın dedikten sonra tezgaha yöneldi.
''Kahve ister misin ?'' diye sordu.
Minho kafasını kaldırmadan cevap verdi.
''Saol, ayıkmaya ihtiyacı olan sensin.''
Kahve makinasını çalıştırdiktan sonra, ekmekleri ve gerekli malzemeleri çıkarıp sandviç hazırlamaya koyuldu.
''Bugün erkencisin '' dedi bir yandan domatesi doğrarken.
'' Ah hadi ama Luke geç kalkan sensin, sana öyle geliyor "
"Belki birgün bende alışırım ha ?"
Minho kafasını olumsuz anlamda salladı. Luke gece geç saatlere kadar uyumaz, sabahta alarmın zoruyla uyanırdı. "Tanrım küçük bir çocuk gibiyim" diye düşündü. Sandviçini masaya koyduktan sonra kahvesini de doldurdu. Masaya doğru yönelirken Minho'ya döndü.
"Ne okuyorsun ?"
" Bay Süper Dedektifin bir davasını."
Luke kendince mırıldandı.
"Yine mi şu aptal lakap."
Minho gözlerini ciddi misin dercesine açtı.
"Hadi ama Luke, neden bu kadar mütevazısın dostum ? Çözdüğün olayları ben bile şaşkınlıkla okuyorum."
Luke cevap vermedi. Bu kadar abartılmamalı diye düşündü. Sandviçinden büyükce bir ısırık aldı. En sonunda lokmasını yutabildiğinde konuşmaya başladı.
"Bugünlük planın nedir ?"
" Kliniğe uğrayacağım. Sonra da Jo ile bir şeyler yapacağız." Sonra mırıldanmaya yaklaşık bir ses tonu ile devam etti " Bilirsin işte. Flört denilen aptalca bir şey. Jo söylemişti."
Luke sandviçini yemeye devam etti. Minho gazatesini katlayıp kenara koydu. Masaya oturdu. Sonra Luke'un dokunmadığı kahvesine uzandı.
"Düşündüm de belki biraz kahve içebilirim."
Luke homurdanarak kalktı. Minho'nun arkasından pis bir gülüşle sırıttığını tahmin edebiliyordu. Bir kahve daha doldurdu kendine ve masaya döndü.
"Eee senin bir planın var mı ? "
Luke tam cevap vermek için ağzını açmıştı ki telefonun sesi onu durdurdu. Masadan kalkıp telefonuna uzandı.
"Ben Luke Martin. Buyrun ?"
"Ah Luke nasılsın faslını geçiyorum, sana anlatmam gereken önemli şeyler var."
Luke hafif kaba bu adamın kim olduğunu çok iyi biliyordu. Sammy.
"Dinliyorum"
"Bugün bir ceset buldular ve ilginç bulgular edindik. Gelip bir bakmak istersin diye düşünüyorum. Adresi mesaj atarım. Umarım bir programın yoktur"
Luke tam cevap verecekti ki telefon kapandı. Daha yeni hafif kaba mı demişti ? Elini yüzüne kapatıp mırıldandı
"İşte başlıyoruz."
----
Yorumlarınızı esirgemeyin *-*
Yorumlarınızı esirgemeyin *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Süper Dedektif
AdventureEğer görevli değilseniz, olay yerine giremezsiniz. Eğer Süper Dedektif okuyorsanız, en önden geçebilirsiniz. İpuçlarını toplarken dikkat edin, çünkü o sizi tek bir hamle de yerle bir edebilir. (Tüm kanıtlar, gerçekler de saklıdır)
