•Rebecca•
Bir ay geçmişti. Sevdiğim adam ölen eşini her an düşünmeye ve o hariç her şeyi unutmaya devam ediyorken benim elimden bir şey gelmiyordu. Ona, onu sevdiğimi söylesem bu bencillik olurdu. Onun, zamanında karısının, gözleri önünde yitip gidişini izlediği gibi sıra bana gelmiş, ben Jeongguk'un eriyip gidişini izliyordum. Zordu... Çok zordu. Elinden hiçbir şeyin gelmemesi en zoruydu.
Yine bir gün, her zaman karşılaştığımız o parkta buluştuğumuzda salıncakta sallanıyordu. Yavaş adımlarla yanına gidip yandaki salıncağa oturmuş, ona eşlik etmiştim.
"Bugün nasılsın Jeongguk?"
"Çok iyiyim. Lee Hi'nin yaptığı kurabiyelerden yedim."
Buruk bir gülümseme dışında bir şey yapamadım.
"Eminim çok güzel tatları vardır."
"Lee Hi yaparsa kötü olması mümkün değil."
"Jeongguk, bir şeyi unutmadın mı?"
"Neyi?"
"Kurabiyelerden bana getirmedin!"
"Ah evet, haklısın. Özür dilerim, bir dahaki sefere getireceğim. Çok beğeneceksin."
Bakışlarımı, bir çocuk misali sallanan adamda kısa süre tutup yere vermiş, çok yavaş bir biçimde sallanarak düşünmüştüm.
Benim sonum da böyle olur muydu?
Eğer olursa, birini kendime aşık etmemeliydim."Rebecca"
"Hm?"
"Lee Hi'nin mezarına gidelim mi?"
Hatırlamıştı.. Ara ara bile olsa hatırlıyor olduğu zamanlar iyiydi. Mantıklı konuşabiliyordum onunla.
"Olur"
Bir zaman sonra Lee Hi'nin mezarına gelmiş, öylece bakmıştık. Jeongguk'un dolan gözleri içimi dağlıyorken yapabildiğim tek şey susmaktı.
Mezarın yanı başına dizleri üzerinde çöküp toprağını sevmiş, "Çok özledim seni." demişti.
Yapabildiğim tek şey, izlemekti. Boğazımda bir yumruyla...
Sonrasında ayağa kalkmış, mezarı suladıktan sonra adımlarını çıkışa ilerletmişti. Peşinden gidip ona yetiştiğim sırada anlık elimi tutan Jeongguk, "Biliyorum, ben de alzheimerım. Bu yüzden senden bir şey isteyeceğim Rebacca." demişti.
"Dinliyorum?"
Yönünü bana tam döndürüp diğer elimden de tutmuş, gözlerini gözlerime odaklamıştı. Bencilce bir düşünceye kapılmadan diyeceği şeyi hızla söylemesini beklediğimde konuştu, "Muhtemelen yakında ben de hayata veda edeceğim..."
"Böyle konuşma."
Dudaklarıma bastırdığı işaret parmağıyla beni susturup sözüme kulak vermeden devam etti, "...ama sen yine, unutursam fısılda."
Şimdi ikimiz de odaklıydık birbirimizin gözlerine. Şu an ben Jeongguk'un, Jeongguk karısının yerindeydi fakat farklı olan bir şey vardı.
Ben onun gitmesine izin vermeyecektim.
"Unutturmayacağım Jeongguk"
| • | • |
hadi bakalım, sizin sonunuz iyi olur umarım.
+ olacak, değil mi ben?
- bilemiyorum
+ şerefsizcicili bicili günler bebeklerime 💙
{06.07.2021}
- sweet-kookiem
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unutursam fısılda - jjk
Fanfiction"Eğer olur da bir gün hastalığım ilerlerse ve seni unutursam, fısılda sevgilim." bir fısıltı için bile zaman çok dardı...🥀 . 6 Mayıs 2021'de taslağa alınan ama bölümleri yazılmayan o nadide parçalarımdan biri kznfmf yazılmaya başlanma tarihi: 2 Tem...