Wintersnowlarry, thanks for your permission!
Holly
Harry elindeki paketin içine elini soktu ve içinden devasa anahtarı çıkardı. Onun zindanı açacak anahtar olduğunu tahmin ediyordum. Hala beni bu lanet yere kapatacağına inanamıyordum. Onun problemi neydi? Genç kızları kaçırıp onları kendi 'oyuncak bebekleri mi yapıyordu?! Psikopat olmalıydı.
"İçeri gir!" Zindan hücresinin kapısını açtı. Emirlerini takip ettim ve küçük hücrede ilerledim. Son derecede rahatsız hissediyordum. Hapis hücrelerine benziyordu. Tek fark bunun çok daha kötü olmasıydı. Etrafımı çevreleyen tuğla duvarlar vardı. Hiç ışık ya da elektrik belirtisi veren bir şey yoktu, sadece tüten birkaç mum vardı. Beni dışarıdan uzak tutan paslı metal parmaklıklar vardı. O kadar berbattı ki onlara dokunmak bile istemiyordum.
"Gerçekten üzgünüm! Lütfen, gitmeme izin ver!" Ben Harry'e bağırırken gözyaşları çoktan yanaklarımı ıslatmaya başlamıştı.
"Kes sesini!" Bana kükredi ve zindandan ayrılıp kapıyı kilitledi.
Duvara sırtımı dayayıp bedenimi aşağı kaydırdım. Ne yapmıştım ben? Sadece klübe geri gitmeliydim. Siktir, o gece o klübe gitmemeliydim!
Bu hücrede yapabildiğim tek şey ağlamaktı. Ağlamak.
Harry
Bütün bebeklerimden şu ana kadar sadece bu yeni bebeğim, Holly hakkında iyi bir ilk izlenim alamamıştım. O benim zindana kilitlemek istediğim fakir kız değildi. Yapmak zorundaydım. Juliet disiplin ve saygı göstermeyi nasıl öğrendiyse, Holly de öğrenecekti. Biliyordum, Holly aslında iyi bir bebekti. Çok güzeldi, diğer bebeklerin güzelliğini gölgede bırakıyordu. Uzun, düz, parlak sarı saçları... Mükemmel okyanus mavisi gözleri... Boyu, kıvrımlı vücudu... O gerçektem mükemmeldi. Ve ben de benim mükemmel bebeğimi düşünür oldum.
Üst kata geri koştum ve oyuncak bebeklerimin odasına fırtına gibi girdim. Kapıyı çarptığımda nefesleri kesildi.
"Yaratıklar! Hepiniz!" Bağırdım ve ham bebeklerimi işaret ettim. Hala öğrenecekleri çok şey vardı.
Juliet konuşmak için ağzını açtı ama lafını kestim.
"Hayır Juliet! Senin en güvenilir bebeğim olduğunu düşünmüştüm! Hepiniz, hepiniz ham sürtüklersiniz! "
Bazı bebeklerin göz yaşları yanaklarını ıslatmaya başlamıştı bile. Acizler.
"Eğer biriniz bu odadan ayrılırsanız, Beth'e ne olduysa sizin sonunuz da o olur!" Bebeklere bağırdım ve odadan çıkıp kapıyı kilitledim.
Benim aptal bebeklerim.
Juliet
"Wow.." ağzımdan sadece bu sözcük kaçabilmişti. Harry bana... bağırmış mıydı?
Hepimiz şoka girmiş gibiydik. Daha önce Harry'i hiç bu kadar kızgın görmemiştik.
"Sadece onun Holly'e şu an ne yapıyor olabileceğini hayal et. "Anna, Holly için sempatik görünüyordu. Bu gerçekti. Yoksul kız, korkmuş olmalı.
"Zindandan kaçmasına yardım edebiliriz!" Macy heyecanlıydı. Çılgın mıydı? Biz Holly'nin zindandan kaçmasına yardım edemezdik! Harry hepimizi ÖLDÜRÜRDÜ.
"Evet," Jess başını salladı, "Juliet, Harry'nin favorisi. Onu oyalayabilir ya da başka bir şey yapabilirsin ve biz de Holly'nin kaçmasına yardım edebiliriz!" Güzel, şimdi de Jess aklını kaybetmişti. Onların küçük planının içinde değildim. Bu işe yaramazdı ve hepimiz öldürülürdük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE DOLLHOUSE | TÜRKÇE
FanfictionTHE DOLLHOUSE | Tanıtım "Sen lanet olasıca bir delisin." "Sadece benim gibi delisin, sevgilim" "Afedersin? Hayır değilim" "Ama sen..." "Hayır olmayacağım. Asla olmayacağım." "Ama sevgilim," dedi, yumuşak ve kulak tırmalıyıcı sesiyle fısıldaya...